14 Mayıs Pazar günü ülkece büyük bir seçime girdik. Ülkenin 11 ilinde meydana gelmiş depremin yarattığı ruhsal, zihinsel ve bedensel yorgunluğa rağmen demokratik hakkını kullanmak için rekor sayıda ka...

14 Mayıs Pazar günü ülkece büyük bir seçime girdik. Ülkenin 11 ilinde meydana gelmiş depremin yarattığı ruhsal, zihinsel ve bedensel yorgunluğa rağmen demokratik hakkını kullanmak için rekor sayıda katılım sağlandığı Pazar gününü geride bıraktık. Seçim sonuçları henüz netleşmemesine rağmen belirsiz olan süreç gösteriyor ki seçim ikinci tura kalacak gibi… 28 Mayıs’ta yapılması planlanan 2. tur ne getirir bilinmez ama ortada bir gerçek var ki önümüzde var olan bu belirsiz sürecin insanlar üzerinde yoğun kaygı yarattığı… Özellikle sosyal medyanın hayatımızı domine ettiği bu günlerde tüm sosyal medya paylaşımları seçim ve sonuçlarından bahsediyor olması insanlarda ki kaygıyı daha da arttırıyor. Herkes kaynağı doğru veya yanlış kafalarında yaratmış olduğu senaryoları sosyal medyadaki sayfası üzerinden kendi takipçileri ile paylaşıyor. Yüzlerce farklı senaryoların paylaşıldığı sayfaları okuyan insanların bakış açıları bu senaryolardan etkilenerek bu etkilendikleri senaryoların yarattığı duygu üzerinden düşüncelerini şekillendirmeye başlıyorlar. Özellikle kaybettiğini düşünen taraf, kendi huzuru ve mutluluğu üzerinden çok yüksek kaygılar yaşıyor. Herkesin tekrar gireceği ikinci seçim turunda seçmenlerin çoğunun seçimlerini belirsiz olan bu süreçte oluşan bakış açıları üzerinden oylarını belirleyecekler.

KUTUPLAŞMA

Bu nedenle ben bireysel olarak kişilerin kendi belirsiz süreci ile nasıl baş etmesi gerektiğini konuşmak istiyorum. Öncelikle bireylerin fikirlerinin değiştirmesinin o kadar kolay olmadığı, herkesin seçim yaparken kendi psiko-sosyal ve sosyo-kültürel yönden kendi görüşlerine yakın olan kişileri seçmeye eğilimli olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Her iki taraf birbirlerini anlamaya açmazsa kutuplaşma daha da keskinleşecektir. Bu yüzden her iki tarafta birbirlerinin ön yargılarına kendilerini açmalarının önemli olduğunu düşünüyorum. Oy vermek bir vatandaşlık görevi olduğu gibi geleceğimizi inşa etmede çok önemli bir sorumluluktur. Bu yüzden oyumuzu verirken, bize yatkın olan tarafta ısrar etmek yerine zihnimizi tüm farklı düşüncelere açıp yaptığımız seçimlerin bireysel ve toplumsal olarak doğurabileceği sonuçlarını da göz önünde bulundurarak akılla yapmamız çok önemlidir. Bizim birey olarak seçme gücümüz olduğunu ve bu gücümüzün neleri değiştirebileceğini aklınızdan çıkarmayın. Sonuçlar her ne olursa olsun, nasıl ki bireysel olarak bireyin kendini inşa etme süreci devam ediyor toplumların da kendini inşa etme sürecinin devam ettiğini, tüm bu yaşadıklarımızın da sürecin bir parçası olduğunu unutmayalım. Sonuçlar herkes içi hayırlı olması dileğiyle.