“Ey Türk gençliği!” diyerek başlamak geldi içimden… Ortada genç ve gençlik yok gibi. Biz anlatalım soğuğun da yardımı ile belki titrer kendine gelirler. Türkiye ve Türk tarihinde son 10 ila 15 yıldaki...

“Ey Türk gençliği!” diyerek başlamak geldi içimden… Ortada genç ve gençlik yok gibi. Biz anlatalım soğuğun da yardımı ile belki titrer kendine gelirler. Türkiye ve Türk tarihinde son 10 ila 15 yıldaki kadar üzücü bir dönem yaşandı mı dersiniz? Lekesiz ne kaldı neresi kaldı, deniliyorsa hepsi yalan. Gerçek, yalan deryasında boğuluyor oldu. Duruma bakılırsa ülke dümeni kırık bir gemide yol alıyor gibi… Ekonomi konuşmak varken; karşılıklı yalanlar, bu yalanlar üzerinden yapılan yalan yorumlar, bilgisiz yayınlar, olumsuz ifadeler, vahim imalar… Eski ve yeni siyasileri, bürokratları, kurumları, kamuoyu dikkatle takip ediyor. Son derece, akli davranmak gerektiği halde, tam aksi bir durum mevcut. Öyle suçlamalar, ilişkiler ortaya atılıyor; öyle açıklamalar yapılıyor ki… Neredeyse lekesiz kimse kalmıyor. Topluma bakarsanız her konuda inanılmaz bir çürümüşlük yaşıyor. Ticaretten, aile hayatından, inançlara kadar çöküş yaşanıyor. Halini ve halimizi görmeyen, bilmeyen kim var… Hakareti diline pelesenk etmeyen yok gibi. Çoğunluk bozulmuş ve ahlaki söylem erbabı olmuş. Organize suç örgütü mensuplarının ifşaatları, resmi kurumların iddiaları, havada kaldıkça, toplumun stres yaşadığı, psikolojik hastalıklara sürüklendiği görülüyor. Oysa ekonomiyi para piyasalarını, sanayiyi, tarımı, petrolü, enerjiyi, yatırımları konuşmak gerekir. Cahilane söylemlerin peşinde koşuluyor. Ticarete, sosyal adalete, resmi kurumlara, siyasete, özellikle Meclis’e, arkadaşa, akrabaya, özetle toplumsal güven kalmamış derseniz, yanlış laf etmiş olmazsınız. Araçta Bir kanalda Sayın Özkök’ün yorumunu dinliyorum. Özkök, Müslüman ülkelerin ismini de vererek okunan ezandan sonra bangır bangır ‘jingle bells’ çaldığını, yeni yılın kutlandığını söylüyor. Türkiye’de diyanetin yeni yıl kutlamalarının caiz olmadığı yolundaki fetvasına akıl sır erdiremiyor, hangi ülkeye göre Müslümanlık diyor. İfade etmek istediğini anlamayan yoktur. Gün olmuyor ki hazin bir olay hazin bir görüntü olmadan geçsin. Mesela işe girebilmek için katıldığı, KPSS imtihanında yüz puan alan vatandaşların yerine elli altmış puan alanların girmesi gibi. Kul hakkı yendiği iddia ediliyor yazık çok yazık. Siyasetteki itibarsızlaştırma olayları da ne getirip götürüyor. Dünyanın gözünde zayıf bölünmüş bir ülke intibaı yaratmıyor mu? Yazılı görsel yayınlar sabırları yerle yeksan etmiyor mu? Ediyorsa, durum vahim. İşin daha vahimi tahrik edici yorum ve hakaret içerikli meydan okumalar. ‘Eller yağlı kara’ denir ya, öyle gibi… Millete gelince her yere, herkese kara sürülüyor iddiasında. Özetle ortada boşa geçen yıllar, boş laflar, lekeli hava, su, lekeli bir dünya, lekeli insanlar kaldı. Bu günkü rejime insanlar çeşitli isimler koyuyor kurumlar ile ilişkiden uzak kalmak gerektiğini iddia ediyorlar. Zamsız yalansız edepli görgülü, demokrasili, saygılı, lekesiz nice yıllara inşallah. 2022 yılı mutlu huzurlu geçmesi dileği ile kutlu olsun.