Aslında ormanları korumada iş ormana bakış açısından geçiyor. Ormana ‘mühendislik’ olarak bakan, ormanı ‘işletilecek’...

Aslında ormanları korumada iş ormana bakış açısından geçiyor. Ormana ‘mühendislik’ olarak bakan, ormanı ‘işletilecek’ bir meta olarak gören zihniyetten bahsediyorum. Bazı korunması gereken maddi ve manevi değerler var ki bunların işletmesi, mühendisliği, ticareti olmaz. İstanbul Üniversitesi Orman Botaniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik hocamız, son günlerde, Ege ve Akdeniz bölgelerinde meydana gelen yangınlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada; Ormancılık; ekosistem yönetimi olup ekolojik,biyolojik, ekonomi ve politik bilimlerin bileşkesinden oluşmaktadır. Zor bir alandır. Ekranlar da ve sosyal medya da “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların” paylaşımlarıyla yönlendirilecek bir meslek değildir dedi. Prof. Dr. Ünal Akkemik açıklamasına; Planlama yapmadan hemen ağaç dikelim, zeytin, badem, sakız dikelim demek bilimsel bir yaklaşım değildir. Yangın geçiren kızılçam alanlarında hemen fidan dikilmemelidir. Kızılçam tohumları yüksek sıcaklığa dayanıklı olduğundan yangın sonrası yüksek oranda çimlenmektedir. Aynı yapılan bilimsel çalışmalar otsu flora ve maki elemanlarının da, sonra ki birinci yıldan itibaren sahaya gelmeye başladığını göstermiştir. O nedenle öncelikli olarak ekolojik restorasyonun doğal yollarla başlaması ve devamında da tamamlama yapılması gereklidir. Böylece;
  1. Doğanın doğal yollarla tekrar toparlanması ve o ekolojik koşullarda oluşmuş en güçlü tohumkarla ormanın tekrar oluşması sağlanmış olacaktır,
  2. Gereksiz masraflardan kaçınılmış olacaktır;ayrıca doğaya zarar veren kişi ve kurumların binlerce fidan bağış yapara kendilerini aklama yarışına dönüşmesi önlenmiş olacaktır,
  3. Çok hızlı ağaçlanma yapılması ile ekolojik koşulları uygun olmayan farklı türleralkana getirilmesi önlenmiş olacaktır.
Akdeniz havzasındaki ormanlık alanlar kızılçam ve makiliklerden oluşmaktadır. Makilik; 6831 sayılı yasanın 1/F maddesinde “Funda veya makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerler” orman sayılmamaktadır. Bu yanlıştır ve bu alanların kolaylıkla elden çıkarılmasına neden olmaktadır. Maki yerine kullanılması gereken doğru isim “Akdeniz sert yapraklı orman”dır. Mevzuatta değişiklik yapılarak,tüm makilikler “Akdeniz sert yapraklı orman” sayılmalıdır. Bu alanlar; Akdeniz iklimi ile oluşmuş ve yangınların da ekosistemin parçası olduğu alanları kaplamakta; yüksek düzeyde biyoçeşitlilik,toprak ve su koruma fonksiyonu bulunmaktadır. Akkemik açıklamasına; “Yanan kızılçam sahalarının “Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği” kapsamında özel ağaçlandırmalara konu edilmesi kesinlikle düşünülmemelidir. Bu uygulama gelecekte,orman dışına çıkarılması için bir araç olma riski taşımaktadır.Ben şimdiden uyarmayı görev sayıyorum” diyerek son verdi.MEVZU ORMAN İSE’ Aslında ormanları korumada iş ormana bakış açısından geçiyor. Ormana ‘mühendislik’ olarak bakan, ormanı ‘işletilecek’ bir meta olarak gören zihniyetten bahsediyorum. Bazı korunması gereken maddi ve manevi