İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin geçtiğimiz yıl nisan ayında başlattığı "Her Mahalleye Bir Kütüphane" kampanyası bir yılı geride bıraktı. Proje mahallesinde kütüphane açılmasını talep eden muhtarların...

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin geçtiğimiz yıl nisan ayında başlattığı "Her Mahalleye Bir Kütüphane" kampanyası bir yılı geride bıraktı. Proje mahallesinde kütüphane açılmasını talep eden muhtarların binalarında İZBETON tarafından yapılan düzenlemeyle gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda yapılan kitaplıkların sayısı 48'e ulaştı.   Başlangıçta kent merkezinde 50 kütüphane hedefiyle başlatılan projenin, tamamlandığında ilçelere de yayılması düşünülüyor. Ancak projede sona yaklaşılırken yetkililer bağış kitap sayısının düştüğüne dikkati çekti. Son dönemde bağış kumbaralarından kitaplık raflarına gidecek kitap çıkmadığı belirtildi. Vatandaşlardan yeni kitaplıklar için kitap bağışlarını sürdürmesi istendi. Mahalle kitaplıklarında yetişkinler için ortalama 350 kitap bulunurken 250 tane de çocuk kitabı yer alıyor. Proje kapsamında muhtarlara kitap düzenleme, dizilim, ödünç verme ve kütüphane yönetmekle ilgili temel konularda eğitim de veriliyor. Kitaplıklar içinde 1977 kitapla Çiğli Cumhuriyet Mahallesi Muhtarlığı ilk sırada yer alıyor. Bu muhtarlığı 862 kitapla Konak Emir Sultan Mahallesi Muhtarlığı, 758 kitapla Karabağlar Kibar Mahallesi Muhtarlığı izliyor. Yeni açılan Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Kitaplığı'nda 350 kitap yer alırken, Konak Lale Mahallesi Muhtarlığı kitaplığında şimdilik 231 kitap bulunuyor. Vatandaşlar bağışlamak istedikleri kitaplarını Alsancak'taki Kent Kütüphanesi, Tarihi Havagazı Fabrikası Araştırma Kütüphanesi, Konak'ta Şato Kütüphanesi, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, Buca'da Yahya Kemal Beyatlı Kütüphanesi, Güzelbahçe Kütüphanesi, Çiğli'de Sasalı Tarım Geliştirme Merkezi Kütüphanesi, Bostanlı Yasemin Kafe ve Vapur kütüphanelerine bırakabilir. ••••

Kitap kokulu kadınlar: Güzelyalı Kitap Kulübü

Son yıllarda ağırlıkla kadınlardan oluşan kitap okuma gruplarının çalışmaları artıyor. Çoğu emekli olsa da kentteki sosyal ve kültürel etkinlikleri izlemeye çalışan, sivil toplum kuruluşlarına olanakları ölçüsünde katkılı olmaya çalışan kadınlar oluşturdukları kitap okuma gruplarında keyifli buluşmalar gerçekleştiriyor. Bu kitap kulüplerinden biri Güzelyalı Kitap Okuma Dostları Grubu. Çoğu Güzelyalı'da oturan, tanışıklıkları uzun yıllar öncesine giden kitap okuma grubundaki kadınlar ayda bir kez bir araya geliyor. Buluşmada okumaya karar verdikleri kitaba ilişkin görüşlerini paylaşıyor, yazarı, romanı inceleyip, kitabın kendilerine kattıklarını konuşuyor. Güzelyalı Kitap Okuma Dostları Grubu’nda Bahriye Kınacı, Müşerref Kınacı, İnci Turgut, Güzin Boralı, Hale Tütüncüoğlu, Ayla Umar, Papatya Oymak, Zekiye Tuncel, Gülay Altındişli, Birten-Sadık Kırımlı, Nejla Uçar, Yasemin Kutlayacaklar, Belgin Özaşkın Koçer yer alıyor. Nisan ayındaki buluşmalarına konuk olduğum gruptaki tek erkek, buluşmada grubun yöneticiliğini üstlenen yazar Sadık Kırımlı oluyor. Güzelyalı Kitap Okuma Dostları'nın kurucusu Bahriye Kınacı, İzmir'in en eski kitap okuma gruplarından Ekin Yazın Grubu'nun da kurucularından olduğunu belirtiyor. İzmir'de daha sonra farklı kitap okuma gruplarının açıldığını, bu grupların çok güzel ve yararlı buluşma ortamı oluşturduğunu anlatan Kınacı, zaman zaman diğer grupların okumalarına da katıldıklarını dile getiriyor. Korona virüs pandemisi sırasında başlattıkları buluşmalarda yazar Gönül Çatalcalı ve Selin Sunal'ı ağırladıklarını söyleyen Bahriye Kınacı, bir ay yerli bir ay yabancı bir yazarın kitabını okumaya çalıştıklarını belirtiyor. Bu buluşmaların aynı zamanda bir “iyilik buluşması” olduğunun altını çizen Kınacı, "Buluşmalarımız doğrudan katkılı olduğumuz lösemili çocukların ailelerine de destek oluyor aynı zamanda. Her buluşmamızda yapılabilecek yardımları konuşuyoruz” diyor. Grup toplantılarında yapacakları gezileri de konuşup planladıklarını belirten Bahriye Kınacı, “Kitap vesilesiyle bir araya gelip zihinlerimizi açan, bakış açılarımızı geliştiren, farklılıklarımızı konuştuğumuz bu buluşmalar inanılmaz keyifli" diye ekliyor. Katıldığım toplantıda grup üyeleri “Çizgi Pijamalı Çocuk” kitabının yazarı John Boyne'nun "Artık Hiçbir Yer Ev Değil" adlı kitabını değerlendiriyor. Toplantıda bir sonraki ay yazar Handan Gökçek'in “Elenika” kitabının okunmasına karar veriliyor. Kitap kokulu kadınların kulübü bir sonraki buluşmayı 1 Haziran 2023 tarihinde yeni açılan Tekel Kültür Sanat Fabrikası Kütüphanesi'nde yapmak üzere sözleşiyor. Bu buluşmanın yeni açılan mekandaki kütüphanenin ilk okuma grubu çalışması olacağını da öğreniyorum. İzmir’de kitap okuma grubu sayısının her geçen gün artmasını diliyorum. ••••

