"Öldürmemesi için yalvardım. Kızlarımın üstüne kapandım. Tüfeğin dipçiği ile kafama vurdu. Gözüm, yüzüm...

"Öldürmemesi için yalvardım. Kızlarımın üstüne kapandım. Tüfeğin dipçiği ile kafama vurdu. Gözüm, yüzüm, kolum ve omzumdan yaralandım. Çıplak halde ve ellerim kelepçeliydi. Avda kullandığı naylon iple ellerimi ve ayaklarımı bağlamıştı, cenin pozisyonunda banyoda buldum kendimi. Baygınken tecavüz ettiğini hissettim. Rambo bıçağıyla göğsümden yaraladı. Kızlarımla birlikte çay kaşığı ve saç tel tokaları ile kelepçeyi açmaya çalıştık ama açamadık" bu kan donduran ifadeler geçtiğimiz hafta Antalya’da saatlerce işkence eden eşi Ramazan İpek'i av tüfeği ile vurup öldüren Melek İpek’e ait. Silahlara tutkun, psikolojisi son derece bozuk bir koca, yıllardır eşi tarafından türlü fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmış bir kadın ve 8 ile 6 yaşlarında iki kız çocuğu… Melek İpek’in ifadesinde her satır ayrı bir azap. 12 yıllık evliliğin başından beri maddi sıkıntılardan kaynaklı huzursuzluklar, kıskanç tavırlar nedeniyle çıkan kavgalar talihsiz kadına hayatı zindan etmiş. İpek, ilk kızına hamile olduğu esnada yani 2011 yılının Aralık ayında eşi 17-18 yaşlarında bir kızı evlerine getiriyor; eşi ve eve getirdiği kızı öpüşürken görüyor ve bu nedenle kavga ediyorlar. Doğum nedeniyle 10 gün annesinin evinde kalan Melek İpek, eve döndüğünde aynı kızın yatakta çıplak bir şekilde uzandığını görünce elinde bebeğiyle sinir krizi geçiriyor. Eşi Ramazan İpek, kendisini, ailesini ve bebeği öldürmekle tehdit ediyor ve genç kadın susmak zorunda kalıyor. Eşinin getirdiği genç kız yaklaşık 3-4 ay boyunca evde kalıyor ve eşi ile ilişkileri yaklaşık 7-8 yıl boyunca sürüyor. Melek İpek, yaklaşık 1 yıl önce eşi ile ilişkisi olan genç kızın ayrılık isteği üzerine Ramazan İpek'in kızı eve getirip kelepçelediğini, yumruk ve tekme attığını, evde bulunan av tüfeğinin dipçiğiyle vurduğunu belirtiyor. Melek İpek bu duruma engel olmaya çalışınca eşi, silahı İpek’e doğrultuyor ve 'Bu işe karışırsan seni öldürürüm' diyor. Psikolojik şiddetin yanı sıra fiziksel şiddete de maruz kaldığını anlatan İpek, çok kez karakola ifade verip rapor almayı istiyor fakat eşi Ramazan İpek'in 'Sen koruma kararı aldırırsın ben karakolda ifade verir çıkarım, döndüğümde seni de bu çocuğu da öldürürüm' söylemlerine yine boyun eğmek zorunda kalıyor. Melek İpek ifadesinde, yaklaşık 7 ay önceki kavgalarında eşinin kendisine şiddet uyguladığı için yaralandığını, 'Seni buracıkta öldürüp kıyma yapar köpeklere yediririm, kimse senin izini bile bulamaz' diyerek tehdit ettiğini de belirtmiş. Genç kadın ve kızları cinayetin yaşandığı 7 Ocak akşamını da ifadesinde tüm ayrıntılarıyla anlatmış. Ancak okumaya tahammül edemediğim vahşeti yazmaya gücüm olmadığından o detaylara girmeyeceğim. Melek İpek ifadesinde anlattığı insanlık dışı anlardan sonra servis şoförü eşi Ramazan İpek'i av tüfeği ile öldürüp, jandarmayı arayarak teslim oluyor ve genç kadın tutuklanıyor. Melek İpek’in ifadesinin doğruluğunu netleştirmek ve davanın nasıl sonuçlanacağına karar vermek elbette ki adaletin görevi. Ancak İpek’in de ifadesinde belirttiği gibi böyle kötü bir olay olmasaydı belki de genç kadın ve iki kız çocuğu ölmüş olacaktı. Söylenecek isyan edilecek çok şey var aslında, yukarıdaki satırların her biri ayrı mesele ayrı bir acı. Ama burada söyleyebileceklerim maalesef kısıtlı… Umarım adalet meşru müdafaa hakkını kendi ve iki küçük kızı adına haklı olarak kullan hayatı zindan olmuş bu kadını görerek en doğru kararı verir.