Tarihler 6 Şubat’ı gösterirken… Sabaha karşı Türkiye Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremle büyük bir yasa boğuldu. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünya yitirdiğimiz canlara ağladı. Çevre illerde de bü...

Tarihler 6 Şubat’ı gösterirken… Sabaha karşı Türkiye Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremle büyük bir yasa boğuldu. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünya yitirdiğimiz canlara ağladı. Çevre illerde de büyük yıkıma neden olan art arda oluşan deprem, bizde kalıcı izler bıraktı. Yitirdiğimiz canlar, mucizevi kurtuluşlar, depremzedelerin çığlıkları hepimizde büyük bir çöküntüye neden oldu. Milyonlarca insan evsiz kaldı, depremzedelerin o soğuk aylarda başını sokacak sıcak bir yuva bulamaması hepimizin kalbini adeta delik deşik etti. Bunun siyaset üstü bir konu olduğunu bütün siyasetçiler söyledi fakat yine de polemik konusu olmaktan kurtulamadı. Geçtiğimiz günlerde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci dönem milletvekilli genel seçimlerini geride bıraktık. Adayların aldığı sonuç kadar, depremzedelerin oyları da gündeme geldi. Yine benzer tartışmalar, yine benzer beklentiler ve vaatler… Evlerinin kısa sürede yapılacağı, mağduriyetlerinin giderileceği en çok duyduğumuz cümlelerdi. Bu tartışmaları gözlemlerken aklıma can dostlarımız geldi. Sahibi göçük altında kalan köpeğin günlerce enkazın başında beklemesi, enkazdan günler sonra minik bedenleri çıkarılan kediler geldi. Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerden insanlar kadar hayvanlar da etkilendi. Deprem hem hayvanların göçük altında kalarak ölmelerine ve yaralanmalarına hem de bakım ve besleme koşullarının bozulmasına neden oldu. Sadece bizi mi etkiledi bu deprem, hayır. Bir depremzedenin açıklaması beni derinden etkiledi. Besicilik yapan depremzede, “Depremden sonra hayvanlarımız yavru atmaya başladı. Daha önce böyle bir olay yoktu. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadım. Küçük yaştan bu yana hayvan besiciliği yapıyorum” dedi. Bu cümleleri yazıma taşımamın nedeni, gerçekten hayvanlarımız için büyük bir travma söz konusu. Acının merkezi haline gelen bölgede can dostlarımız için ne yapıldı? Büyük acıdan etkilenen can dostlarımız için yeteri kadar çaba harcan mı? Bu konu hakkında gözlemlediklerimi, sahadan aldığım bilgileri sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2022 yılı verilerine göre bölgede geçtiğimiz süreçte 2 milyon 49 bin büyükbaş, 9 milyon 105 bin civarı da küçükbaş hayvan bulunuyor. Toplamda 11 milyon 153 bin büyükbaş ve küçükbaş hayvan bulunuyor. Bu rakam ülkedeki toplam hayvan varlığının yüzde 15’ine denk geliyor. Yine Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 11 milyon büyükbaş ve küçükbaş hayvan popülasyonunun olduğu bölgede 4 bin 500’den fazla ağıl ve ahır yıkılırken, 30 bine yakın hayvan da öldü. Bu rakamlar bizim acılarımızın katlanmasına, içimizdeki saplanan acının daha da artmasına neden oluyor. Açıkçası bunula ilgili endişelerim vardı. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Şubesi Başkanı Esin Önder ile görüştüm. Deprem sonrası hemen teyakkuza geçtiklerini ve ulaşabildikleri kadar hayvana ulaşıp dokunmaya çalıştıklarını söyledi. Koordineli yapılan çalışmalar sonucu binlerce can dostumuza tıbbi destek verildiğini, mama ihtiyacının giderildiğini kaydetti. İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere belediyelerin can dostlarımıza destek olduğunu belirtti. HAYTAP’tan bölgede görev yapan birkaç arkadaşla da görüşme fırsatı buldum. Onlarda burada dışarda kalan can dostları sahiplendirdiklerini, farklı şehirlerdeki barınaklara gönderildiğini söyledi. Kısırlaştırma çalışmalarına da yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtiler.