Yine yanılttın beni Türkiye… Yine şaşırttın beni güzel ülkem… Oysa ben büyük büyük harflerle “Artık yeni partiler kurulmaz, Başkanlık Sistemi ve ittifaklarla derli toplu bir siyasi sistemimiz ol...

Yine yanılttın beni Türkiye… Yine şaşırttın beni güzel ülkem… Oysa ben büyük büyük harflerle “Artık yeni partiler kurulmaz, Başkanlık Sistemi ve ittifaklarla derli toplu bir siyasi sistemimiz olur” diye iddia etmiş ve düşüncelerimi kaleme almıştım. Seçimlerde ‘az sayıdaki siyasi partiyle bu işi bitirir bizi yönetecek adamları seçeriz’ sanmıştım ama yine yanıldım. Hatta ismine de “Cephe Siyaseti” demiştim. Şaşırdım yine. Baksanıza yeni parti kuran kurana… Türkiye’de 2019’dan bu yana kurulan siyasi parti sayısı 25’i buldu. “Ecük Partisi! Cücük Partisi! Şen Pati Partisi! Korona Partisi! gibi tombala partileri değil bahsettiğim. Bildiğiniz Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmekte iddialı partiler. Bunların içinde ‘Gelecek’, ‘Deva’ ve ‘Değişim’ partileri de var. Muharrem İnce’nin daha dün ilan ettiği Memleket partisi de… Yani ortalık yine toz duman. *** Biliyorsunuz siyasi birliği önemsiyorum. Zira çocukluğumuz siyasi ayrımın içinde geçti. Amcamız, dayımız, babamız, halamız ve teyzemiz siyaset yüzünden hep tartışır durur ailelerimiz içinde gerginlikler yaşanırdı. Hele hele gazeteciliğe başladığımda öğrendiğim siyasi ayrım sonucu kaybedilen hayatların sayısı yıkmıştı beni. O yüzden fazla gergin siyaseti, fazla gergin siyasi alanı ve çok fazla siyasi parti sayısını pek sevmiyorum. Bir yanım geçmişin karanlık ve çatışmacı tarafından hala korkuyor. *** Daha dün AK Parti içinden iki siyasi parti çıktı. ‘Gelecek’ ve ‘Deva Partisi’. AK Parti’yi bölmesi bekleniyordu. Şimdi ise CHP içinden iki parti çıktı. Sarıgül’ün ‘Türkiye Değişim Partisi’ ve Muharrem İnce’nin ‘yoldaki’ partisi… Eee, ne değişti? Hiçbir şey… Her şey yine 5 yıl öncesi gibi hatta daha da beter! İki ittifak cephesini de bölmesi planlanan partiler… Peki bu durum böyle gider mi? Gitmez. Çünkü siyasetin finansmanı ağır, sosyal maliyetleri külfetli… Ve insan eksikliği çok. Peki ne olur? Şu olur; yeni kurulan partiler kendilerine uygun cephelerin içinde yerini alır, birkaç kontenjanla milletvekili olurlar hepsi bu. Peki Cumhurbaşkanlığı’nı kim alır? Yaptığım hesaplamalara ve anket sonuç değerlendirmelerime göre de aslında o da belli. Ama bugün yazmayacağım. Biraz bekleyelim…