Tarkan bile burdan aldı, 50 lira borcu kaldı...

Tarkan bile burdan aldı, 50 lira borcu kaldı... SSK doktoru gibi uzaktan bakma, gel abla geel! Param olsa ben alsam! Bindirim değil indirim burada! Benim adım Kazım, çok para lazım... Çakı çakmak ayna tarak çek bırak don lastiği 1 lira! "Yaağğğmmaallaayıınn kıızzz" Taze biçilmiş yeşilliklerin mis kokusu... O güzelim esnafın curcunası... Birbirine karışan pazar arabaları, iki ucundan çekiştirilen çoraplar; domatesler, havuçlar, patlıcanlar... Gel abla gel! Batan geminin malları bunlar! Limonun en sulusu Domatesin en tazesi Biberin tatlısı Üzümün çekirdeksizi... Evlerin gözdesi, çeyizlerin baş süsü, hamamın tası, armudun sapı... Yok yok! Neden mi bu hevesim? Ay çılgınlar gibi alışveriş yapmayı özledim anacağım... O canım AVM’lerde... Hiç olmadığı büyük süpermarketlerde... Saatlerimi harcamayı özledim! Hele hele o mahalle pazarlarını... Mis gibi havayla ciğerlerimi doldurmayı özledim... Maskesiz bir hayatı... Sabah 5’te kalkıp piknik hazırlığı yapmayı, denize gitmeden önce yapılan şakşuka telaşını özledim... Normal bir hayatı özledim... Normal olmayı özledim... Bahar havalarını özledim... Neler yaşadık bu hafta farkında mısınız? Önce depremlerin tedirginliği; arkasından freni boşalmış kamyon gibi yağan yağmurları... Çamur, sel, felaket... Yine masraf yine ayrı bir iç sıkıntısı... O yüzden diyorum ya normal olmayı özledim... Bazen yorulmayı, bazen de keyif yapmayı... Sevdiklerime sarılıp kucaklaşmayı... Özledim... Çok özledim... *** Bu ara ne kitap okudum ne de film izledim... Vaktimin olmadığından değil, ilgimi çeken bir şey olmadığından... Anca geçen hafta başladığım resmi bitirme derdindeyim... Nasıl bir keyif, anlatmam mümkün değil! Başına bir oturuyorum; of of... Saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Renkler, renkler, renkler... İç dünyamın bütün bunalımlarını çiçeklerle süslüyorum. Sonra fırlatıyorum fırçaları tuvale! Oh... Bundan sonra Picasso düşünsün! Yarin dudağından getirilmiş Bir katre alevdir bu karanfil, Gönlüm acısından bunu bildi! Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer Kızgın kokusundan kelebekler; Gönlüm ona pervane kesildi. (Canına yandığımın Ahmet Haşim’inden...) *** Ne zamandır kitap önerisi de vermiyordum, kızanlar olmuş. Alın o zaman: Anne Frank'in Hatıra Defteri Anne Frank'in Hatıra Defteri, iki yıl boyunca Hollanda'nın Nazilerce işgali sırasında ailesiyle birlikte saklanıyorken Anne Frank tarafından tutulan günlüğünü içeren kitap. Aile 1944 yılında tutuklandı ve Anne Frank, Bergen-Belsen toplama kampında tifüsten öldü. O günlük, Anne'nin babası olan Otto Frank tarafından Miep Gies'e verildi. Günlük, 60'tan çok dilde basıldı. İlk başlık Het Achterhuis altında yayınladı. Daha sonra 1959'da beyaz perdeye uyarlandı. Kitap 20’inci yüzyılın en iyi kitapları listelerinde oldu. Kısmetse haftaya görüşürüz canlarım!