İzmir ilimizin nadide turizm cenneti Çeşme yarımadası bilindiği üzere, Turizmi geliştirmek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Gelişim Bölgelerine ayrılmıştı. Dönemin Bayındırlık ve İskan Bakan...

İzmir ilimizin nadide turizm cenneti Çeşme yarımadası bilindiği üzere, Turizmi geliştirmek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Gelişim Bölgelerine ayrılmıştı. Dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı düzenlemesi 1/100.000 ve 1/50.000 lik planlarında, bölgenin sahil bandı, yaz sezonu turizmi ve Termal kaynakların bulunduğu bölgeler göz önünde bulundurularak, Turizm geliştirme sahaları oluşturulmuş, imar planlarında öncelik ve emsal fazlalığı ile turistik tesis yatırımlarına tanınmıştı. Buna karşılık, Çeşme’de yapılaşma turizm yatırımları şeklinde değil, konut üretimi şeklinde devam etmiş, turizm imarlı parseller villa ve yazlık konut üretimine harcanmıştır. Çeşme’de turistik tesislere tanınan, kat ve emsal fazlasından faydalanarak oluşturulmuş birçok yazlık site, rezidans ismi verilen son dönem lüks konut yapılaşması, Çeşme’nin sahil bandında dönemsel olarak şahıs mülkiyetine girmiş yapılaşma anlayışına hizmet etmiştir. Bu yapıların birçoğu yapı ve işletme ruhsatlarındaki kat mülkiyeti problemini, 3194 sayılı imar kanunu geçici 16. Maddesi olan İmar Barışı süresinde gidermek durumunda kalmış, onbinlerce konut sahibi turistik tesis statüsündeki mülkiyetini kayıt altına almak zorunda kalmıştır. Yaklaşık 40 yıl zaman zarfında genel kabul gören bu yaklaşım, gelenek halinde uygulanarak, Çeşme’nin turizm ekonomisi ve dinamiği edinmesi için gereken donanıma sahip olması önüne geçmişti. Çeşme termal suları ülke ve Dünya sağlık turizmi için, uygun tesis, işletme ve yatak kapasitesine bu sebeplerle ulaşamadığından hak ettiği değer kazandırılamamıştır. Termal kaplıca vasfı halen tescil altına alınmamış ilçemizin birincil kaynak merkezleri olan, Ilıca, Şifne ve kuzey sahilleri boyunca turizm ve sağlık tesisleri yerine konut yapılaşması gerçekleşmişti. Bakanlığımızın, Çeşme turizmi adına yaklaşık 40 yıl öncesinden bu yana planlanmış ancak helan hayata geçememiş Turizm Geliştirme Planlaması kapsamında, önceki dönemler yerel yönetimlerin, bölgenin turizm önderlerinin ve sivil toplum kurumlarının da atıl kaldığı ortadadır. Bölgede kamu menfaati gereği olması gereken turizm çeşitliliği yerine, sürekli olarak imtiyazlı kişilerin delmekte olduğu, kıyı, koy, doğal alan talanı, emsal fazlaları ile sistem konut üretimi menfaatine çalıştırılmaktadır. Sivil toplum, doğa değerleri üzerine insiyatif alan şuur, baskın dinamikte, buna ve emsallere örnek teşkil ederek çığ gibi büyüyen, konutlaşma, betonlaşma, tarım alanları, doğa ve tarih  talanı geleneğine dönüşen yapılaşmanın önüne geçilememiştir. Bölgelerin genel hatları ile imar durumunu belirlemek, plan notları koymak, kanunlar ve yasaklarla Koruma alanları oluşturmak ve düzenlemeye çabalamak yetersiz kalmakta, bozulmanın önüne geçememektedir. Bölge ekonomisi açık ve net olarak Salt konut, emlak ve inşaat üzerine devam etmekte, alternatif bir seçeneğe yaşam şansı bırakılmamakta, tüm yarımada bu baskı altında dönemsel kullanıma uygun konuta teslim edilmektedir. Saydığımız gerekçeler ışığında, Bakanlığımızın Çeşme’de üstleneceği planlama ve düzenleme projesi bir an evvel hayata geçmez, bölgede tek merkezden turizm gelişiminin önü açılmaz ve Çeşme’de turizm ekonomisi oluşturulamazsa, bahsi geçen sahaların hiçbir şekilde korunamayacağı, termal kaynaklarımızın dünya sağlık turizmine kazandırılamayacağı, bölgemizde hiçbir zaman turizm ekonomisi yaratılamayacağı kanaatimizi üzülerek bildirmek durumundayız. Saygılarımızla 23.05.2020 Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği- Çeşme