Yüzlerde maske, sağımız solumuz kolonya ve dezenfektan, eşe dosta hasret… Bir koca yıl tam da böyle geçti… Küçücük bir virüs tüm yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirdi. Hayatlarımız kelim...

Yüzlerde maske, sağımız solumuz kolonya ve dezenfektan, eşe dosta hasret… Bir koca yıl tam da böyle geçti… Küçücük bir virüs tüm yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirdi. Hayatlarımız kelimenin tam anlamıyla dört duvar arasında geçer oldu. Peki, bu süreçte virüse odaklanıp ciddiyetini fark edemediğimiz; olumsuz anlamda etkilendiğimiz uzak vadede de etkilerin süreceği neler yaşadık? Öncelikle çoğu kişi pandemi boyunca sağlıksız beslenme ve hareketsizlik yüzünden kilo aldı. Hatırlarsınız ilk karantina döneminde herkes evde ekmek yapar olmuştu. Sosyal medyadaki paylaşımların yüzde 70’i yemek temalıydı. Evde can sıkıntısından herkes kendini yemeğe vurdu. Afiyetle yenilen o lezzetli yemekler hareketsizlikle birlikte çoğu kişinin başına dert oldu, olmaya da devam ediyor… Takdir edersiniz ki bu süreçte çoğu kişi sağlık kontrollerini aksattı. Hastaneye gitmek virüs açısından büyük risk taşıdığı için; kanser, diyabet, kalp-damar gibi hastalıklar tetiklendi. Virüs korkusu ve stresi; kaygı, depresyon, panik atak gibi psikolojik sorunları da artırdı. Virüs önlemleri kapsamında son derece dikkat edilmesi gereken temizlik faktörü bazı kişilerde bir üst seviyede seyretti ve bu durum takıntıya neden oldu. Sizde gün içinde defalarca el yıkıyor, sıklıkla duş alma isteği yaşıyor, temizlik ürünleri ve antibakteriyel ürünleri olağandan fazla tüketiyorsanız ve işyeri, hastane gibi ortak kullanımların olduğu yerlerden kaçıyorsanız kötü bir haberim var; misofobi olabilirsiniz. Bir uzmanla görüşmeniz gerekebilir. Pandemi aile bağlarını kuvvetlendirirken bazı ailelerde bu durumun tam tersi yaşandı. Özellikle çiftler arasında şiddetli çatışmalara hatta boşanmalara bile sebep oldu. Bu süreçte özellikle aile büyüklerimizden uzak kaldık. Durumun ciddiyetini anlayan büyüklerimiz kadar virüsün bahane olduğunu düşünen büyüklerimizin gönül koyduğu da oldu. Ve çocuklar… En güzel çağlarında bir yıllarını evde kapalı geçirdiler. Arkadaş kavramını öğrenemeyen, sadece aile bireyleri ile evde vakit geçirmek zorunda kalan özellikle 0-6 yaş grubundaki çocukların gelişimi de olumsuz etkilendi. Tabii çocukların gelişimi kadar eğitimleri de olumsuz etkilendi. Online eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmadı. Evden çalışan anne-babalar bir taraftan çocuklarına zaman ayırmaya çalışırken diğer taraftan işlerini devam ettirmek zorunda kaldı. Bu durum yine 0-6 yaş grubundaki çocukların, ailelerini çok sık görmeye alışmasına ve bağlılığın artmasına neden oldu. Şüphesiz en zorlayan faktör ise ekonomik sıkıntılar oldu. Esnaf ve çoğu işveren devlet desteği ile ay sonunu zar zor getirdi; çalışan ise kısa çalışma ödeneği ile ciddi geçim sıkıntısı yaşadı. Kısaca özetlemek gerekirse tüm dünyayı sarsan Covid-19 pandemisi hayatlarımızda kısa vadede olumsuz birçok etki bıraktı. Bu durum uzak geleceği nasıl etkileyecek onu da hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Ancak uzmanlara göre bu sürede demoralize olmak yerine motive edici aktivitelere yönelmek daha doğru bir yaklaşım... Dilerim tüm insanlık olarak bu sıkıntılı günleri maddi manevi en az hasarla geride bırakırız…