Sefa Taşkın'dan Dalgalı Denizin Köpükleri

Bergama Belediye Başkanlığı döneminden bu yana çok sayıda eser veren inşaat mühendisi, siyasetçi, çevreci ve yazar Sefa Taşkın'ın yeni romanı "Dalgalı Denizin Köpükleri" Yakın Kitabevi Yayınları'ndan çıktı. Taşkın’ın kitabı, Ege Denizi'ne yakın bir kasabada 1940-1950 yılları arasında yaşanmış trajedilerle yüklü bir Anadolu öyküsü. "Dalgalı Denizin Köpükleri”nin yazarı Sefa Taşkın ile Yakın Kitabevi'nde kitabının imza günü öncesi bir araya gelerek söyleştik. Hem yeni çıkan kitabını hem de yıllardır "Taş yerinde ağırdır" söylemiyle ülkemize geri getirmek için mücadele ettiği Zeus Sunağı'na konuştuk. Bu hafta yazarın kitabından söz edeceğim, Bergama'yı ise önümüzdeki hafta daha geniş anlatacağım. Öncelikle söylemeliyim ki Taşkın'ın kitabı oldukça keyifli ve şaşırtan kurgusuyla heyecanla okunan bir roman. Yer yer Necati Cumalı'nın geçmiş yıllarda okuduğum Acı Tütün romanının tadını aldım karakterlerde. Yazar yer adı vermese de ben okurken Bergama'nın sokaklarında dolaştım sanki. Romanın geçtiği Anadolu Kasabası'nda yaşanan öykü, aile içindeki ilişkiler, toplumun çok kültürlü yapısında insanların birbirine olan davranışları, duyguları oldukça sarsıcı izler bırakıyor okurda. "O yılların Ege kasabalarında çok trajik olaylar yaşanmıştı. Bizim ülkemiz bir tragedyalar ülkesi, kahkahalarla gülemez bizim insanlarımız" diyen Sefa Taşkın, kitapta söz edilen kasabanın ana kahraman olarak kendini tüm ağırlığıyla hissettirdiğine değiniyor. Metaforlarla yüklü kitap bir kurgu olsa da geçmişte yaşamış, kasabanın belleğinde yer etmiş gerçek karakterler de bulunduğunu söylüyor eserinde. Kitap son derece kozmopolit ve çok kültürlü bir kasaba profiliyle karşımıza çıkıyor. Her türlü inancın, görüşün, düşünce yapısının bulunduğu, verimli topraklarla çevrili bu Ege kasabasında Cumhuriyetin değişen değerlerine alışmaya çalışan kasabalıların yazgılarındaki değişimi de izliyor okur. Yaşananlar hem hüzün veriyor hem de şaşırtıyor. Kitap Balkan coğrafyasından farklı alışkanlıklarıyla gelmiş mübadillerin, yüzyıllarca birlikte yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan Rumların, doğduğu toprakları terk etmemek için hala direnen, bir avuç kalmış yahudilerin, "komünist" damgası yediği için yaşamı değişen aydınların, onların acıyla yok edilen yakınlarının, bastırılmış duyguları, yüreklerini ve bedenlerini yakan sevdalarıyla değişime ayak uydurmaya çalışan kasaba insanının, varsılla yoksulun, ezilmişle ezenin öyküsünü anlatıyor. Kasabanın kadın, erkek ilişkilerindeki yaklaşım ise okuru kimi zaman şaşırtıyor. Kitabın kapağını oğlu Ekin Taşkın’ın yapay zeka uygulamasıyla tasarladığını belirten Sefa Taşkın, kitabı için "Buradaki öykü Batı Anadolu'daki efsanelerden biri" diyor.   ••••

Yeni çıktı

Mavisel Yener'den "Gizli Geçitleri Bulmanın Yolları"

Yazar Mavisel Yener'in TUDEM Yayınları'ndan çıkan yeni kitabı "Gizli Geçitleri Bulmanın Yolları" merak uyandıran bir İzmir romanı. Kitap, benim gibi çocuk ve gençlik edebiyatını çok seven okurların da bir solukta okuyacağı türden. Yener'in usta kalemi bu kez İzmir'in tarihi, arkeolojik, kültürel pek çok mekanına karşı ilgi uyandırıyor, yaşadığı kenti sorgulatıyor okura. İzmir'de 1974 yılında yaşanan ve Saat Kulesi'ne de hasar veren depremle başlayan roman 2185 yılında sonlanıyor. Kahramanlarımızın "okurun değil, kitabın okuru seçtiği' kırmızı kaplı el yazması kitap peşinde dolaştığı "Gizli Geçitleri Bulmanın Yolları" sizi de Kemeraltı'ndan Agora'ya, Kızlar Ağası Hanı'ndan Saat Kulesi'ne macera dolu bir yolculuğa çıkartıyor. Bu yolculukta gizemli Dolunay Masalcıları'yla tanışıyorsunuz. Kitabı bitirdiğinizde kendi kendinize soruyorsunuz: "Saat Kulesi'nin altında gerçekten tılsımlı bir geçit olabilir mi?"