Öncelikle İstiklal Marşımızın yazarı ünlü şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u yad edelim ve bilmeyenlerimiz için şarimizin yaşamını kısaca özetleyelim. 1873 yılında İstanbul Fatih'in Sarıgüzel semtinde iç iç...

Öncelikle İstiklal Marşımızın yazarı ünlü şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u yad edelim ve bilmeyenlerimiz için şarimizin yaşamını kısaca özetleyelim. 1873 yılında İstanbul Fatih'in Sarıgüzel semtinde iç içe evlerin olduğu bir mahallede dünyaya gelen Mehmet Akif Ersoy'a babası Mehmet Tahir Efendi, ebced hesabıyla doğum tarihini belirten “Ragif” adını verdi (hicri 1290) ve vefatına kadar onu bu adla çağırdı. Ancak bu isim, yaygın olmadığı ve güç söylendiği için annesi ve yakın çevresi, daha bilinen bir ad olan “Akif”i kullandılar. Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, o dönemler Osmanlı Devleti'ne bağlı olan Arnavutluk'un İpek kasabasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu. MİLLİ BİLİNÇ Onurlu ve gururlu bir yazar olan Mehmet Akif, 1921 yılında açılan milli marş yarışmasına, “para ödülü almamak” koşuluyla katılmayı kabul etti ve orduya ithaf ettiği şiiri, İstiklal Marşı 12 Mart 1921 günü milli marş olarak kabul edildi. Ve şu tarihi sözleri söyleyerek Vatan'ın ne zorluklarla kazanıldığını ifade etti. "Allah bu millete bir daha 'İstiklal Marşı' yazdırmasın!.." Milli bilincin ortaya çıkması için yazılan İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy'un gönlündeki dizelerle bütünleşerek Türk Milletine her zaman ilham vererek aynı zamanda inancını ve cesaretini tazelemek, milletin bağımsızlık ruhunu hep diri tutmak adına yazılmıştır. İstiklal Marşımızın kabulü aşamasında yaşananlar: Hamdullah Suphi Bey'in kararıyla önce cephede askerlerin arasında okunmaya başladı. Batı Cephesi Komutanlığına gönderilen şiir askerlerin beğenisini toplayınca 17 Şubat 1921 tarihinde Hakimiyet-i Milliye ve Sebilürreşad gazetelerinde İstiklal Marşı olarak yayınlandı. Gazetelerde yayınlanmasının üstünden on iki gün geçtikten sonra Konya'da Öğüt gazetesinde de yayınlandı.12 Mart 1921 tarihinde Mustafa Kemal'in başkanlığını yaptığı meclis oturumunda ön elemeyi geçen 7 şiire yer verilip, tartışmaya açıldı. Mehmet Akif'in şiiri Hamdullah Suphi Bey tarafından okundu ve milletvekilleri büyük bir heyecan duydu. Öyle ki diğer şiirlerin okunmasına gerek bile duyulmadı. Bu olayın sonunda Mehmet Akif'in şiiri yoğun alkışlar ve heyecanla kabul edildi. Ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer (Kızılay) bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Darü’l-Mesâi Vakfına (İş Evi) bağışladı. Mehmet Akif Ersoy Hayır sever yönüyle de bilinir ve tanınırdı. 1923 yılında Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a gitti. 1929 - 1936 yılları arasında Kahire’deki “Câmiü’l-Mısriyye” Üniversitesi’nde, Türkçe öğretmenliği yaptı. 17 Haziran 1936’da İstanbul’a dönmeye karar verdi. 27 Aralık 1936 tarihinde hayatını kaybetti ve Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi. Milli şairimizi buradan bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz. Sevgi ve saygılarımla. Sağlıcakla kalın.