Kısıtlama, yasaklama yine geldi, daha da gelecek, gelmeli. Halay çekenler, illa 200 kişiyle vatani göreve yollayanlar, parti marti işleriyle şov yapanlar, daha maske takmayı beceremeyenler oldukça bu...

Kısıtlama, yasaklama yine geldi, daha da gelecek, gelmeli. Halay çekenler, illa 200 kişiyle vatani göreve yollayanlar, parti marti işleriyle şov yapanlar, daha maske takmayı beceremeyenler oldukça bu salgın da geçmez, yasak da bitmez. Tek derdimiz var o da maçlar ne olacak, hay maçınız batsın. Yasak saatlerine denk geldi işi gücü bırakıp onu hesaplar olduk. Eskiden olduğu gibi güpegünüz oynatın gitsin o zaman, sizin paşa gönlünüz bilir bu saatten sonra. Te geçen yıl korona 'ben geliyorum ey faniler, kendini vazgeçilmez sananlar' dediği ilk andan beri yazdık, yazdık. Güzel yurduma yön vermeye çalışan, ayar çeken kendilerine gazeteci, spor yazarı, futbol yorumcusu sıfatı verilen şahıslar 'yanılgı, yok öyle birşey, vesvese, senaryo' diye car car konuşurken, yazarken, bu nacizane yazarınız hep uyardı. Bilimsel, etik, insani değerleri baz alarak, tamamen duygusal olarak değil. Kimseye de mavi boncuk dağıtmadan, ıvırmadan, kıvırmadan.  Buyrun hatırlayalım 'Bitmedi bitmeyecek, geçmedi geçmeyecek', 'Lig durdurulsun bu, adam öldürmeye tam teşebbüs', 'Ligler olduğu gibi onaylansın', 'Ya hep ya hiç', 'Durdurun bu maçları', 'Önce can sonra puan' diye yazdık da yazdık. Okunmuştur, dikkate alınmış mıdır bilemiyorum. Ama işte o nabza göre şerbet verenler önce paraya değer verdikleri için yorumları da bu yönde oldu, bu salgın illetinin çoğalmasında, ilerlemesinde onların da payı ve ve de vebali çok büyük. Allah ıslah etsin. Paranın candan daha kıymetli olmadığını anlamışlardır, umarım. Zira kendileri de hasta olmaya başladı, o taptıkları paralar kurtarsın sizi, yine de geçmiş olsun, şifa diliyorum, hepimiz insanız. Canları sağ olsun, bizim TFF, Bilim Kurul'unu filan dinlemediği için de olay iş bu boyutlara geldi maalesef, nasıl olsa 'bize bi'şey olmaz' ya hani, oldu oluyor, işte. Allah daha beterinden saklasın, 2.dalga geliyor, gidiyor, derken, Covid-19 bizlerle, dalga geçmeye başladı, hatta dalga konumunu da aştı, dikkate bile almıyor. Oysa geçen yıl daha, anında tüm ligler iptal edilse, sonra da sırf para için süperini, birinci ligini, 'Hayır biz cana kıyamayız bizim de çocuklarımız, ailemiz var' dese idi TFF, bu iş bitmişti. Yok öyle seremonide tokalaşmayı yasakla, araya mesafe koydur, test yaptır, yedek kulübesini dağıt olmaz işte, olmuyor. Golden sonra sarılma var, tükürme salya sümük çimlere bırakma var, maske de yok o ellerle, topu elle, sarıl, illaki o yuvarlak şeyi elleyenler de çoğunlukta, o pis topu öpüp sonra da penaltı atışı kullananı gördüm, attı golünü arkadaşına koştu sarıldı, ağlamak istedim sinirimden. Önleminizi sevsinler. Umut vermek ayrı şey, insanları yanlış yönlendirmek bambaşka bir şey. Okuyorsunuz, duyuyorsunuz her takımda onlarca pozitif hasta sporcu çıkıyor, devamı da gelecek, kusuruma bakmayın. Eğer ki zamanında Hakemlerin Derneği, Antrenörlerin Derneği, Profesyonel Futbolcuların Derneği masaya yumruğunu vurup, 'Bizden kimse maça çıkmayacak, çıkmayacaksınız arkadaşlar' deseydi, maçlar zaten oynanmazdı, selam olsun hepsine. Korona illeti yetmezmiş gibi, iki değerli büyüğümüzü daha çok yeni kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz. Nedim Demirağ ile Tuğrul Koparan. 90'lı yıllarda Hürriyet Gazetesi Ege Bölge Müdürümüzdü sevgili Nedim ağabeyim, en büyük patrondu yani, beyefendi ve kibardı. Daha Çömez iken bile, selam verir halimi hatrımı sorardı o kadar yoğun işi gücü arasında. Sevgili Tuğrul başkanım Tuğrul Koparan da Altay'ın başkanı idi, Denizlispor'da da forma giydi. Çok anımız var her ikisi ile de, acımız çok büyük Allah gani gani rahmet eylesin, mekanları cennet olsun inşallah, sabır diliyorum.