Edip Cansever, İkinci Yeni şiir hareketinin öncü ve etkin isimlerindendi. Her ne kadar onların şiiri apolitik görülse de, b...

Edip Cansever, İkinci Yeni şiir hareketinin öncü ve etkin isimlerindendi. Her ne kadar onların şiiri apolitik görülse de, bugün toplumsal mücadele alanında sık sık başvurulan dizelerin sahibi Tufan Taştan’ın yönettiği “Sen Ben Lenin” (2021) filminde Edip Cansever’in “Mendilimde Kan Sesleri” şiirine sık sık atıf yapılır. Filmin sonunda şiir bestelenmiş olarak karşımıza çıkar. Bu şiir benim neredeyse çeyrek asır önce daha ortaokul öğrencisiyken ezberlediğim bir şiir. Buna rağmen “Yer Çekimli Karanfil” şiiri benim için başka bir yerde durur. Edip Cansever 36 yıl önce 28 Mayıs’ta öldü. Her kitabının adı kendi içinde güçlü bir mesajı içeriyordu. Türkçeye ve Türk şiirine bıraktığı miras en az arkadaşlarınınki kadar etkiliydi. Cansever’in hayatına bir bakalım… 8 Ağustos 1928'de İstanbul'un Fatih ilçesinin Soğanağa semtinde doğdu. Annesi ve babası, Çankırı’nın Atkaracalar köyünde doğmuşlar. Ailenin üç kız ve bir erkek, toplam 4 çocuğunun üçüncüsü olarak doğdu. İlkokulu İstanbul'da 56'ncı İlkokul'da tamamladı. İkinci Dünya Savaşı'nda havacı çavuş olarak İstanbul'a tayin edilen babası, askerlik vazifesini tamamladıktan sonra İstanbul'da kalmış, Kapalıçarşı'da ticaret ile iştigal ediyormuş. Ortaokul ve liseyi 1946 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı. Yüksek Ticaret Mektebi’ne kaydoldu. Aynı dönemde babasının Kapalıçarşı’daki dükkanında çalışmaya başladı. 12 Nisan 1947’de, aile dostları tarafından tanıştırıldığı Mefharet Hanım’la evlendi. Çiftin bu evlilikten, Nuran ve Ömer adını verdikleri iki çocukları oldu. KAPALIÇARŞI’DA OTUZ YIL 1950 yılında yedek subay olarak askerlik hizmetini tamamladı. Askerlik dönüşünde Kapalıçarşı'da babadan kalma dükkanda turistik eşya ve halı ticareti yapmaya başladı. 1954’te meydana gelen Kapalıçarşı yangınında dükkânının yan­ması üzerine Jak Salhoşvili ile ortak olup, asma katlı bir başka dükkana geçti. Ortağı alım satım işlerini yönetirken, Cansever tüm zamanını asma katta okuyup şiir yazmaya ayırdı. Edip Cansever, Kapalıçarşı'da otuz yılını geçirdi ve bu zaman zarfında dokuz şiir kitabı neşredildi. TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ’NDEN AYRILIŞ 1964’te üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi’nden güncel politikadan anlamadığı gerekçesiyle ayrıldı. 1975 yılında Kapalıçarşı’daki antikacı dükkânını sattı ve ticari hayatını sonlandırdı. Bundan sonraki dönemde kış aylarını İstanbul’da, yaz aylarını da Akdeniz sahillerinde geçirdi. Akdeniz’in doğasının hem ruhuna hem de sanatına yansıttığı olumlu etkiler sebebiyle Henüz ortaokul yıllarında Fatih’teki Millet Kütüphanesi’nde eski sanat dergilerini okuyup notlar alarak başlayan şiir yazma isteği, İstanbul Erkek Lisesi’nde okuduğu yıllarda artarak devam etti. Okulun Babıâli’ye oldukça yakın oluşu sebebiyle akşamüstleri Marmara, ABC ve Yokuş kitabevlerine uğrayarak yeni şiir anlayışını tutkuyla izledi. Milli Eğitim Bakanlığı yayınlarından çıkan kitaplar aracılığıyla Yunan ve Latin klâsiklerini, dünya edebiyatının klasiklerini okudu. İlerleyen yaşlarında Marksizm ve sol düşünce ile tanıştı. İlk şiiri 1944'te İstanbul Dergisi’nde yayınlandı. Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası, Kaynak dergilerinde çıkan ilk gençlik şiirlerini İkindi Üstü başlıklı kitapta topladı. Bu şiirlerde varlıklı, her şeye yaşama sevinciyle bakan bir gencin avarelikleri, duyguları ön plandaydı.DİZE İŞLEVİNİ YİTİRDİ’ 1951'de Nokta dergisini çıkardı. Bu dergi, genç şairlerle ve yazarlarla tanışmasını sağladı. İlk kitabından 7 yıl sonra yayınladığı Dirlik Düzenlik bu dönemin ürünüdür. Bu kitaptaki şiirlerde düşünceyi dil içinde eritmeye yönelen, özlü bir söyleyiş ve çarpıcı biçim arayan, toplumsal eleştiri için mizah aracını kullanan bir tutum görüldü. 1957'de yayınlanan Yerçekimli Karanfil ile kendisine özgü bir şiir evreni kurdu. İkinci Yeni akımının özgün örneklerini verdi. Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi dönemin sanat yayınlarında şiirsel canlılığı besleyen şairlerden biri oldu. Şiirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bıraktı. "Dize işlevini yitirdi" gerekçesiyle yeni arayışlara yöneldi. Şiirde tiyatrodan esinlenen diyaloglar kullandı. Nerde Antigone, Tragedyalar, Çağrılmayan Yakup bu dönemin ürünleridir. Yine de İkinci Yeni içindeki bazı şairler gibi anlamsızlığı savunmadı. Kapalı, anlaşılması güç, yine de anlamdan ayrılmayan bir şiire yöneldi. Çok farklı imgeler kullanırken bile düşünce öğesini göz ardı etmedi. Yapıtlarına tutarlı bir bütünlük kazandırdı. Şiirinde düzyazı olanaklarını kullanmaktan da çekinmedi. Yalnız şiirleriyle değil tepkileri ve yaşama biçimiyle de kendisinden söz ettirdi. Sürekli yazan, yayınlayan bir şair olarak ilgileri hep üstünde tuttu. SON KİTABI: OTELLER KENTİ Edip Cansever’in sağlığında yayımlanan son kitabı, Oteller Kenti oldu. 1985-1986 yılları arasında yazdığı fakat yayımlanmayan şiirleri, bazı düzyazıları, hakkında yazılanlar ve bazı konuşmalar, ölümünden sonra Gül Dönüyor Avucumda (1988) başlığıyla neşredildi. 1990’da yayımlanmış tüm şiir kitapları, Yerçekimli Karanfil/Toplu Şiirleri I ve Şairin Seyir Defteri/Top­lu Şiirleri II başlığıyla yeniden yayımlandı. 2005’te bütün şiirleri, Sonrası Kalır I-II başlığıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. Cansever’in çeşitli dergilerde yayımlanan, ancak şiir kitaplarına almadığı şiirleri, Mehmet Can Doğan tarafından derlendi ve 2009’da Öncesi de Kalır başlığıyla yayımlandı. 1986 yılında Bodrum’a yerleşti. Ancak Bodrum'a geldikten sadece yirmi gün sonra bir beyin kanaması geçirdi ve İstanbul’a getirildi. Acilen alındığı ameliyattan sağ çıkamayarak, 28 Mayıs 1986’da İstanbul’da öldü. 30 Mayıs 1986’da Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi. Eserleri İkindi Üstü (1947) Dirlik Düzenlik (1954) Yerçekimli Karanfil (1957) Umutsuzlar Parkı (1958) Petrol (1959) Nerde Antigone (1961) Tragedyalar (1964) Çağrılmayan Yakup (1966) Kirli Ağustos (1970) Sonrası Kalır (1974) Ben Ruhi Bey Nasılım (1976) Sevda ile Sevgi (1977) Şairin Seyir Defteri (1980) Yeniden (1981) Bezik Oynayan Kadınlar (1982) İlkyaz Şikayetçileri (1984) Oteller Kenti (1985) Sonrası Kalır I, Bütün Şiirleri (2005) Sonrası Kalır II, Bütün Şiirleri (2005) Gelmiş Bulundum (2008) Yerçekimli Karanfil Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde Oysaki seninle güzel olmak var Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor. Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel O başkası yok mu bir yanındakine veriyor Derken karanfil elden ele. Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk Birleşiyoruz sessizce. Fethi Naci Cansever’i anlatıyorEdip, sözü mümkün olduğu kadar kısa zamanda edebiyat getirmek isterdi, içki toplantılarında. Başka şeyler de konuşulabilir, diyelim iktisadi meseleler filan. Onlardan sıkılırdı, sözü edebiyata getirirdi. Birinci merhale bu. İkinci merhale sözü şiire getirmek, üçüncü merhale de kendi şiirine getirmek. Bu oluşum Edip’te her içkili toplantıda mutlaka görülürdü . Edebiyat, şiir ve Edip’in şiiri. Mutlaka Edip’in şiiri konuşulacak, hatta nazının geçtiği günler olursa, kitabını çıkartıp bir arkadaşına okutacak ve mutlaka övgü bekleyecek.”Şiire yönelişi. Edip Tanpınar’dan söz ederdi. Tanpınar’la yakın semtte mi, aynı semtte mi oturma, komşuluk ilişkileri mi ne, öyle bir şey var. Tanpınar’a şiirlerini göstermiş, o da gayet akıllıca öğütler vermiş ve Edip’in yönlendirmesinde epey bir etkisi olmuş. Bu Edip’in bana anlattığı. Fakat şunu biliyorum: Salah Birsel’in de Edip’in gençlik yıllarında, Edip’e bir hayli yol gösterici yardımları olmuştur. Yani onu iyi şairleri okumaya, yahut şiirinin biçimini üzerinde düşünmeye yönlendirmiş olabilir.”Şiirinin tüm kaynağı İstanbul ve İstanbul’da çok dar yerler. İşte meyhaneler, daha çok tuzu kuru, aylak insanların bulunduğu yerler. İşte Krepen Pasajı vs.”