Ekmeğin fiyatı ne Şevval? Peki, Fahrettin Koca kim? Atatürk? İstiklal Marşı’nı kim yazdı Şevval? Bari bir kıtasını söyle? Otur sıfır! Şevval daha fazla dayanamaz ve yayını terk eder. Miss Turke...

Ekmeğin fiyatı ne Şevval? Peki, Fahrettin Koca kim? Atatürk? İstiklal Marşı’nı kim yazdı Şevval? Bari bir kıtasını söyle? Otur sıfır! Şevval daha fazla dayanamaz ve yayını terk eder. Miss Turkey 2018 güzeli Şevval Şahin… Hani şu bol koronalı ev partilerinin müdavimi. Sıkıştırmayın kızcağızı böyle sorularla yahu! Pi sayısının karekökünü sormadığınız kaldı. Makyaj sor, marka sor, kozmetik sor, şak diye söylesin. Donna Karan güneş gözlüğü sor bilir, Gucci kaban sor bilir. Kuruçeşme’nin, Bodrum’un lüks mekanlarının sahiplerini sor, tanır. Yoksa soruların hepsini biliyor da bu şekilde prim yapacağını düşünüp kendini Fransız mı yapıyor bilinmez ama bakın size asıl ne anlatacağım… 88 yıl geriye gidelim… 31 Temmuz 1932’de Belçika’nın Spa şehri, Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması’na sahne olur. 28 ülke katılır. Güzeller içinde Türkiye’yi temsil eden Keriman Halis Ece birinci seçilir. Cumhuriyetin kuruluşundan sadece 9 yıl sonra gelinen noktaya bakar mısınız... Aslında olayın bu kısmı bile başlı başına bir konferans konusu ama biz daralttığımız bölüme dönelim… İlk dünya güzelimiz Keriman Halis çok iyi piyano çalar. Zarif parmaklarıyla klasiklere can verir. Hünerli elleriyle çok iyi yemek yapan, dikiş diken Keriman aynı zamanda Fransızcayı da anadili gibi konuşur. 1.70 boy, simsiyah saçlar, kahverengi gözler... Gülünce etrafına ışık saçan çağdaş bir Türk kadını… Dünya güzeli seçildiği an salondakiler ‘Yaşasın Mustafa Kemal’, ‘Yaşasın Türkiye’nin güzeli’ anlamına gelen Fransızca tezahüratlar yapar. Gözyaşlarına boğulur. Babası Tevfik Halis Bey ‘Toparla kendini, bunca insan seni görmeye gelmiş, balkona çıkıp selam vermen gerekiyor’ diye moral verir kızına. Gözyaşlarını silip balkona yönelirken görevlilerden Türk bayrağı ister. Krize bakın, salonda bir tane bile Türk bayrağı yoktur. Keriman, bayrak olmadan balkona çıkmayacağını söyleyince babasıyla oracıkta atlas bir kumaştan Türk bayrağı yapar. Alır bayrağını, çıkar balkona, kalabalığa selam verir. Türkiye’ye dönüşünde Sirkeci Garı’nda insan seliyle karşılanır. Ulu önder Atatürk, ilk dünya güzelimizin onuruna, kardeşi Makbule Hanım ve manevi kızı Afet İnan’ın da katıldığı bir davet verir. Keriman Halis, Atatürk’ün elini öper… Atatürk de Keriman Halis’in alnından öperken ‘Sana Ece diyeceğim’ der. Atatürk’ün bu yarışma sonrası “Türk ırkının soylu güzelliğinin daima korunduğunu gösteren dünya hakemlerinin bu Türk çocuğu üzerindeki hükümlerinden memnunuz.” diye başlayan bir açıklaması vardır. Açıklamanın son cümlesi tam olarak bugünkü tartışmalara son noktayı koyar nitelikte: “…Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğunuz şey analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde, yüksek fazilette birinciliği tutmaktır.” İlk dünya güzelimiz Keriman Halis Ece… Gelelim Şevval’e… Şevval Şahin altı üstü bir güzellik kraliçesiymiş, Venezuela güzeli kendi sağlık bakanını tanıyormuymuş, İngiltere’de büyümüşmüş, Türk kültürünü nereden bilsinmiş, annesi babası nasıl yetiştirmişmiş, çok kötü yönetilen bir markaymış… Falan filan… Tüm bu tartışmaların ötesinde, madem sen kendini ifade ederken “Ben kendimi Türk olarak görüyorum ve Türk olmaktan gurur duyuyorum.” diyorsun… E, o zaman İstiklal Marşı’ndan bir dize de bil artık be kardeşim!