"Gözler gökte, yıldızlar olsa gözlerinde. Yıldızı söndürür yanağının üzerinde ürperen şu parıltı. Güneşin kandili söndürüşü gibi tıpkı…" Günün anlam ve önemine binaen Romeo'nun balkon serenadında kur...

"Gözler gökte, yıldızlar olsa gözlerinde. Yıldızı söndürür yanağının üzerinde ürperen şu parıltı. Güneşin kandili söndürüşü gibi tıpkı…" Günün anlam ve önemine binaen Romeo'nun balkon serenadında kurduğu sözlerle başlamak istedim sohbetimize. (En nihayetinde bugün çok romantiğiz (!) Nebahatçığım…) Her yerde kuşlar, ayıcıklar ve bilumum kanadı koparılmış kırmızı güller varken, hafif soğuk bir İzmir akşamında ben de sosyal medyada cirit atıyordum. İşte, tam da o zaman rastladım bu cümlelere. Yanlış anlamayın mevzu bahis Shakespeare’in edebiyat yeteneği değil, o parıltılı sözlerin altına düşülen not… Zat-ı şahane diyor ki: Bu cümleleri kuracak kişi ya kafadan kontaktır ya da aşkından kafayı sıyırmış… Okuduktan sonra aldı mı beni bir düşünce… Neden öyle olsun ki? “Aşktan kafayı sıyırmak!” Öyle mecazen söylenmiş bir söz olmamalı… Öyle ki, bu ‘sıyırmış aşıkların icraatları’ epeydir gündemimizde… Aslında ne kadar ince bir çizgi değil mi? Perdelerini araladığınızda, pozitif olarak görünen bir sözün ardında ne kadar derin anlamlar yatıyor… Gördüğümüz üçüncü sayfa haberlerinin hep başrolü bu cümle… Yitip giden hayatların eşlikçisi… Ah be Shakespeare, kulakların çınlasın; mevzu bahis hikayende aşktan kafayı sıyırmanın sonuçlarını ne güzel de pembe gözlüklerle seyrettirdin bize… Demedin mi ağabeyciğim, “Bu işin sonu en nihayetinde kara toprak. Yüzlerce yıl geçer, benim Rönesans dönemimin esamesi okunmaz. Bu Romeomsular geçer camın altına da ‘Ya benimsin Tülay ya kara toprağın!’ diye bağırır… Sonra olay hem Tülay’a olur, hem de toprağa…” Şimdi bir de size soruyorum: Güzel güzel sevmek varken işin cılkını çıkarmak niye? Evinin penceresini sevgi ve saygıyla süslemek yerine, Neden aklını yitirip saçma sapan hareketler yapasın? *** Bugün kitap falan yok! Tıp fakültesinde okumak için üniversite sınavlarına hazırlanan Kadir Şeker, 5 Şubat akşamı evine giderken Özgür Duran'ın Ayşe D.'yi dövdüğünü gördü. Duran'a engel olmak istedi. Ancak çıkan arbedede Kadir'in cebinden çıkardığı bıçak Duran'ın kalbine saplandı. Özgür Duran hayatını kaybederken Kadir Şeker 'kasten adam öldürme' suçundan tutuklandı. Şimdi tüm Türkiye Kadir’e ne olacağını konuşuyor… Kadir’in korumaya çalıştığı hanımefendi mahkemede, evde kavga ederken ağlayarak dışarı çıktığını ve aralarındaki tartışmayı sokakta sürdürdüklerini söylüyor. Kadir’in bu hanımefendiyi korumak için girdiği kavga sonucu hayatı alt üst oluyor. Hanımefendi, ‘Özgür ile çok güzel günlerimiz oldu. Bir insanı geçmişiyle yargılamamak gerekir. 19 suç kaydı olması, bir insanı kötü yapmaz. Ne yaptıysa uyuşturucu yüzünden yaptı’ diyor. *** Adalete saygımız sonsuz ama sana bir çift lafım var, Allah aşkına kafayı falan sıyırma Altan, Aklı başında sev beni!