Batı blokunun Kiev’e yaptığı askeri danışmanlık ve mühimmat desteğinin genişletilmesi...

Batı blokunun Kiev’e yaptığı askeri danışmanlık ve mühimmat desteğinin genişletilmesi ve Ukrayna kuvvetlerindeki paralı askerlerin sayısındaki artış, çatışmanın kontrolsüz bir şekilde tırmanması tehlikesini yaratmaktadır. Kiev’in rövanşist tepkilerinin ve Rus tarafıyla müzakere etmeyi reddetmesiyle mevcut durum daha da ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Rusya’da seferberlik ilanından sonra daha sık gündeme getirilmeye başlanan nükleer tehdit ortadan kaldırılmak isteniyorsa Ukrayna'daki çatışmaya siyasi ve diplomatik bir son verme arayışı kaçınılmazdır. Nükleer tehlike gezegen için daha önceleri de gündeme gelmiştir. Bunlardan birisi de altmış yıl önce gerçekleşen ABD-SSCB arasındaki Küba Füze Krizi’dir. 1962 yılında Amerika Başkanı Kennedy yönetiminin Küba’yı abluka altına alma kararıyla ortaya çıkan krizi, Ukrayna üzerinden yaşanan Moskova-Washington çatışmasıyla askeri-siyasi çerçevede karşılaştırırsak, aradaki altmış yıllık süreçte sahip olunan nükleer füzelerin yapısından tutun, iki ülke arasındaki karşılıklı güvene kadar pek çok parametrede büyük farklılıklar oluştuğu açıktır. FİİLİ BİR SAVAŞ’ Küba Krizi, çatışmaya dönüşmeden yönetilmiş bir krizdi; buna karşılık bugün Ukrayna topraklarında fiili bir savaştan bahsediyoruz. Kennedy ve Kruşhev’in bir araya gelerek diplomatik çözüm arayışlarının, krizin aşılmasına önemli katkıları olmuştur; ancak bugün Ukrayna Krizi’nde Türkiye’nin ısrarlı arabuluculuk girişimleri maalesef sonuçsuz kalmaya devam etmektedir. 1962’nin iki süper gücü arasındaki nükleer füze krizi doğrudan Küba’daki Sovyet füzeleri ile Türkiye’deki Jüpiter füzeleriyle karşılıklı tehdit konusuyla sınırlıdır. Geçtiğimiz Şubat ayından bu yana sıcak savaş olarak devam etmekte olan Ukrayna krizi ise ABD ile birlikte AB ülkelerinin de içinde bulunduğu bir Batı blokunun Rusya ve Çin odaklı jeopolitik eksende ortaya çıkarak ekonomi-politik zeminle birlikte sürdürülmektedir. SOSYALİST BLOK Küba Krizi ile Ukrayna Krizi yapısal olduğu kadar neden olacağı sonuçlar açısından da birbirinden derin farklılıklara sahiptir. Küba, geçen yüzyıl Sosyalist Blok için oldukça önemli bir değerdi, aynı zamanda Amerika’ya coğrafik yakınlığı nedeniyle stratejik bir bölge olarak hem Moskova hem de Washington için önemliydi. Buna karşılık Rusya’ya coğrafi yakınlığıyla stratejik öneme sahip olan Ukrayna, Batı bloku için önemli bir jeopolitik merkezdir. Geçen yüzyılın soğuk savaş koşullarından günümüzün neo-liberal politikalarına gelinceye dek geçen sürede uluslararası ilişkilerde ve küresel sermayenin hareketliliğinde çok fazla değişim yaşandı. En önemlisi artık SSCB değil, Amerika’nın askeri-siyasal düşman olarak gördüğü Rusya Federasyonu var. SSCB’den kopan pek çok müttefikiyle birlikte Rusya’nın çevrelenmesi üzerine yürütülen Amerikan dış politikası uzun süredir aktif olarak yürütülmektedir. Rusya’nın Ukrayna’dan yenik çıkması sadece küresel ve bölgesel gücünü azaltmakla kalmaz, aynı zamanda Rusya’nın emperyal paylaşımını da getirebilir.