Dünyada ve Türkiye’de turizme bakış kökten değişti, değişmeye de devam ediyor. Bu değişimin en önemli kırılma noktalarından biri de pandemi oldu. Pandemiyle birlikte bireysel se...

Dünyada ve Türkiye’de turizme bakış kökten değişti, değişmeye de devam ediyor. Bu değişimin en önemli kırılma noktalarından biri de pandemi oldu. Pandemiyle birlikte bireysel seyahatler arttı, doğa ve kampçılık gibi izole tatil modelleri yükselişe geçti. Yazlık evlerin olduğu bölgelerdeki kiralamalar arttı. Büyük, beş yıldızlı, kompleks oteller bile bu değişime ayak uydurmak için yeni modeller aramaya başladı. Otele kapanıp her şey dahil mantığında tatil yapma planı olanlar daha sakin, daha sessiz rotaları tercih eder oldu. Instagram ve sosyal medya mecralarının da etkisiyle bir fotoğraf karesinin peşinden kilometrelerce uzaklıktaki mesafelere gidenler yepyeni maceraların içerisinde buldu kendini. Tüm bu değişim ve dönüşümün merkezinde ise Instagram, Tiktok, Facebook gibi mecralarda gezdiklerini, yediklerini, keşfettiklerini paylaşan sosyal medya fenomenleri yer alıyor. Deneyim temelli paylaşım yapan sosyal medya fenomenleri hatırı sayılır bir kitleye yön veriyor. Bu gücün farkında olan kurum ve kuruluşlar sosyal medya fenomenleriyle işbirlikleri yaparak seyahatte yeni rotalar peşinde olan kitleleri kendi destinasyonlarına çekmeye çalışıyor. Sosyal medyanın etkisiyle Türkiye’de son yıllarda birçok kişinin gitmek istediği birkaç destinasyon öne çıktı. Pandemi öncesinde yıldızı parlayan Kars ve Doğu Ekspresi, Isparta Kuyucak Lavanta Tarlaları, Burdur Salda Gölü öne çıkan ve rağbet gören destinasyonlar arasında. DOĞANCILAR KÖYÜ Özellikle Isparta Kuyucak Lavanta Tarlaları tek bir kare fotoğraf çekmek isteyen birçok kişinin gözdesi oldu. Lavanta hasadının gerçekleştiği temmuz-ağustos döneminde Isparta’ya tam anlamıyla bir seyahat göçü yaşanıyor. Geçen hafta Buca Belediyesi’nin ikinci kez düzenlendiği Buca’yı Keşfet etkinliğindeydik. Türkiye’nin dört bir yanından 20’ye yakın influencer arkadaşımızla birlikte Buca’nın kültür ve tarihi rotalarını ziyaret ettik. Buca’nın saklı cenneti olarak nitelendirebileceğim kırsal kesimlerinde harika köylere uğradık. Buca’da öne çıkan köylerden biri de Doğancılar Köyü oldu. İzmir Büyükşehir ve Buca belediyelerinin desteğiyle Doğancılar’da dağıtılan lavantalar mis kokan tarlalara dönüşmüş. Henüz hasat şenliği gibi bir etkinlik olmasa da Doğancılar Köyü’nün tanınırlığının artmasıyla birlikte bu köy yakın gelecekte yeni rota arayışında olanlar için İzmir’in yanı başında harika bir seçeneğe dönüşecek gibi duruyor. Bu noktada Buca Belediyesi’nin bu köye ilgiyi artırmak için etkinlik ve organizasyon planlaması, köylülerle birlikte yenilikçi hamlelere imza artması şart. Seferihisar’ın Turgut Köyü’nde düzenlenen lavanta şenliğini de ziyaret eden biri olarak insanlar yeni rotalara ancak bir etkinlik vesilesiyle gidiyor. Tüm Türkiye’nin Isparta’ya gidemeyeceği gerçeği ortadayken Doğancılar ve Turgut köyleri İzmir’de muhteşem birer kırsal rota olabilir. Lavanta fırsatını kaçırmamak lazım.