Salgın döneminde inşaat sektörünün büyük zorluklar yaşadığını belirten müteahhit ve mühendis Halim Çelik, “Devlet...

Salgın döneminde inşaat sektörünün büyük zorluklar yaşadığını belirten müteahhit ve mühendis Halim Çelik, “Devlet, rahatlatıcı paketler sunmalı” diye konuştu ÇEKA İnşaat, ARC Doğalgaz ve MCC Mühendisliğin Genel Koordinatörü Halim Çelik, sektördeki 20 yıllık tecrübesiyle birikimlerini Ege Telgraf ile paylaştı. Kardeşleri Bülent, İlyas ve Mustafa Çelik ile birlikte dört yıldır firmalarıyla hizmet veren Halim Çelik ekonomiye dair önemli açıklamalarda bulundu. Bugüne kadar hem ulusal ve uluslararası çapta birçok çalışmaya imza attıklarını belirten Çelik, “Kuveyt’in çağrısıyla oraya gittik. Kuveyt City’nin ve başka bölgelerin de içme suyu dahil şehrin altyapısını hazırlıyoruz. 160 çalışanımız, 2 yıldan fazla süredir orada çalışıyor. Bu proje için bir kardeşim oraya yerleşti. Bizim gibi firmaların orada bulunup faaliyet göstermesi ülkemizin temsili ve prestiji açısından da önemli” diye konuştu. Çelik, devlet kurumlarıyla da bazı çalışmalara imza attıklarını belirterek, “DSİ’yle de iş yaptık. İki yeni çalışmamız daha olacak. Tarımsal kapalı sulama sistemlerini inşa edeceğiz. 4 yıl sürecek bu işte 300 kişiye iş imkanı sunacak ekonomiye elimizden geldiği kadar faydalı olmaya çalışacağız” dedi. SALGIN DÖNEMİ Pandemi sürecini değerlendiren Çelik, “Üç ayda bütün dünya durdu. Buna rağmen sektörümüzde iyi olan iş çıkardı yine. Gereksiz yere de yakınan var. Tabii taahhütle çalışanlar sıkıntı yaşadı. Bununla birlikte sektörde yer alanlar yavaş yavaş piyasaya dönüyor. Devlet bu alana yardım etmeli. Borcu olanlar için rahatlatıcı bir kredi imkanı sunulmalı. Kredi borcu olanlar için de kolaylık sağlanmalı. Çünkü, sektörde en çok zorlanan taahhüt sektörünün kullandığı malzemelerin yüzde 80 kadarı döviz endeksli ve dövizin durumu da ülkemizde ortada” ifadelerini kullandı. İnşaat sektörünün salgın döneminde devletten hak ettiği desteği görmediğini de belirten Halim Çelik “Pandemi sürecinde sanayi, tekstil ve birçok diğer sektörler için teşvik çıktı. Hibe alan tekstil atölyeleri oldu. İnşaat, taahhüt sektörleri için rahatlatıcı bir hamle olmadı. Devlet, inşaat için uygun paketler sunmalı. Vergisel anlamda da bazı kolaylıklar sağlanmalı” değerlendirmesinde bulundu. Çelik şöyle konuştu: Pandemi döneminde devletin kredide kolaylıkları olan sektörlerde maalesef yeterli denetim olmadığından insanlarımızın fırsatçılık yaptıklarını gördük. Örneğin 200-250 bin lira olan daireler kredilerin düşmesi ile 350-400 bin biradan satışa çıkarıldı. Vatandaş da buna mecbur edildi. Devletin bu tür satışları tespit etmesi ve gereken cezaları kesmesi gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca bu tespitlerin yapılmasında doğacak cezai durumdan da mağdur olan vatandaşlara ulaşıp o farkın vatandaşın borcuna mahsup edilmesi kanısındayım.İĞNEYİ KENDİMİZE…’ İnşaat sektörü ile ilgili bir de özeleştiri yapan Çelik “Bir yanıyla sektördeki arkadaşlarımız iğneyi kendine batırmalı. Evet, devlet düzeyinde eksiklikler olabilir ancak işimize ciddi yaklaşmamız gerektiğini de bilmeliyiz. Bugün, sektörde yeri yurdu olan, yani şeffaf bir şekilde iş yapan kişi bir kazma dahi vursa inşaatta kazanır. Yeter ki fırsatçılık yapmasın” dedi. YA İZMİR’İN AKIBETİ? Sektörü bölgesel bazda değerlendiren Çelik, şöyle konuştu; “İzmir, Aydın, Denizli gibi şehirler sektöre ciddi kazançlar getiriyor. Bu kentler Ege’de Marmara’nın ekonomik gelişmişliğine benzer bir yükseliş içinde. Bunu, pandemi öncesinde yapılan kültürel-sosyal etkinliklerden bile takip edebilirsiniz. Şüphesiz İzmir hem Türkiye’de hem bölgesinde önemli bir merkez ve marka kent. Ancak İzmir sokaklarının bu öneme yakışır olduğunu söylemek mümkün değil. Açıkçası merkeze uzak olan bazı ilçeler sokak dizaynı ve tertibi açısından İzmir merkezinden daha iyi. Sadece İzmir’in değil, başka illerin bazı ilçeleri de İzmir merkezden daha iyi konumda. Oysa, sokaklar kentin kimliğidir. Kente dışarıdan gelen insanlar sokaklarda ferahlığı ve rahatlığı yaşamalı.” İzmir’in turizm alanında da hala yeterli düzeyde bir çekim merkezi olmadığını savunan Halim Çelik, “İzmir, turizm konusunda da avantajını yeteri kadar kullanmıyor. Antalya, Marmaris gibi yerler doldu. İzmir kıyı şeridini bu anlamda kullanabilmeli. Bu, inşaat dahil her alanda bir kalkınmayı sağlar” dedi.