Bugün kripto para gelişmelerini, aslında bazı şirketlerin yatırım yönlerini yazmak isterdim fakat sanırım en önemlisi son dönemde dünyanın en yoksul ülkesinin inanılmaz yüksek vizyonlu bir hamle yapma...

Bugün kripto para gelişmelerini, aslında bazı şirketlerin yatırım yönlerini yazmak isterdim fakat sanırım en önemlisi son dönemde dünyanın en yoksul ülkesinin inanılmaz yüksek vizyonlu bir hamle yapması oldu benim için. Hala bu hamlenin emarelerini araştırıyor olmakla beraber, Orta Afrika Cumhuriyeti, neden Bitcoin'e geçti sorusuna bir yazı adamak niyetindeyim. Bir yandan ise bu atılımların yanında Türkiye’nin vizyonerliğini inceleyelim hep beraber. BİR FIRSAT OLABİLİR Orta Afrika Cumhuriyeti idam cezasını bir hafta önce kadar kaldırmayı gündeme getirmiş, yoksulluk kelimesinin karşılığını bünyesinde uzun senelerdir taşıyan, 1960’ta bağımsızlık ilan etmiş ve o günden bu yana karıştırılan iç siyaseti ile yoksul kalmaya adeta mühürlenmiş bir yer. Ayrıca denize kıyısı olmayan, tamamen içeride kalmış, ihracatı çok kuvvetlenememiş bu Cumhuriyet adeta kazanmamak için ideal konumlandırmalardan birinde yer alıyor. Bangui yani başkent, son yıllarda birçok din ve etnik kimlik temelli karışıklığa neden oldu. Nüfusun yarısından fazlasının Hristiyan, yüzde 10'unun da Müslüman olduğu ülkede birçok silahlı grup var. Şimdi hem denizi olmayan, hem karışık hem de en yoksul ülke ne oldu da bitcoini kabul etti? Nisan ayının sonlarında bahsi geçen hamle bugünlerde netleşti. Hükümetin duyurusunu yaptığı bu vizyoner planın kripto yatırımına inanan herkes için harika bir fırsat olduğu söyleniyor. İnsanlardan bir linke tıklayarak Sango projesi için oluşturulan siteyi ziyaret etmeleri isteniyormuş. Bu konuda bazı bilinen medyaların köşe yazılarında Rusya’ya yardım etme amacı güdüldüğü her ne kadar anlatılsa da ilgilendiğim kısım yoksul halkın kendine bir alan yaratabilecek fırsat bulması. Ücretsiz bir şekilde madencilik yapabilecek olması. Hem de bu sefer çıkardıkları altınları başkalarının hazinelerine hediye edercesine ucuza çalışmayacaklar... ELEKTRİK YOK AMA... Kripto parayı birim kabul etmek başka, Kripto Merkezi’nin tanıtımının yapılması bambaşka. Her ne kadar ‘henüz ne olur bilemeyiz’den öteye bir yorum yapmak sağlıklı olmasa da bizler biliyoruz ki Orta Afrika Cumhuriyeti’nde bir ülke meclisi tarafından tanınan ilk yasal kripto merkezinin tanıtımı artık yapılıyor. Ülke zengin kaynaklara sahip. Sanıyorum Bitcoin İle ülkeye yatırımcı çekilebileceği düşünülüyor. Cumhurbaşkanı Touadera, Sango projesi için "Bürokrasinin aşılaması nedeniyle ekonomi felsefemizi gözden geçirmemiz gerekiyordu" diyor. Yani belki elektriği olmayan halk için ütopik bir hamleyse bile ilerleyen yıllarda kıymetlenecek bir döngü sağlanabilir. Nitekim değişim için önce adım atmak gerekir. BENİM HÜZNÜM... Şimdi elektrik sorunu yaşayan böylesine yoksul bir yer nasıl olurda bu yatırımı gerçekleştirir, izleyip göreceğiz. Her ne kadar altında bambaşka nedenler aranabilecek bir başlıksa da benim hüznüm ise 14 milyonu aşan kullanıcı sayısına sahip Türkiye’nin bu sayıyı avantaja çevirememe durumu, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2022-2024 Orta Vadeli Programı’na göre Türkiye Uzay Ajansı’na (TUA) ayrılan üç yıllık ödenek 201 milyon 23 bin lirayken bir uzay kıyafetinin 100 milyon dolarları buluyor olması. Benim hüznüm, insanların sokakta hala tartıştıkları konuların bizleri bir adım ileriye götürmeyecek başlıklar olması. Yaratılan bu ahmaklık rüzgarına kitlelerin tutkuyla tutunuyor olması. Benim hüznümü perçinleyen, sokakta sevişenler, yerlere düşenler, kaybolan gençler, yitip giden beyinler, yalamadan bir yere gelemeyenlere. Hayata, varlıklara, canlılara ve dostuna dahi kazık atmakta, değerlerine balta vurmakta olan, kişisel doğrularını oluşturamamış, kendini var edememiş kitlelere... Hatta ve hatta salıncak gibi sallanmakta olan ve ‘Ben kimim?’ sorusunu bir kere kendine sormaya erinmiş karakterlere ve yaratılan tüm kayıplardan soyunarak kurtulmaya çalışan insan topluluğa benim hüznüm.