Konak Kent Konseyi Genel Sekreteri, Araştırmacı-Yazar Alper Yağlıdere, Konak Belediyesi’nin “En Roman Dostu Belediye” seçilmesinin projeler sayesinde olduğunu söyledi Alpe...

Konak Kent Konseyi Genel Sekreteri, Araştırmacı-Yazar Alper Yağlıdere, Konak Belediyesi’nin “En Roman Dostu Belediye” seçilmesinin projeler sayesinde olduğunu söyledi Alper Yağlıdere, bir süredir Konak Kent Konseyi’nde genel sekreter olarak görev alıyor. Asıl uzmanlık alanıysa Roman halkı. Konak merkezli yürüttüğü araştırmalarıyla akademiye ve yerel yönetime katkı sunan Yağlıdere, Roman halkının eğitim ve istihdamına daha çok kafa yorduğunu anlatıyor. Yağlıdere, “Romanların eğitim ve istihdam sorununa çözüm üretmek istiyoruz. Çünkü kültürel araştırma yetmez. Roman halkının direk hayatına eğitim ve istihdam alanında dokunan projeler anlamını bulur” dedi. -Bugüne kadar Roman kültürü ve yaşamı üzerine yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız? 2005 yılında Türkiye’de ilk defa kurulan, Roman Derneği’nin kurucuları arasında yer aldım. 2005 yılından itibaren Roman Kültürü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde görev almaya başladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Çevre ve Şehircilik ana bilimi dalında yüksek lisans yaptım. Disiplinler arası bir konu olduğu için Romanları tercih ettim. Sonra dergilerde Roman Kültürü üzerine makalelerim yayınlandı. Sokak ekonomisi ile ilgili Malta’da düzenlen seminere katılamadım. Fakat bildirim orda kabul gördü. Kabul gördüğü için uluslararası bir kitapta da basıldı. Kitapta daha çok hangi konu üzerinde durdunuz? Orada da Romanlar’da eğitim ve istihdam konusunu araştırdım. Bulduğum sonuçları mahalledeki anket araştırmalarda kullandım. Orada, dernekte görev aldım. Dört ya da beş tane büyük Avrupa Birliği projem var. 100 bin Euro üzeri tutarlar bunlar. Belediye, ortak dernek ve Dokuz Eylül Üniversitesi Avrupa topluluğu merkezi ile birlikte yaptığımız projeler. Daha sonradan da 20-25’e yakın küçük Roman Kültürü üzerine programlar aldık. 2005’de hemen hemen her yıl derneğe Roman kültürünün yaygınlaştırması adına 2020 yılına kadar, 5 bin Euro, 3 bin Sterlin gibi tutarlar aldık. İlk kullanımı ofis kirası, internet gideri, su gideri gibi hizmetlere gitti. Ama Roman kültürünün buralara gelmesinde bizler ve derneğimiz aktif rol oynadığımızı düşünüyoruz. İzmir’de yaptığınız çalışmaların içeriği hakkında bilgi verir misiniz? Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Eğitimi Ana Bilim dalında yüksek lisansımı yaptım. Disiplinler arası bir konuyu işledim. Türkiye’deki ilk yüksek lisans tezim iki basım oldu. Kentlerin mekânsal kullanımında sosyal kategori olarak Romanlar Konak İlçe Belediyesi, Ege Mahallesi örnekli ve mahallede de anket çalışmaları yaptım. Masa başı tezi değildi yani. Nereden gelmişler, Türkiye’ye nasıl varmışlar, kültürleri nedir ve bir kentsel dönüşüm Roman Mahallesinde nasıl yapılır? Ki günümüzde de Ege Mahallesi örneklemi var, diğer mahalleler var, İstanbul Sulukule örneği var. Şimdi kentsel dönüşümde nasıl yapıldığını söyledik, bizde kentsel dönüşüm yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini yazdım. İngiltere’den bir mahalleyi örnek aldım. Roman mahallesiüzerine bu şekilde çalıştım. Eğitim ve istihdama direk etkinize örnek verir misiniz? Tabii asıl konumuz eğitim ve istihdam. Ben bir eğitimci olarak özellikle Roman çocuklarının eğitimi için biraz araştırma ve proje yaptım. Redfin adında bir kurum var. Redfin İzmir temsilciliği... Bu kurum Roman çocuklarına burs veriyor. Bu sene 10 çocuğa burs sağladık. Bunların 7 tanesi lise öğrencisi, 