Son günlerde yaşanılan Kovid-19 bizi sanki mart ayına geri götürdü. Dejavu bu olsa gerek. Aylar geçti ama marttan yüksek genel ve yerel vaka sayılarında artış yükseldi. Bunun elbette birçok nedeni var...

Son günlerde yaşanılan Kovid-19 bizi sanki mart ayına geri götürdü. Dejavu bu olsa gerek. Aylar geçti ama marttan yüksek genel ve yerel vaka sayılarında artış yükseldi. Bunun elbette birçok nedeni var. En önemli neden de karantina uygulamasının gevşetilmesi… PCR testleri sonucu beklenirken kurallara doğru dürüst uyulmaması, izolasyonlarda yaşanan ciddiyetsizlik diğer neden. Ayrıca, maske ve fiziki mesafe kurallarına hiç uyulmadığını görüyoruz. Sağlığımız için devlet zoru, polisin, jandarmanın cezası mı gerekli? İnsanlar rehavet içine girdi. Pandemi hastanelerinde hasta yatacak yer neredeyse kalmadı. Odalarda 1 kişi kalması gerekirken, yoğunluktan odalara ikişer kişi alınmaya başlandı. Korona virüs testi pozitif çıkan hastalar evde karantina altında olması gerekirken sokaklarda dolaşmaya başladı. Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, çalışmaları ile polis, jandarma kontrollerinde sokaklarda yakaladıkları hastaları yurtlara yerleştirmeye başladı. Bakanlar Kurulu kararlarını açıklayan Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı’nın açıklamalarını hiçe sayan bazıları, sosyal medyada alay ediyorlar. Bu kendini bilmezlerin hastalıkları hiçe saydıkları, insanlara bulaştırmaya devam ettikleri, fütursuzca eğlendikleri, cenazelere ve taziyelere kalabalık katılmaları, düğünlerde maskesiz ve mesafesiz halaylar çekmeleri görülüyor. Bazı ailelerin yüz yüze eğitimi istemesi, bazılarının ise istememesine rağmen, yüz yüze eğitime başlanması bana göre hataydı. Korona virüsün bu kadar yaygınlaşması, ikinci dalganın gelmesi, vurdumduymaz insanların virüse aldırmaması hastalığın çoğalmasına neden oldu. Milli Eğitim Bakanlığı Cumhurbaşkanı kararıyla yüz yüze eğitimden vazgeçti. Çocuklarımızın eğitimden geride kalacağını sanmıyorum. Elleri öpülesi öğretmenlerimiz gece gündüz demeden televizyonlar ve internet üzerinden eğitimi en iyi şekilde öğrencilerine vermeye çalışıyor. Doğu illerinin köylerinde internet zorluğu çekilen yerlerde, uzaktan eğitime ulaşamayan çocukların ders eksiklikleri nasıl giderilecek? Bütün bu soruların cevaplarının verilmesi gerekiyor. Halkımızın marttan sonra yaşanılan süreçte olduğu gibi bilinçli hareket ederek kendilerini, ailelerini koruyacağına inancım tam. Halkımız hassas ve eğitimlidir. Herkes bu dönemde de kalabalık ortamlardan uzak durarak gerekli hijyen ve fiziki mesafe kurallarına uymalı ve maske ayrılmaz bir parçamız olarak görmeliyiz. Bundan sonra maske takmayana, yasaklara uymayan insanlara para cezası uygulanacağını da unutmamak gerekiyor. Tekrar virüsüz günlere ulaşmak istiyorsak tedbiri elden bırakmamalı ve rehavete kapılmalıyız. Hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artmakta. Siyasi gündem değişiyor. Fakat asıl gündemimiz sağlığımız ve korona virüs tedbirlerine uymak zorundayız. Vakalar geçen defanın kat ve kat üstünde. Bu işin şakası yok. Üstelik de sağlık ile ekonomi alanlarında çok kırılgan bir durumdayız. Daha kötü durumlara düşmek istemiyorsak, paniklemeden, aşırı endişe ve korkuya kapılmadan, sorumluluk bilinci içinde kendimizi ve ailelerimizi koruyarak birbirimizi uyararak, paylaşarak, yardımlaşarak, dayanışma halinde olmalıyız. Hamurumuzda bu vardır. Takdire şayan sağlık çalışanlarımız ve halkın duyarlı olması sağlıklı günlerde buluşma günlerimiz olacaktır...