Montrö Antlaşması son yılların ve günümüzün çok konuşulan çok da önemli konusu. Merak eden olursa diyerek genel ve teknik bir bilgi vermek faydalı olur. Montrö Antlaşması, Bulgaristan, Fransa, İngilte...

Montrö Antlaşması son yılların ve günümüzün çok konuşulan çok da önemli konusu. Merak eden olursa diyerek genel ve teknik bir bilgi vermek faydalı olur. Montrö Antlaşması, Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye birlikte, 20 Temmuz 1936 yılında imzalamış. Ve daha sonra Japonya bu anlaşmadan çekilmiştir. Karadeniz’in Türkiye sınırı hariç bütün kıyılarında Rusya hakimiyeti varken Rusya federasyonunun dağılması ile bağımsızlaşan ülkeler bu durumu farklılaştırmıştır. Bu gün İçin Karadeniz’de Türkiye, Romanya, Ukrayna, Gürcistan, Karadeniz’de çok önem kazandı. Çünkü Ukrayna ve Gürcistan’a NATO sözü verilince Rusya önce Gürcistan’ı böldü sonra Ukrayna’dan Kırım’ı aldı (2008-2010)ve kıyamet koptu. 29 ülke Rusya’yı batı düşmanı ilan etti. Ancak Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Ukrayna’nın NATO’ya alınmaları halinde Karadeniz bu ülkeler ile NATO hakimiyetine giriyordu. Bu durum ortaya çıktığında Ukrayna, Türkiye, Romanya ve Bulgaristan Karadeniz’de daimi bir NATO filosu bulunmasından filonun kurulmasından yana idi hatta resmen istiyorlardı. ANA HATLARI Sözleşmenin ana hatlarına gelince Montrö Antlaşması’nda çok çok önemli kısımda burası. Montrö Sözleşmesi ile Karadeniz’de kıyısı bulunmayan ülkelere ciddi kısıtlamalar içermekte idi. Montrö Türkiye'nin güvenliği ve Rusya'nın güvenliği ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmiştir. Karadeniz’e geçmek için en az sekiz gün önceden Türk yetkililere bildirimde bulunmak dokuz adedi tonajı da15 bün tonu geçmemek gerekmektedir. Karadeniz’de kıyısı olmayan ülkelerin gemilerinin tonajı 30 tonu geçemez. Boğazlardan uçak gemileri ve denizaltılar geçemez. Kıyısı bulunan ülkelerin barış zamanı farklı hakları söz konusu olmaktadır. Türkiye tarafsız ise muharip devlet gemileri geçemez Türkiye gemi geçişlerini istediği gibi düzenleme hakkını kullanabilmektedir. Fesih söz konusu olursa ayni sözleşme iki yıl daha devam eder. Daha sonra taraflar bir konferansta toplanarak yeni sözleşme yapmaları gerekmektedir. İşte düğüm tam burada. Türkiye’nin karşısındaki devletler hem anlaşmanın yapıldığı tarihten daha güçlü hem de farklı hatta kabul edilemez öneriler ile ortaya çıkabilirler. Yeni bir sözleşme için çıkarlarımızın ve güvenliğimizin sağlanması zor olabilir, hatta sıkıntı yaratabilir. Rusya Karadeniz’de hakimiyetini kaybedeceği kanaatine inanması halinde ne gibi bir tavır alabilir. Çok önemli bir soru? Kanal Projesi öyle görülüyor ki Montrö’nün sıkıntılarını izale edebilir. Bir önemli soru da. ?Kanal projesi her ne kadar iç işlerimizin konusu olda da, gereksiz sıkıntılara neden olabilir mi.? Sanmıyorum Bize düşen hayırlısı olsun demek. Yazar çizerler olarak siyasetçiler dahil iki düşünüp bir yazmalıyız. İç politikada muhalefet etmek farklı bir konu. İç ve dış politikanın iç içe olmaması gerekir. Bunu belirtmekte sanıyorum yararlı olur. Kim nasıl istiyorsa öyle muhalefet etsin ancak dış ilişkilere dikkat ederek itinalı olarak. İktidarında önerilere dikkatle eğilmesini de ihmal etmemek gerekli. Bazen bazı çevrelerce bir etkinliği olmadığı belirtilen TBMM’de mutlaka ince düşünmek zorundadır. Devlette sabır ve dikkat başarıyı beraber getirecektir. Unutmamak gerekir.