Geçtiğimiz günlerde Türk bandıralı sivil bir yük gemisinin Libya’ya insani yardım malzemesi götürürken, Alman deniz ve hava kuvvetleri askerleri tarafından yolu kesilerek gemiye çıkan askerlerin Türk...

Geçtiğimiz günlerde Türk bandıralı sivil bir yük gemisinin Libya’ya insani yardım malzemesi götürürken, Alman deniz ve hava kuvvetleri askerleri tarafından yolu kesilerek gemiye çıkan askerlerin Türk mürettebata terörist gibi muamele etmesi ve gemide hiçbir askeri yardım malzemesi bulunmaması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun girişimiyle gemi serbest bırakılmıştı. Bu korsanlığa Türkiye’de her kesimden sert tepki gösterildi. Milli Savunma Bakanlığı ve Dış İşleri’nin, bu olaya karşı savunma ve tepki verme hakları saklı tutuldu. Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Libya hükümetinin başındaki Konsey Başkanı ve Başbakanı diğer bir deyişle Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) başı Fayiz el-Saraç’ın geçtiğimiz Eylül ayı ortasında görevi bırakma kararı alması bölgedeki askeri ve siyasi dengeleri de etki altına alacak bir karardı… Saraç’ın bu kararı niye önemliydi? Birincisi Saraç son dönemde Hafter’e karşı başarı elde etmiş siyasi figür olarak göze çarptı. Saraç’ın başarısında Türkiye ile olan yakın ilişkileri de uluslararası toplum içinde dikkat çekti. Saraç bununla birlikte Türkiye ile Libya arasında deniz yetki alanlarını belirleyen mutabakat muhtırasına imza koyan kişi olması sebebiyle bölgedeki güç mücadelesinde yer alan devletler ve çok uluslu şirketler bundan rahatsızlık duydular… Bu bakımdan Saraç özellikle Fransa ve Yunanistan açısından rahatsızlık yaratıcı bir siyasi karakter olarak tanımlanabilir! Saraç’ın istifa kararı özellikle Hafter ve bölgede etkin olmak isteyen bazı devlet ve çok uluslu şirketleri mutlu etti. Ancak Saraç, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinin ardından yaklaşık 25 gün önce bu kararından vazgeçti... Saraç yaptığı açıklamada Libya’da siyasi diyalogun başlaması ve bir sonuca varıncaya kadar görevinin başında kalacağını belirtti... Saraç’ın istifa kararından vazgeçişini takiben Libya’da ateşkes sağlanmasıyla birlikte Libya’daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL) himayesinde Libya’da siyasal istikrarın yeniden sağlanması için Libya Siyasal Diyalog Formunu Tunus’ta başlattı... Ev sahibi Tunus Devlet Başkanı Qais Said’in de mesajında diyalog sürecine destek vereceği yönünde... Libya Savunma Bakanı Selahaddin Nemruş, Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar ile Ankara’da görüştü... Görüşme sonrasında Akar’ın ifadesinden anlaşılacağı üzere, Türkiye Libya’da mevcut resmi hükümete (BM) desteğe devam edecek. Bununla birlikte  Libya’nın toprak bütünlüğünün korunması Türkiye’nin öncelikli görüşü ve Libya’ya danışmanlık hizmetinin sunulması da Türkiye’nin Libya’da etkinliğini koruma göstergesidir… Libya’da elbette tek dış etken Türkiye değil, bununla birlikte Fransa ve Rusya da bölgedeki süreçte daha önceki yazılarımızda da bahsettiğim üzere önemli rol oynuyorlar. Fransa ve Rusya’nın son dönemde Hafter’e karşı daha mesafeli yaklaşımı gözden kaçmıyor. Wagner’in Libya’dan çekilmesi de bunun bir göstergesi diyebiliriz! Türkiye, Rusya ve Fransa’nın son dönemde izledikleri politikalar netleşmiş durumda. Ancak Mısır ve Birleşik Arap Emirliklerinin (BAE) alacakları tavır tam belirgin değil, bu safhada ABD’deki Biden yönetiminin Mısır ve BAE’ye ve Libya’daki duruma ilişkin yaklaşımı merak konusu... ABD’nin Trump dönemi bölgede azalan etkisini Biden, artırma izlenimi veriyor. Libya’daki gelişmelerin seyri ve varacağı nokta Doğu Akdeniz’deki jeopolitik şekillenmede de önemli rol oynayacaktır...