Ege Telgraf gazetesindeki bu ilk yazımızla, okuyucularımıza yeniden ‘Merhaba’ derken, özellikle sağlık sektöründeki sivil toplum kuruluşlarında yaklaşık yirmi yıllık emeğimiz hasebiyle yazılarımızın a...

Ege Telgraf gazetesindeki bu ilk yazımızla, okuyucularımıza yeniden ‘Merhaba’ derken, özellikle sağlık sektöründeki sivil toplum kuruluşlarında yaklaşık yirmi yıllık emeğimiz hasebiyle yazılarımızın ağırlığının sağlık sektöründeki tespitlerimizden, önerilerimizden, yapıcı eleştirilerimizden olması muhtemeldir. Dün olduğu gibi bu gün de, devletimizin ve milletimizin menfaatlerini korumaya çalışmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini hainlik yapmamak kaydıyla; hiçbir vatandaşımızı dilinden, dininden, ırkından, mezhebinden, meşrebinden, siyasi görüşünden dolayı ayrıştırmamak, ‘Önce insan’ diyebilmek için çabalayacağımızdan endişeniz olmasın. Ayrıştırmamak, ötekileştirmemek için çabalayacağız. Birleştirmek ve millet olarak tek yumruk olmak için mücadele edeceğiz. Bizim milletimizin bu güne dek parti çatışmalarından, 80 öncesi sağ-sol çatışmalarından, Alevi – Sünni, laik-anti laik gibi yapay çatışmalardan ne çektiğini yaşı müsait olanlar bilir. Yaşayıp görmeyenler de anlatılanlardan bilir. Bundan dolayıdır ki, önümüzdeki yıllarda, süreçte millet olarak bizim kavgaya, husumete, düşmanlığa ayıracak zamanımızın olmaması gerekir. Doğu’nun Batı’ya, Batı’nın Doğu’ya, kardeşin kardeşe, komşunun komşuya düşman yapıldığı ya da, düşman yapıldığı günleri bir olarak, iri olarak, diri olarak hep birlikte el ele geride bırakmalıyız. Bizler, bir binayı meydana getirmek için birbirleriyle kenetlenen birbirine destek olan yapı taşları gibi olmalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bir ulus sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.” dediği gibi. Siyasi düşüncelerimiz, mezhebimiz, meşrebimiz farklı, farklı olabilir. Hiçbir gerekçe millet olarak bizim birlik olmamızın önünde engel olmamalı. Bizler tornadan çıkmadık ki, bir konu hakkında aynı düşünelim, aynı görelim. İktidarlar için, eksiklikleri, aksaklıkları tespit etmek, iktidara yol göstermek açısından, sağlıklı muhalefet ne kadar önemliyse, toplumlun düzeni açısından, sağlıklı sivil toplum kuruluşları, tarafsız basın yayın organları ve toplumu doğru bilgilendiren, bilinçlendiren yazarların da topluma katkısı inkar edilemez. Hayatın manası yiyip, içmek, gezip tozmaktan ibaret olmamalı. Elbette imkanlar çerçevesinde kaliteli bir yaşam önemli. Ailelerimiz de önemli. Ancak, devlete, millete, insana, canlıya, doğaya faydalı olmak için de bir şeyler yapmalı. Özetle; niyetimiz halis. Yazdığımız yazılarda, devletimize, milletimize, kurumlarımıza, kuruluşlarımıza, bir nebze katkımız olabilirse ne mutlu bize.