Amatörler başlayacak mı başlamayacak mı, başlasın mı başlamasın mı, başlasa ne olur başlamasa ne olur, başlatılırsa ne olur başlatılmazsa ne olur ? Kafamda türlü türlü sorular, salgın soruları bunlar....

Amatörler başlayacak mı başlamayacak mı, başlasın mı başlamasın mı, başlasa ne olur başlamasa ne olur, başlatılırsa ne olur başlatılmazsa ne olur ? Kafamda türlü türlü sorular, salgın soruları bunlar. Mantık bir yandan duygu öte yandan, habire çalışıyor karşı karşıya, birbirlerine hükmetmeye çalışıyorlar. İlgili yetkililerle ilgisiz yetkililerin, yetkisiz ilgililerle yetkili ilgisizlerin savaşıdır bu. Ligler başladı, maç başladı aslında. Her şey sahada, ilk dakikalar golsüz beraberlikle geçildi. Esas maç ne zaman başlayacak, işte o belli değil. Başa döndük yine, başlasın mı başlamasın mı? Bana kalsa mı ne olacak, başlatılsın kısıtlamalarla birlikte diyesim geliyor. O kadar kolay da değil bu kararı vermek. Büyük vebal, binlerce insan. Sosyal mesafe olmayacak haliyle, temizlik olur mu acaba, maske; o da çenede hala. Oyun kuralları bile tamamen insan sağlığı düşünülerek, insan canı ön planda tutularak, düşünüldü, planlandı, yazıldı, onaylandı, hayat kurallarla devam ediyor. Can güvenliği ve sağlık garanti tutulursa başlatılabilir. Bu nasıl olacak, hiç de kolay değil. Amatör kümelerde spor sevdalılarının, meraklıların, seyircilerin fanatiklerin, taraftarların sayısı, sporculardan kat be kat fazla. Tıpkı Süper Lig'de olduğu gibi, sahalarda sadece maç oynanır, bir kişi bile seyirci alınmaz. Yazması kolay da bu nasıl sağlanacak. Çok zor iş. Amatör lig demek, yaşamak, hissetmek, destek olmak, o ruhu yaşamak demek. Seyirci olmadan da olmaz ki. İzleyicilerin hepsine PCR testi yaptıramazsın, antikor testi yaptıramazsın, HES kodu isteyemezsin açık alan kapıya alet de koyamazsın. Aldılar tribüne diyelim kaç kişi alacaksın, hangisini almayacaksın. Hafta sonu yasaklar var, maça nasıl gidecekler, o da olmaz. Deplasmana gitmek de olmaz. Amatör maçlar da seyircisiz hiç olmaz ki. Bereketi seyirci de. Paranın döndüğü ligde, seyircisiz gidiyor öyle veya böyle, amatör kümede bu iş böyle olmaz ki. Amatör futbolculara gelelim, filmin esas oğlanı onlar. Süperle 1.Lig'de olduğu gibi her maç öncesi PCR testi yapılması gerek, maliyet ne olacak, çok da kabarık çıkar. Ne kulüpler verebilir ne de futbolcular ferdi olarak verebilir, veremez, veremez, veremez. Cebinden veren, maçlara yarı aç çıkan PCR yaptıramaz ki. Bu yaptırım da amatör ruha, insan haklarına aykırı. Tamamına yakınında para yok ki zaten. Sadece parası olanlar için ligleri başlatsan bu hiç olmaz. Sahaların, statların yanısıra halı sahalar da kapalı. İnsanların spor yapmaya hakları vardır, canın tam zıddı olan ne yapacağı ne olacağı nereye gideceği belli olmayan pandemi de var ama. Oturmaya mahkûm kalan, oturmayı, yatmayı, gençliğini hareketsizliğe bağlayan bir nesil geliyor. Obez, göbekli, yağlı, hantal, bardağını suyla doldurmaya üşenen nesil geliyor, işte bu çok kötü. Maçlar yasak, sahalar da kapalı. Yollarda yürüse, koşsa orası da kalabalık, maskeli de oynanmaz. Yetenekler köreldi, körelecek. Bu işten para kazanan, neredeyse 1 yıldır işsiz kalanlar, evine ekmek götüremeyenler de var. Sadece spor olsun diye yapmıyorlar yani. Hadi diyelim maçları başlattılar, tam tekmili birden, herkes sahada, statta. Olmaz bu pandemi döneminde, ilerler, bilmem kaçıncı dalga gelir, mutandın hası türer, ürer. Seyircilere kapatsak sahadakiler kalsa sadece, tadı tuzu kalmaz. Bugünlerde izin çıkacak gibi görünüyor. Salgın nedeniyle daha büyük bir tehlike bizi bekliyor. Alel acele başlatılırsa, tam teşekküllü sağlık kuruluşundan, hastaneden ciddi, bilimsel, Hipokrat Yemini'nine de uygun rapor verilecek mi? Yalap şalap muayene edip, hatta kapıya doğru bakarak imzayı basmak değildir sağlık raporu, sağlam raporu, oynayabilir raporu vermek. Acı ama böyle, acı tarif etmek zordur, tat yerinde iken. Sonra çıkıyor acısı. Sporcularımız sahada, halı sahada kalp krizi geçiriyor, oracıkta yığılıp kalıyor, kaybediyoruz, ölüyorlar. Halil Berke Aygün 18 yaşındaki hakem kardeşim kalp krizi geçirdi, sahada vefat etti, hastaneye yetişemeden ama raporunda 'sağlıklı' yazıyordu, O da öldü işte. Neredesin vebal, vicdan. İşin dosdoğru yapanlara saygım sonsuz, onlar kendilerini biliyor. Bilmeyenlere de lafım. Meğer kalbinde sıkıntı varmış haberi yok, EKG çekilmemiş, çık sahaya oyna, haydi nereye öte tarafa. Allah korusun tamam, Allah korur da biraz da sen kendini korusan, Allah sana akıl fikir vermiş, kullansana. 11 aydır mütemadiyen oturan, belediye otobüsüne yetişmekten başka nabzını yükseltmeyen, kilo alan, nefesi açılmayan birine nasıl rapor verilecek. 'Sağlamdır, futbol oynamasına, hakemlik yapmasına engel yoktur', imza, kaşe, tarih, buyur sağlamsın. Vallaha mı, emin misiniz, son kararınız mı, izin verecek misiniz, sahaya çıkmalarına. PCR'siz, EKG'siz, Eforlu EKG'siz. Bunlarsız olacaksa, olmasın istemem. Benim fikrimi soracak olursanız eğer, başlatılsın veya başlatılmasın diyeyim, o riski alamam. Ama şunu açık ve net söyleyeyim, yazayım. Öyle 'Sal çayıra Mevlam kayıra' diyerek başlatacaksanız, sakın başlatmayın. Bu satırların yazarı önce candan, insan hayatından, sağlıktan yanadır, gerisi de teferruattır. Hayat varsa, yaşam varsa, maç da vardır lig de vardır. İnsan yoksa, can yoksa, sahalar yine kapalı, bomboş kalmaz mı ? Neyleyim sahayı, maçı, golü, 3 puanı, içinde salınan sağlıklı gençler olmayınca.