Son günlerde bir bilim kurgu filminin içinde gibiyiz. Aralık ayından bu yana gündemde olan koronavirüs salgını, ölümlerin artması ve salgının birçok ülkeye yayılması ile tüm dünyada panik havası yarat...

Son günlerde bir bilim kurgu filminin içinde gibiyiz. Aralık ayından bu yana gündemde olan koronavirüs salgını, ölümlerin artması ve salgının birçok ülkeye yayılması ile tüm dünyada panik havası yarattı. İtiraf edeyim başlarda; Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde her yıl 5 milyon civarında grip vakasından kaynaklı ölümlerin sayısı 650 bini buluyorken, koronovirüs konusunda neden bu kadar panik yaşandığına anlam verememiş hatta çok abartıldığını düşünmüştüm. Ancak tehlikenin boyutu arttıkça durumun ciddiyeti daha anlaşılır oldu. Uzmanlar, burada en önemli etkenin yeni virüsle ilgili belirsizlik olduğunu söylüyor. Örneğin her yıl grip sezonunun ne zaman başlayıp bittiği, ne kadar insanın hastaneye kaldırılacağı, kaç kişinin öleceğini tahmin etmek mümkün. Ancak yeni koronovirüs ile ilgili böyle bir öngörü yapmak henüz mümkün değil. İsviçre'deki Bern Üniversitesi'nden salgın hastalıklar uzmanı Christian Althaus'a göre, gripte her 1000 vakadan 1'i hayatını kaybederken, koronavirüste bu oran 100'de 1'i bulabilir, yani ölüm oranı gribe kıyasla 10 kat daha fazla olabilir. Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri, koronavirüsten ölüm oranının yüzde 3.4 olduğunu ifade ediyor. Yeni koronavirüs insanlar arasında henüz çok yayılmamışken tümüyle ortadan kaldırılması ihtimali olduğu için bu kadar sıkı önlemler alınmaya çalışılıyor. Koronavirüsün gerek ülkemizde gerek dünyada şimdi kontrol altına alınamaması halinde, grip gibi her yıl milyonlarca insanı etkileyen bir bulaşıcı hastalık olmasından korkuluyor. Peki, ne yapmalı? Virüs bulaşmış bir kişinin bunu 2-3 kişiye daha bulaştırdığı tahmin ediliyor. Riski en aza indirmek için dikkat edilmesi gereken iki önemli madde var. Birincisi ve en önemlisi hijyen… Yere düşen bir şeyi alıp yemezsiniz değil mi? Peki size ellerinizin en az üstüne bastığınız zemin kadar bakteri taşıdığını söylesem? Riskin korkutucu olduğu bugünlerde önce ellerinizin temizliğine sonra da beden temizliğinize biraz daha fazla önem vermeniz gerekiyor. İkinci önemli madde ise temassızlık… Kabul edelim, sevgi yumağı bir milletiz. Sarılmak ve öpmek için bir nedene ihtiyacımız yok. Ancak bu süreçte kendimizi sevdiklerimizden izole etmemiz şart. Mümkün olduğunca dışarı çıkmamaya çalışmak toplu ortamlardan kaçınmak gerekiyor. Herkesin aklında aynı konu var. Herkes birbirine potansiyel virüslü gibi bakıyor. Toplumsal anksiyeteyi artırmaya lüzum yok kişisel önlemleri artırmak yeterli olacaktır. Hastalık size bulaşmayacak gibi davranmayın. Herkes virüslüymüş gibi kendini çevresinden koruyabilirse bu süreci atlatmak çok daha kolay olacaktır. Kendinizi düşünmüyorsanız sevdiklerinizi düşünün.