değerler var ki bunların işletmesi, mühendisliği, ticareti olmaz. Misal namusun, şerefin, vatan sevgisinin nasıl ticareti olmazsa ormanı, suyu, çevreyi korumanın da bu manada ele alınması çok büyük bir insanlık ayıbıdır. ‘Orman işletmesi’ tabelalarını bir de bu gözle okuyun.ORMAN İŞLETME DEĞİLDİR’ Ormanı yangınlardan koruyacak ‘milli hava filosunun’ kurulamaması da bu konuya bir mühendislik olarak bakılmasında saklı. Uzun vadeli bakım, personel vs.. hesaplandığında belki kiralamadan kağıt üzerinde daha düşük bir maliyet görülebilir. Ancak korunması değeri önemsediğiniz ve olağan üstü durumlarda bu milli hava filosu ile hesap edilemeyecek yararlar sağlanacağı da gözden uzak bulundurulmamalıdır. Yiğidi öldürüp, hakkını da yememek lazım. Her şeye rağmen orman teşkilatı, Türkiye’nin en köklü ve en iyi işleyen teşkilatlarından biri. Biraz daha ormana ‘işletilmeyecek’ bir değer olarak bakan, halk ile işbirliğine ağırlık verirse çok değerli personeli ile dünyaya örnek teşkil edebilecek bir kapasitesi bulunuyor. Ormanların korunması için söndürme çalışmalarından çok, yangınla mücadele konusu dikkatle ele alınmalıdır. Ağaç ve ormanlar dünyamızın yapı taşı… Yağış ve yeraltı sularını zenginleştiren, endüstride kullanılan, hava kirliliğini ve erezyonu önleyen, sıcak ve soğuğu dengeleyen ağaçlara mecburuz. Bu mecburiyetin yanında, onların birer canlı olduğunun bilinciyle de onlara sahip çıkmalıyız. Ormanlık alanların yok olması yalnız insanlar için değil, ormanlık alanlarda yaşayan canlılar için de çok büyük risk taşır. Genelde; Toprakların yaşamsal gücü toprağın en üst katmanında çokça yaşayan mikrobiyel dünya ile ilgili. Bu canlı toplulukları gözle görülemez düzeyde olsalar bile toprakların verim ve yenilenme gücünü sağlayan eşsiz bir canlılar sistemini oluşturuyor. Yangınlar sırasında bu canlılar topluluğunun bileşimi değişirken, yararlı birçok organizma da yok oluyor, orman ekosistemi hasar görüyor. Yangınların toprağa olan diğer zararı ise toprak parçacıklarının birbirine bağlı kalmasını sağlayan doğal toprak organik maddesi olan humusun yanması olarak öne çıkıyor. Böylelikle toprak tanecikleri kırılgan ve duyarlı bir hal alarak, çok ufak zerreciklere ayrılıyor. Dikilen fidanlar toprağı örtene kadar erozyonla toprak kaybı oluşuyor.” Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin Ayvalık Temsilcisi olarak: Ayvalık’ta çıkan orman yangınları ile ilgili tekliflerim: a. İnsansız yangın gözetleme kulelerinin tahsis edilmesi, c. Adalarda ve ormanlarda atlı/motorlu devriyelerin tahsis d. Maden adasının karadan yolu olduğu için yazın kontrol altına alınması, f. Ayvalık orman şefliğinde,yangınla müdahale ekince sadece 2 personel var. Bu yetmez gibi 2 tane yangın kulesinden biri faal, diğeri gayrifaal. Ayvalık gibi her bir tarafı ormanlarla kaplı bir ilçede sizce yeterli mi? g. Özellikle dronla adakların devriye kontrolünde, kamera ve fotokapanla ise, devamlı kontrol altına için tahsis edilmesi, h. Deniz itfaiye sisteminin kurulması, l. Devriye gezen Sahil Güvenlik Botu’na yangın müdahale ekipmanlarının montajının gerektiğinde yangında kullanılacak hale getirilmesi, (DEVAM EDECEK)