Yıllarca adeta dağları devirmiş bir hava ile ‘Eğitimde devrim’ dediler. Boş laf! Devletin görevlisi ve uzmanı olarak Avrupa’ya giden eğitimciler veya sair yetkililer hemen adapte edi...

Yıllarca adeta dağları devirmiş bir hava ile ‘Eğitimde devrim’ dediler. Boş laf! Devletin görevlisi ve uzmanı olarak Avrupa’ya giden eğitimciler veya sair yetkililer hemen adapte edilecek bir öğretim konusu bulur ve uygulaması için Hükümete sunar. Eh, orada da mevcut ahbap çavuş ilişkisi konuyu yürürlüğe sokar. Sonuç; yıllardır hüsran. Türkiye’nin nasıl bir eğitim öğretim sistemini takip edeceği konusunda henüz bir planlaması yok. Lise, meslek, sanat, hangi konular olmalı konusunda ne yazık ki tercih edilmiş bir yok. Eğitim konusunda ahlak, estetik, örf, adet, dini bilgiler gibi konularda takip edilecek, edilmesi gereken unsurların planlaması yok. Yaptıklarımıza bakalım: Her köye okul yapıldı. Her köye öğretmen atandı. Taşımalı sisteme geçildi. İmam hatipler müspet ilimden yoksun yetiştirildi. Üniversiteye girmeleri zora sokuldu. Özel okullar gereken şekilde inşa ettirilmedi, yetersiz binalarda açılışları kabul edildi. Maddi teşvik ve destek verilen bakıma muhtaç kimseler, engelliler ve otizm gibi ciddi işler kontrol edilemedi, kazanç kapısı yapıldı. Üniversiteler ilmi açıdan ve sayı itibariyle yeterli öğretim üyesi olmadan çoğaltıldı. Özel liseler ile çocuklar paraya teslim edildi, baştan savıldı. Özel liselerde öğrenci ile velisi dokunulmaz olup okulu yönetir oldu. Özel okullarda devlet okulları dahil dernek ve aile birlikleri asli işlerini unutup gezi yemekli toplantı altın gibi gün tertibinde yarışa girdi. Okulda okul aile birliği yöneticileri nöbetçi yapıldı özel hayat okula sokuldu. Spor unutuldu, servislerde başı bozukluğa neden olundu. Argo çocukların yetişmesine neden olundu. Özel okullarda her yıl düşük maaş ödemeye yönelik transferler yapıldı. Öğretmen kalite ve performansı düştü. Öğrencilerin çalışma konsantrasyonu bozuldu. Özel okullara bazen deneyimsiz, bazen bilgisiz, bazen enerjisiz öğretmenler atandı, verimsiz bir nesil yaratıldı. Özel okullardan çıkan öğrencilerin üniversitede ayni lisedeki gibi yetersiz öğretim üyelerine teslim edildi. Lisede aynı konumdan gelerek işsiz diplomalılar yaratıldı. Özel okullar ve sınıf geçme notu sayesinde öğrenci rekabeti unutturuldu. Herkesin kolay sınıf atladığı tembel öğrenci zemini oluşturuldu. Özel okula ayak uyduran öğretmenlere okul idaresine göz yumarak okullar yozlaştırıldı. Özel okullarda iflas riskini düşünerek tedbir alınmadı. Okulların devir tesliminde disiplin edici şartlar konulmadı herkes okul alabilir hale geldi. Okullarda atamalarda öğretmen yaşamlarını göz önüne alınmadı, öğrenci yetiştirmeye uygun kişilerin tercihine özen verilmedi. Bugüne bakınca; 2019-2020 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla tüm eğitim birimlerinde toplam 14 bin 311 özel okul mevcut. Bu yıl öğrenci sayısı yaklaşık 1.5 milyon. Özel okulların 3 milyon 800 binlik kontenjanı mevcut ama yüzde 60’ı boş deniliyor. Çünkü beş yüz kişilik okul işi elli altmış kişilik kontenjan kullanıyor. 200’e yakını kapanabilir. Veli de öğretmen de esasen öğrenci de son derece mağdur. Geçen zamanda öğrenci gelecek açısından riskli bir hayata mahkum edildi. Noksanlarımız belli ancak çözüm üzerine yine maddiyat ön planda. Önerimize gelince; sil baştan eğitim ve teknoloji üretimine dönük okulları hayata geçirmeliyiz.