Bir taraftan hayat pahalılığı, diğer taraftan gelen üst üste zamlar nedeniyle vatandaşın nefes alacak hali kalmadı. Günlük hayatımızda böyle durumları özetleyen o kada...

Bir taraftan hayat pahalılığı, diğer taraftan gelen üst üste zamlar nedeniyle vatandaşın nefes alacak hali kalmadı. Günlük hayatımızda böyle durumları özetleyen o kadar etkili deyimler vardır ki, uzun cümlelerle anlatamayacağınız bazı durumları çok kısa ve çarpıcı ifadelerle anlatırsınız. İşte bunlardan birisi de, “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” deyimidir. Yani, bir kimseye çok büyük bir tehlikeye ya da zarara uğrayacağını sezdirip daha az zararı kabul ettirmek” anlamında kullanılan bu sözden de görüleceği üzere zamlardan ve hayat pahalılığından bunalan vatandaşa can suyu olsun diye bir KDV indirimi muhabbeti çıktı. Halkımız çok buna bile çok sevindi vatandaşımız. Yani vatandaşa “Ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler!” Ama değişen bir şey yok. Eski tas eski hamam. Herkes bir çıkar yolunu bulmuş yüzde 7’lik KDV indirimini halkın cebine yansıtmamak için ellerinden ne geliyorsa yapıyor. Tüm bu yaşananlara rağmen halk gidişattan memnun gibi görünüyor. Yazımı, günümüzdeki olayı anlatan bir fıkra ile tamamlayayım. PADİŞAHIN KÖPRÜ VERGİSİ Padişahın biri halkının vergiye karşı hangi noktadan sonra direneceklerini test etmek ister. Bunun için vezirlerini çağırır. Vezirleri huzura çıkar, saygılı bir şekilde beklerler. Padişah; — Köprülere adam koyun, geçenden bir akçe alsınlar, der. Aradan bir süre geçtikten sonra padişah vezirlerine sorar: — Nasıl, halk hayatından memnun mudur? Herhangi bir şikayet var mı? Vezirler: — Hiç bir tepki yok sultanım! — İyi o zaman. Köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın! Aradan bir süre geçmiş, padişah tekrar sormuş vezirlerine: — Var mı halinden şikâyet eden? — Yok! Halkının tepkisizliğine kızan padişah gürlemiş: — Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni… Yapsın! Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah, çağırmış vezirlerini, —Halkı dinleyelim hele bir, demiş. Gitmişler köye, padişah sormuş: — Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikayetiniz? Ses yok. Padişah tekrar: —Taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikayeti olan hemen söylesin! Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş: —Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya! —Eeee, demiş padişah bir umutla. Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama? — Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız…