Malzemesi bol ülke olduk da rekora koşuyoruz. Spor da (münferit bir iki dal hariç)her türlü olumsuzluklar. Sanatta he...

Malzemesi bol ülke olduk da rekora koşuyoruz. Spor da (münferit bir iki dal hariç)her türlü olumsuzluklar. Sanatta her türlü yersizlikler. Ticarette her türlü üç kağıtçılıklar. Seçimlerde oy çalmaya çalışmalar. İnşaatta malzemeden çalmalar. Adalete burun sokma gayretleri. İhale yolsuzluklarına karışmalar. İmtihansız okullar, bilgisiz liyakatsiz insanlar. Yanlış bilgi veren kamu görevlileri. Teftiş etmeyen kamu müfettişleri. Ağzından çıkanı kulağı duymayan siyasiler. Yalanın üretim menşei olan okumuş üniversiteliler. Sözünü unutan partiler. Dinsiz dindarlar tefeciler, sahtekarlar, tekmili birden ülkede. Ecdat diyorsan benim ecdadım Osmanlı değil benim ecdadım Türk. Benim ecdadım oturduğu sandalyeyi çürütür ağırdır. Kendi padişahına genç Osman’a yapılanı yapmaz yapanın da yanına komaz. Benim ecdadımın ağzından her söz kolay çıkmaz bizde “bir söz söyle ki insan sansınlar bilmiyorsan sus ki seni adam sansınlar” derler. Boş laflarla zaman öldüren bir ülkeyiz. Ekonomi kendi halinde. Enerji, akaryakıt, yağ, teknolojide dışa bağımlısın hem de burnuna kadar batık halde. Bütçedeki en büyük rakam idari işletme hizmetlerine yani aylıklar vs. Yatırım rakamın ne kadar yok denecek kadar. İhracatın miktar bazında geri gidiyor, dolar bazında sallama gidiyor. İthalat vahim ödemeler dengesi cari açık vahim. Altın, faiz, başka konuşacağınız ne var yok. Uzun yıllara sari imalat ve yenilenen teknoloji üretim planlaman ve ciddi bir takibin yoksa işin zor. Günü birlik tahta kafalı kamu anlayışı ile ileriye değil hızla geri kalman kaçınılmaz. Gereksiz takıntılar ile geçmiş yılları analiz eden yok. Boş laflar ile itibar edinmek diğerlerini itibarsızlaştırma mümkün değil. Mesela TCDD yolları göstermelik bir iki hamle ile değil sil baştan yenilenmeli sadece İzmir’de 8 ile 10 müdür gerekli mi. Mardin’e nasıl giderim dediğinde Mardin’e tren yok diyerek tek kelime ile konuşmayı kapatan bir kurum olursan nasıl kalkınacaksın. 10 BİN ŞUBE Bir tek AVM kuruluşunda on bin şube var. Bu kurumları kontrol etmek çok büyük organizasyon ister önce onu kurabilmeli. Yeminli mali müşavirlerin serbest denetimlerin kurumlar ile yarı yarıya sorumlu olduğu halde niye sağlıklı vergilendirme yapılamıyor. Devlet olarak önce bunu düzeltmelisiniz. Sizin müfettişleriniz haksız kazanç vergi kaçağı varsa ne kadarını tesbit edebiliyor onu tesbit edip kontrolü yaygınlaştırmalısınız. Kısaca dolaylı verginin sonu olmadığı gibi adaleti de yok. Gelirleri arasında uçurum olan insanlara eşit oranda vergi ödetmek hiç bir yerde yok. Basit öneriler bunlar elli yıldır çok bilmiş profesyoneller yönetti ne oldu kendi dümen suyuna göre siyasete ve TBMM’ne yön verdiler o kadar. Kardeşim ben yaşadıkça yerimi muhafaza edeyim benden donra allah kerim demek hiç bir vicdana sığmaz. Eğitim dahil ekonomi, ahlak, sil baştan olmazsa hiççç kimse konuşmasın her kelimeniz daha büyük ayıp vicdansızlık olarak kabul edilir. Toplayın kendinizi diyeyim millete devlete hükümete özellikle siyasete herkese. Yeniden bir dünya kurulur Türkler orada da yerini alır.