Bir Türk atasözü vardır; “Gelen gideni aratır.” Türk atasözü doğru çıktı. Dünya ülkeleri bundan sonra ABD Başkanı Biden ile ne yaşayacak, dünya siyaseti nasıl şekillenecek? Biden’in  NATO'ya yaklaşım...

Bir Türk atasözü vardır; “Gelen gideni aratır.” Türk atasözü doğru çıktı. Dünya ülkeleri bundan sonra ABD Başkanı Biden ile ne yaşayacak, dünya siyaseti nasıl şekillenecek? Biden’in  NATO'ya yaklaşımı Türkiye’ye terörle mücadeleyi engelliyor mu? 2020 Aralık ayında Atlantik İttifakı'nın 2030 vizyonu tartışılırken Washington'da ittifakı güçlendirmek isteyen yeni Başkan Biden'ın zorlu geçiş dönemi olacağı söyleniyordu. Trump dönemi NATO toplantıları gerilimsiz geçmezdi. NATO’yu “demode” gören, Avrupalı müttefikleri bütçeye söz verdikleri katkıyı sağlamayan ABD'yi ittifaktan çıkaracağını açıklayan, Almanya'daki asker sayısını azaltan bir başkandan sonra Biden, sarsılan güveni tazelemek istiyor… Biden yönetimi ABD'nin değerlerine dayanarak uluslararası düzenin kurulması gerektiğine inanan isimlerden oluşuyor. Avrupa,  Asya'daki müttefiklerle uluslararası iş birliğini güçlendirmenin yanı sıra Çin ve Rusya'yı sınırlandırma yapılacaklar listesinin başına aldı. Bu yaklaşım ile NATO ve AB ile ilişkileri güçlenecek mi? Türkiye’nin başlattığı, Suriye’de YPG, Kandil ve Gara’da PKK’yı temizleme harekâtı sırasında PKK'nın birkaç yıl içerisinde çeşitli nedenlerle kaçırıp esir tuttuğu Gara'da 13 vatandaşımızın başlarına sıktıkları kurşun ile katletmesi 3 askerimizin şehit edilmesi, uzun süre siyasi gündemi meşgul edecek… ABD Dışişleri'nin önce şüphe ifade eden sonra tepkiler üzerine PKK'yı kınayan ikircikli açıklamasının aksine NATO Genel Sekreteri J. Stoltenberg, PKK terörünü kınadı ve milletimize taziyesini sundu. Stoltenberg, Türkiye'nin DEAŞ ile mücadelesini övdü.  Ülkemizi “en çok terör saldırısına uğrayan NATO müttefiki olduğunu ve aynı zamanda milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını” hatırlattı. NATO'nun “ölümünde” bahsedilen bir dönemde Stoltenberg, ittifak üyeleri arasında diyalogu ve empatiyi korumaya çalışması ve Türkiye'nin ötekileştirilmesine karşı çıkması sebebiyle yapıcı bir rol üstlendiğini ifade etmeliyim… Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Başkanlığın İzmir Bölge Müdürlüğünde NATO Uzmanlar Grubunun, Basın Temsilcilerinin de bulunduğu, “NATO 2030: Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik” başlıklı raporunun ele alındığı bir panel düzenlendi… Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Türkiye'nin terörle mücadelesinde NATO'daki müttefiklerine dayanışma çağrısında bulundu. Altun; “Müttefik bildiklerimizin terör örgütlerinin yanında yer aldığını görmek bizleri üzüyor. NATO'ya olan güvenimize gölge düşürüyor. Bu kirli politikalar, ittifakın onurunu da lekeliyor. Başkan Altun; Türkiye’nin NATO'nun vazgeçilmez bir ortağı olduğunu vurgulayan Altun, bazı müttefik ülkelerin Türkiye’ye karşı takındığı tutumu İttifaka mal etmenin doğru olmayacağını, nitekim bu durumun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile yaptığı tüm görüşmelerde tekrar tekrar ispatlandığını dile getirdi… İçinde bulunulan çağın yeni ve benzeri görülmemiş sorunları da beraberinde getirdiğine işaret eden Altun, “Kimsenin tek başına kolay kolay başa çıkamayacağı sınamalar ve tehditlerle karşı karşıyayız. Bu stratejik tabloda ittifakların önemi daha da artıyor. Müttefiklik hukukunun da yeniden tanımlanmasına ihtiyaç duyuluyor. Türkiye, kendisinden yardım isteyen eli hiçbir zaman geri çevirmemiştir. Biz 70 sene önce yaptığımızı bugün de yapmaya, İttifaka değer katıp tüm zorlukları birlikte göğüslemeye hazırız. Müttefiklerimiz de bizimle samimi dayanışma sergilesin” diye konuştu. NATO ve ABD, terörle mücadelede Türkiye’nin yanında yer alacak mı, yoksa teröre destek vermeye devam edecek mi? Bekleyip göreceğiz.