Kendinizi sevdiğiniz bir eyleme kaptırınca zaman algınızın yok olduğunu hissetmişsinizdir.

Kendinizi sevdiğiniz bir eyleme kaptırınca zaman algınızın yok olduğunu hissetmişsinizdir.

Tersi de olabilir. İstemediğiniz bir işi yapmak zorunda olunca her dakika bir saat gibi gelir sanki zaman durmuş gibi hissedersiniz.

İşte akış budur.

Kimi için yemek yapmaktır, kimi için ise yeni bir şeyler öğrenmek.

Akışa kapılan insan dikkati dağılmadan somut bir işe odaklanır, aklı yerindedir. Akıl başka yerdeyken bir şeylerle uğraşıldığında ise tam tersi olur.

Önemli bir şey üzerinde çalışırken sık sık odağınızı kaybediyorsanız, akışı yakalayabilmek için kullanabileceğiniz birkaç stratejiyi anlatmak istiyorum size.

Her görevin birtakım kuralları vardır. Her insan için hem çok kolaylıkla yapabileceği hem de biraz zorlanarak yapabileceği işler vardır.

İnsan doğası gereği zorlukları sonuna kadar görmeyi sever, çünkü kendini zorlamak keyif verici gelir.

Daha açıklayıcı olmak gerekirse mesela bir programcının kendini zorlaması yeni bir programlama dili kullanmasıdır.

Bir aşçının hep yapmaktan çekindiği o yemeği yapmaya çalışmasıdır. Yani kişinin kendini güvende hissettiği bölgeden çıkarak kendisine bir şey katmasıdır.

NET VE SOMUT HEDEF

Net ve somut bir hedefinizin olması da bu aşamada çok önemli.

Bunun en bilinen örneği yazar tıkanmasıdır. Bir yazarın 3 ayda bir kitabı bitirmesi gerektiğini hayal edin.

Her gün “Bu kitabı yazmalıyım” diyerek uyanır. Ama her günü gazete okuyup evi temizleyerek geçirir.

Her akşam kendini öfkeli hisseder ve ertesi gün çalışmaya başlayacağına söz verir. İşte bu arka arkaya ertelediğiniz küçük adımları atar atmaz kaygınız yok olur ve yaptığınız işte hoş bir akış yakalarsınız.

Tek bir göreve yoğunlaşmak da akışta kalmanın temel unsuru diyebiliriz. Genellikle işleri birleştirmenin bize zaman kazandırdığını zannetsek de bilimsel olarak tam tersi kanıtlanmıştır.

Beynimiz saniyede milyonlarca bit bilgiyi alabilir ama sadece birkaçını işleyebilir. Birden fazla iş yapıyoruz dediğimizde aslında işler arasında çok hızlı gidip geliyoruzdur.

Birden fazla iş arasında sürekli gidip gelmenin zaman kaybına, daha fazla hatanın yapılmasına ve yapılan işin çok azının hatırlanmasına sebep olduğu da bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Hepimiz bir sınıfta ya da konferansta sıkılmışızdır ve kendimizi eğlendirmek için bir şeyler çizmişizdir. Ya da bir duvarı boyarken ıslık çalmışızdır.

Yaptığımız iş bizi biraz zorlamazsa sıkılırız ve kendimizi keyiflendirmek için bir kat zorluk katarız. İşte bu da farkında olmamız gereken bir diğer konu.

Özetlemek gerekirse akışta kalmak için sınırlarımızı zorlayıp neler yapabileceğimizi görmemiz ve somut bir hedef belirleyip onu görev bilinciyle gerçekleştirmemiz gerekiyor. Son olarak ve en önemlisi ise rutin işleri zevk aldığımız bir şeye dönüştürme yeteneğimizi kullanmamız gerekiyor. Bu noktalara karşı farkındalığınızı artırdığınızda göreceksiniz ki hayatınız daha keyifli ve stressiz olacak.