Yıllardır deprem, sel baskını, yine deprem, yine sel, durmadan şehit haberi…

Yıllardır deprem, sel baskını, yine deprem, yine sel, durmadan şehit haberi… Olur mu? Olmaz, olmamalı! İki yıl kesintisiz virüs salgını, binlerce vefat, binlerce üzgün kalp… Kuraklık, sıcaklık yetmedi, milyonlarca mülteci muhtaç ve ekmeğini düşünmeden paylaşan halkım… Sanki sabır taşı bir millet. Milyonlarca esnaf Kovid-19 salgınında battı. Okullar devamlı tatil, gencecik bir nesil, kayıp nesil olma yolunda. Çok acı işler bunlar. Bitmiyor ki, devlete yuvalanmış çeteler. Devletin ve halkın durmadan huzurunu kaçırmakla kalmıyor, emperyalist bir tutumla hayatın içinde yer alıyorlar. Peki, bitmeyen, bitirilemeyen teröre ne demeli! İnsanlın içi kararıyor. Tiyatrolar yok, espri bile yapamıyorlar, yeni müzik yok, yeni flaş sanatçı yok, ödül alacak film yok. Koca millet gıkı çıkmadan işine bakıyor. Ormancılıkta büyüdük derken çıkan yangınlar ormanların varını yoğunu aldı. Çarşı-pazar pahalılık içinde. Ekmek, elektrik, hava gazı, su zamlı, kiralar zamlı olduğu halde yaşıyor benim halkım. ‘Yarabbi çılgın Türkler boşuna denilmemiş’ diyor insan. Spor yok, sporcu yok veya duymuyoruz. Salonlar kapalı statlar kapalı, okullar kapalı. İnsanın içi sızlıyor ama tık yok. Ne var bunlara rağmen; rekor bir madalya var. İmanlı, inançlı sporcumuz dolu. Görmek gerekiyormuş. İşin var, bir konuda haksızlığa uğradın, sağa bakıyorsun sola bakıyorsun kimse yok. Uzatıyorsun elini tutan, telefona bile çıkan yok. Halkım asgari ücret imtiyazlı olanlar bir aylık almak ile zengin çok zengin hem de. İşte bu ahval ve şeraitte Tokyo Yaz Olimpiyatları başlıyor. Atıcılık, atletizm, bisiklet, boks, eskrim, güreş, halter, jimnastik, judo, karete, kürek, okçuluk, tekvando, voleybol, basketbol, yelken, yüzme, pentatlon. Aklımda kalan bu yarışma dalları. Kim, nerede, nasıl bir çalışma yapacak, kim çalıştıracak? Sanki deveye hendek atlatılacak, hem de bir kez değil, saydığım bütün yarışma dallarında… On sekiz spor dalında katıldık. Yüz sekiz sporcu, 59 erkek, 49 bayan sporcu ile… Allah ‘Bu halkın ihtiyacı da hakkı da mutlu olmak’ dedi sanki. Bütün olumsuzluklara rağmen bu neticeyi verdi Allah. Moral motivasyonu allak bullak edildiği halde. Çalıştırıcılar, görevliler canla başla koşuşturuyor. Herkes elinden geleni yaptı ve sonuç; iki altın, iki gümüş, dokuz bronz madalya. 1948 yalından beri en çok madalya… Yarabbi ne büyüksün çok ihtiyacımız vardı. Sporda yalana, riyaya, hırsızlığa yer yoktu. Orada alın teri vardı. Şimdi kahramanlarımızı sayalım; 1 altın Mete Gazoz okçuluk,1 altın kadın boksörümüz Busenaz Sürmeneli, erkeklerde1 gümüş karate Eray Şam’dan ile 1 gümüş madalya kadınlarda Buse Naz Çakıroğlu. Dokuz bronz madalyamızın dağılımı ise; Hakan Rençber, Hatice Kübra İlgün, Rıza Kayaalp, Yasemin Adar, Ferhat Arıcan, Taha Akgül, Ali Sofuoğlu, Merve Çoban, Uğur Aktaş. Sağda solda ‘Delikanlıyız’ diye geçinen televizyonda abuk sabuk bağırıp meydan okuyanlar değil, bu kardeşlerimiz delikanlı vatanseverler. Kurban olayım, umudumuzsunuz…