Geçen yazımda mutfaktaki yangının söndürülmesi, halkın en çok şikâyet ettiği fahiş fiyat artışların önüne geçilmesi gerektiğini yazmıştım. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, fahiş fiyat artışları...

Geçen yazımda mutfaktaki yangının söndürülmesi, halkın en çok şikâyet ettiği fahiş fiyat artışların önüne geçilmesi gerektiğini yazmıştım. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, fahiş fiyat artışlarının önüne geçilmesi için bir çözüm önerisinde bulundu. Pakdemirli, fahiş fiyat artışlarının engellenmesine ilişkin, "Dört başı mamur bir şekilde erken uyarı sistemi yapılırsa birçok şey engellenir. Üretim, ihracat ve ithalat kısmıyla alakalı hızlı tedbir almaya gerek var." diyor. Bu açıklama bana Nasrettin Hoca’nın fıkrasını aklıma getirdi. Nasreddin Hoca bir ahbabından borç almış. Elde avuçta olsa Hoca hemen ödeyecek ama yoksulluğun iki gözü de kör olsun. Daha vadesi gelmeden adam alacağı için Hoca’nın kapısını aşındırmaya başlamış. Bir böyle iki böyle derken yine bir gün adam borcunu istediğinde; – Şu anda yok ama demiş, çok yakında ödeyeceğim, Böylesi düşman başına, adam yüzsüz mü yüzsüz: – Söyle Hoca, ne zaman vereceksin, kimden bulup vereceksin! – Evin önüne çalı ektim! – Niye? – Koyun sürüsü geçerken yünleri çalıya takılacak. – Sonra? – Bizim hatun bu yünleri toplayacak, yıkayacak, tarayacak, eğirecek, dokuyacak, ben de götürüp satacağım. – Eee? – Ne e’si be adam, sordun ya, senin paranı o zaman öyle ödeyeceğim. Buna kim gülmez; adam da kasıklarını tuta tuta gülünce Hoca: – Gidi hâlden bilmez, demiş, peşin parayı gördün ya gül bakalım!   BİR HASTANE DÜŞÜNÜN Bir hastane düşünün, başhekimi kadın, yardımcısı kadın, idari işler müdür yardımcıları kadın, doktorların çoğu kadın. Hiç erkek yok mu, var elbette… Alsancak Diş Hastanesi’nden bahsediyorum. Yönetimi tamamen kadınlar ele geçirmiş kadar kadının arasında İdari ve Mali İşler Müdürü erkek olarak Vehbi Avcı görev yapıyor. Geçtiğimiz günlerde dişim kırıldı ve soluğu Alsancak Diş Hastanesi’nde aldım. Gitmişken gazetecilik dürtüsüyle hastaneye de bir göz atayım, bakalım nasıl bir yer, temiz mi, hijyen kurallarına uyuluyor mu? Vatandaşa davranışları nasıl? İşin doğrusu hastaneyi umduğumdan çok daha iyi ve temiz buldum. Kırık dişimle ilgilenen ve tedavi eden DT. Fatma Özbek Hanım’ın hastalara karşı güler yüzlü davranışını da çok takdir ettim. Hastane kalabalık mı? Hem de nasıl? Doktor sayısı yeterli mi, elbette değil ama olan doktorlarda cansiperane çalışıyor. Eee bu kadar başarılı hastanenin yönetimini de tanımadan çıkmak olmaz deyip çıktım yönetim katına. Önce Başhekime Hanım DT. Handan Hakerler, yardımcısı DT. Nursel Adar ile görüşüp tanıştım. Sonra İdari ve Mali İşler Müdür Yardımcıları Cemre Doğa Göktürk, Erdem Ergül ile sohbet etme imkânı buldum. İdari ve Mali İşler Müdürü Vehbi Avcı ile tanışmak istedim ama nasip olmadı. İnşallah bir dahaki gidişimde Vehbi Bey ile de görüşürüz.