Sizlerde elbette farkındasınızdır. İzmir her geçen gün geri gidiyor, güç kaybediyor. Eskiden futbolcunun iyisi, meyve sebzenin kalitelisi, bürokratın en faydalısı İzmir’de yetişirdi. Milli maç deyin...

Sizlerde elbette farkındasınızdır. İzmir her geçen gün geri gidiyor, güç kaybediyor. Eskiden futbolcunun iyisi, meyve sebzenin kalitelisi, bürokratın en faydalısı İzmir’de yetişirdi. Milli maç deyince ilk akla gelen şehir İzmir olurdu. Devleti yönetecek en yetkili mevkilere İzmir’den yetişmiş bürokratlar otururdu. İstanbul, Ankara valileri, emniyet müdürleri önce İzmir’de pişerdi. İzmir’in tozunu, toprağını içine çeken, suyunu içen, kumrusunu, boyozunu yiyen  en etkin görevlere gelirdi Son valiler kararnamesiyle Eskişehir Valiliğine atanan Erol Ayyıldız beyin gidişi bir kez daha gösterdi ki İzmir sahipsiz kalmış. MHP’YE YAKIŞMIŞ İzmir MHP İl teşkilatı yıllar sonra bir mülk sahibi oldu. Emeği geçen İl Başkanı Veysel Şahin ve yönetimini tebrik ederim. Çarşamba günü Veysel Başkan ve ekibine hayırlı olmasını dilemek ve binayı yakından görmek için ziyaret ettim. Ne yalan söyleyeyim bu kadar güzel bir bina beklemiyordum. Tam MHP’nin adına hem de gücüne yakışır bir yer olmuş. Alsancak’a da yakışmış doğrusu. İl Başkanı Şahin, MHP’ye yeni bir il binası kavuşturmanın mutluluğunu şu sözlerle paylaştı; “Şükürler olsun Allah’a bize bu günleri de gösterdi ya, bu da bize yeter diye düşünüyorum. . Aracı olan, destek olan, zerre miktarda faydası olan herkesten Allah binlerce kez razı olsun. Bu bina yüz yıllarca duracak, bizim olacak, bizim kalacak, kendi binamız, kendi yerimiz, her şeyi bizim olan bir yer, mutluyum.’ TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL Devlet halkına güvenerek tedbirleri biraz gevşetince maşallah herkes hemen rehavete kapıldı. Hemen maskeler fora deyip, fiziki mesafeleri unutup koyun koyuna, kucak kucağa pozisyonuna geçti. Kardeşim hala tehlike geçmedi, gücü azaldı, ama bitmedi. Ha korona virüsünde ikinci patlamanın fitilini ateşlemek istiyorsanız; sakın ha sakın evde oturmayın atın kendinizi sokaklara Sakın maske takmayın, takıyorsanız da onu aksesuar olarak kullanın. Kullandıktan sonra sokağa atın. Yolda yürürken hapşırın tıksırın Tövbe tövbe... Neyse Siz siz olun kuralla uyalım, uymayanları uyaralım. Eğer vurdumduymazlığımız devam ederse bugünleri çok ararız. ADRESE TESLİM HİKAYE Behlül’ü Dânâ hazretleri çarşı esnafına yumuşak dille çeşitli nasihatlerde bulunur. Çarşı esnafı bundan rahatsız olur. Halife Harun Reşid'e giderek şikayette bulunurlar: - Bize karışmasın, günah da bizim, sevapta bizim. Ona ne, her koyun kendi bacağından asılır derler. Harun Reşid, Behlül Hz. çağırarak olanları anlatır. Bir daha onların işine karışmamasını ister. Behlül Hz. hiç cevap vermez. Doğru kasaba giderek yeni kesilmiş, parçalanmamış bütün bir koyun alarak çarşının ortasına asar. Çarşı esnafı buna bir anlam veremez. Delidir ne yapsa yeridir derler. Günler geçtikçe koyundan pis kokular gelmeye başlar. İyice rahatsız olunca, gene Harun Reşid'e giderek şikayetçi olurlar: - Behlül çarşının ortasına koyunu astı. Koyun koktu. Kokudan duramıyoruz derler. Harun Reşid çok meraklanır. Behlül neden böyle bir şey yaptı diye. Hemen çağırtıp nedenini sorar. Behlül Hz. - Aman Efendim der. Kime ne zararı var hayvanın. Kendi bacağından asılmış duruyor. - Kokusundan herkes rahatsız olmuş, bana şikayete geldiler deyince: - İşte der, kimse kimsenin günahını çekmez ama kötülük öyle bir şeydir ki kokusundan cümle alem rahatsız olur.