3 tanesi de üniversite öğrencisiydi. Üniversite öğrencisine Bin Euro, lise öğrencisine ise yaklaşık 100-200 Euro tutarında bir ücret veriyorduk. Bu bin 800 lira gibi bir ücret yapıyordu, oda işte üniversiteye teşvik etsin, okusun diye. O, 10 çocuğun hem eğitim hem de yaşam koçuydum. Hatta Konak Kent Konseyi olarak yoğun olarak yaşadığım mahallelerdeki muhtarlara yazı yazdım,“ Eğer böyle çocuklarımız varsa bize bildirin, biz burs başvurusunu internetten yapalım.” Hatta haberlere çıktı: “Burs var öğrenci yok” diye. Yani sayımız günden güne artıyor. Roman çocuklarının üniversite ve lise eğitiminde çok az olmasıyla ilgili tespitleriniz neler? Roman çocuklarının üniversite ve lise eğitimine gitmesi zor, şöyle bir tespitim var tezimde de yazdım. Çeşitli nedenlerden dolayı, Roman çocuklarımız ilköğretim çağında ve ya 4’üncü sınıftan sonra okullarından ayrılmak zorunda kalıyorlar bunun sebebi, ekonomik nedenler ya da anne- baba… Hala kahvaltı yapamadan okula giden çocuklar var. Bu yüzden aileler çocuklarını okula götürmek istemiyor. 4’üncü sınıfa kadar çocuk bir şekilde geliyor; ama proje ödevleri, ev ödevleri, internetten çıktı alınması gibi durumlarda maddi açıdan çocuğa yardımcı olamadığı için eğitim eşitliğini sağlayamıyor. İster istemez çocuk içine kapanık oluyor ve okuldan uzaklaşması onun dünyasında ona göre en iyi çare gibi gelebiliyor. Öğretmenlere burada iş düşüyor sanırım… Tabii, şöyle bir şey var ki dediğiniz gibi öğretmen özverisi önemli. Çocuklara, hayatlara dokunabilen, ailesi ile iletişim kurabilen, bir köprü olan öğretmen varsa o zaman da o çocuk eğitimine devam ediyor, iyi yerlere geliyor. Ama en küçük şakayla karışık kafasına dokunan öğretmenin bile okuldan uzaklaştığını gördüm yani, onu çocuk büyütüyor dünyasında. Benim yaptığım çalışmalarda okuldan ayrılanlar neden 4’üncü sınıf, çünkü dersler zorlaşıyor, ailelere yardım edilmiyor. Çocuk kendini geriye çekiyor. Sonrada aile ekonomisine yardım etsin diye baba çalgıcıysa çocuk çalgı çalıyor, anne temizliğe gidiyorsa kızıyla birlikte temizliğe gidiyor. Aile ekonomisine katkıda bulunması adına bu tür projelere odaklıyız. Projelerin kurumsal sayısının genişlemesi adına neler yapıyorsunuz? Yerel yönetimle, merkezi hükümetle, valilikle, kaymakamlıkla, İŞKUR’la, Milli Eğitim’le birlikte projeler yapmaya başladık. Şunu da gözlemledim: Roman mahallelerinde dayanışmanın en yoğun olduğu mahallelerdir. Birincil ilişkiler çok fazladır. Örneğin ortada bir cenaze varsa hep birlikte o cenazeyi kaldırırlar; ama beş lira ama üç lira. Şunu da yaptım; Konak Belediye Başkanımız Sayın Abdül Batur göreve geldiğinde çağrı açıldı, Avrupa Komisyonu tarafından Sıfır Ayrımcılık Derneği ile birlikte“En Roman Dostu” Abdül Batur oldu ve onun raporunu ben yazdım. 2004’ten beri Romanlar için ne yaptık, onu yazdık. Sonra Avrupa Birliği projelerine başvurduk. Konak’ın özelinde ne yaptığımızı yazdık. Bu da puan getirdi tabii ki. Belediye başkanımız da En Roman Dostu Belediye Başkanı ödülünü aldı. Türkiye’deki iki belediye başkanı alıyor. Bu ödülü, biri bizim başkanımızdı diğeri de Nevşehir’deki bir belediye başkanımızdı sanırım. Kooperatifçilikle ilgili bir adımınız var mı? Günümüzde çok duyulmuş meslek kooperatifçilik ve biz neler yapabiliriz diye düşünüyoruz. Şimdi bir kooperatif ayağımız var. Belediyede destek veriyor. Yeni bir kooperatif kuruyoruz. Burada ekonomik faaliyetleri göz önünealarak en azından Romanların eğitim ve istihdam sorununa çözüm üretmek istiyoruz. Çünkü kültürel araştırma yetmez. Roman halkının direk hayatına eğitim ve istihdam alanında dokunan projeler anlamını bulur.