Twitter, Facebook, Google, bize anlatıldığı gibi bir evin garajında mı üretildi, yoksa geleneksel medyanın kimyasını bozacak kadar bazı akıllar tarafından mı tasarlandı...

Twitter, Facebook, Google, bize anlatıldığı gibi bir evin garajında mı üretildi, yoksa geleneksel medyanın kimyasını bozacak kadar bazı akıllar tarafından mı tasarlandı? Bu sorunun gerçek cevabını bulduğumuz zaman medyanın geleceği belli olacak. Televizyonundan gazetesine, internetinden radyosuna, Türkiye’de tüm reklam yatırımı 17. 5 milyar dolar. Televizyonun payı yüzde 36. Açık hava mecralarının payı yüzde 5. Yazılı basının payı yüzde 3. Radyonun payı yüzde 2. Sinemanın payı yüzde 0.2. Dijtal medyanın payı mı? Yüzde 39. Çeyrek asır önce medya dediğimiz kavramla bugünkü arasında devasa bir fark var. Geçen zaman içinde koca bir dijital devrim yaşadık. Medya ciddi transformasyondan geçti. Tek tek bütün mecralara yansıdı. Medya dünyası, ekonomisinden izleyici alışkanlıklarına kadar pek çok boyutuyla değişime uğradı. Televizyon, eski reytingler çok çok gerilerde kalsa da hala popüler bir mecra. Yazılı basın epey kan kaybetti. Bazıları kapandı, bazıları prestij amacıyla çıkarılıyor. Geleneksel medya bu süreci yaşarken sosyal medyanın, internet medyasının, içerik platformlarının yükselişine şahit olduk. İnternet, son çeyrek asırda televizyonu, gazeteyi, radyoyu aynı potada eritti. Tabii internetin de 3 aşaması var; 1.0, 2.0 ve 3.0. Kırılma noktası 2.0 ile, yani sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla oldu. 2.0 ile beraber kullanıcı kitlesi değişti, ihtiyaçlarda değişim oldu. Geleneksel medya kendini revize etme sürecine girdi. Sonunda 3.0’a doğru gidilen daha semantik ağların konuşulduğu, daha anlamlandırılabilen yapıların bulunduğu yapay zekaya tamamlanmış yapılar gündeme geldi. Ben istediğime hemen cevap alabilir miyim, çökme sıkıntısı yaşanırsa bu sorun hemen giderilir mi gibi beklentiler ortaya çıktı. Peki bundan sonra ne olacak? Yakın zamanda ‘yöndeşme’ kavramını çok sık duyacağız. Dijtal medya bundan 10 yıl sonra indirilebilir yerine web aplikasyon dediğimiz HDMI 5 teknolojisine bağlı bir evrene yelken açacak. İndirme yapmadan, doğrudan eklenti kapasitesi kullanmadan bir evren sunacak. Bütün iletişim araçlarının, hatta firmaların birbirini gördüğü, takip ettiği bir disiplinle karşı karşıya kalacağız. Televizyon bir 20 yıl daha gücünü korur diye düşünüyorum. Televizyonun gücü demografik yapısının geniş olmasından kaynaklanıyor. Yani 70 yaşındaki de izleyebiliyor, 7 yaşındaki de... Ancak ölçümlenebilirliği muamma. İnternet medyası ise şak diye geri bildirim sunuyor. Televizyon geleneksel aktarımını yaparken interneti ayırarak bu süreci devam ettirecek. Televizyonda 5 reklam dönüyor X lira, internette 5 reklam dönüyor Y lira gibi... Dergiler sektörel çalışmalarla devam edecek. Radyo kullanıcıları ise daha çok araç kullananlar. Bu mantıkla yola çıktığımızda insanlar yolda olduğu sürece radyo da devam edecek. Sinema ise salonlardan çıkarak artırılmış gerçeklik ya da sanal gerçeklik uygulamalarına entegrasyon sağlayarak yeni bir yapıya dönüşecek. Müktesebatı geleneksel medya ile harmanlanmış bir kardeşiniz olarak bana göre medyanın geleceği koltuğunda oturan izleyicinin tercihinde. İzleyici ya da okuyucu nereye sakıyorsa, neye kulak kabartıyorsa medyanın geleceği de orası olacak.