Ciddi konulara espri ile yaklaşmak da mümkün. Özellikle konunun önemini idrak ediyorsanız, takip ediyor, işiniz olara...

Ciddi konulara espri ile yaklaşmak da mümkün. Özellikle konunun önemini idrak ediyorsanız, takip ediyor, işiniz olarak görüyorsanız mesele anlaşılmış demektir. Hani bazen ‘Heyyy!’ diye başlatılıyor ya, öyle başlıyoruz; ‘Heyyy Sevgili Cumhurbaşkanımız, 3600 ek gösterge için sözünüz var. 3600 ek gösterge neydi?’ 657 sayılı Devlet Kanunu'na bağlı olan öğretmen, polis, din görevlileri, hemşireler gibi birçok meslek grubu ek göstergeden yararlanabilecekti. Bu nedenle gözleri 3600 ek göstergeden başka bir şey görmüyor. Neden? 3600 ek gösterge ile maaş alınması halinde (detaylara girmeden) 2500 göstergeye göre daha yüksek bir ücret alınacağından beklenti büyük. Böyle olunca her gün 3600 ek göstergenin çıkması beklenmekte. Gerek Kamu-Sen’e bağlı Diyanet Vakıf-Sen, gerekse çalışanlarının verilen sözden üç yıl gibi bir zaman geçtiği konusunda haklı yakınmalarını olumlu karşılamak gerekir. Diğer bir önemli beklenti konusu EYT; emeklilikte yaşa takılanlar… Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Tutturmuşlar EYT. İskandinav ülkeleri bu sistemle battı. Yapmayacağız, seçim kaybetsem bile bu işte yokum” şeklindeki konuşması bilinmesine rağmen beklenti devam ediyor. Ancak Sayın Devlet Başkanının beyanından kısa dönemde bir çözüm görülmüyor. Olsa da beklenti çok büyük. Çünkü bu insanlar fiili durumları sebebiyle devam edecek ikinci bir iş bulamıyor. Günlük ufak yevmiyeli işler ile geçiniyor, genelde hayatları güçlükleri sırtlayarak devam ediyor. EYT’ye takılı çalışanların büyük çoğunluğu gerek yaş gerek meslek gerek tahsil olarak her çalışan gibi ikinci devam edecek iş bulmaları çok çok zor. Bu guruptaki emeklilerin çoğunluğunun bu durumu ne kadar biliniyor, bilmiyoruz ama düşünceli bir devlet olduğunu biliyoruz. En azından biraz daha öne çekilmeyi sağlamak, maddi sıkıntılarda biraz da olsa ferahlama insanları mutlu edebilir. İnşallah demekten başka çaremiz yok. Kısa kısa’ dedik ya, bir de ülkede daima amaç dışı kullanılan dahilde işleme rejimi söz konusu. Bu hususta ciddi hiç bir denetim yok. Elli yıllık memuriyetimde Ticaret Bakanlığı kadar adamsendeci bir anlayış olduğuna şahit olmadım. Dahilde işleme rejimini kısaca hatırlatalım: Ülke piyasalarına rekabet gücü kazandırmak ve ihraç ürünlerini çeşitlendirmek amacıyla yapılır. Dünya piyasa fiyatlarından gümrük muafiyetli olarak, ticaret politikası önlemlerine tabi olmadan yapılır. İhraç ürünün üretimi için gerekli olan ve fiyat ve/veya kalite bakımından yurt içi piyasalardan temin edilemeyen, hammadde, yardımcı madde ve ambalaj malzemeleri ithalatına imkan veren ekonomik etkili bir gümrük rejimidir. Konu anlaşıldı sanırım. Mevzubahis cari hususların denetimi yapılıyor mu, nasıl, ne kadar ciddi yapılıyor? Öğrenmek amaçlı soruyoruz. Not: İsrail lanet olsun şu faşist kafana…