“İzmir’de yaşayan 17 yaşındaki 5 aylık hamile Sezen Ünlü, 3 aydır ayrı yaşadığı dini nikahlı eşi...

İzmir’de yaşayan 17 yaşındaki 5 aylık hamile Sezen Ünlü, 3 aydır ayrı yaşadığı dini nikahlı eşi tarafından 16 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.” İşte her detayı ayrı acı ile dolu bir haber başlığı. 17 yaşında… 5 aylık hamile… Dini nikahlı eşi ile 3 aydır ayrı yaşıyor… Sözde eşi tarafından 16 yerinden bıçaklanarak sokak ortasında katlediliyor… 17 yaşında 5 aylık hamile olmasına mı yanmalı… Çocuk sayılabilecek bir gencin “3 aydır ayrı yaşadığı dini nikahlı eşi” söylemi ile aynı cümlede üstelik 2021 yılında olmamıza rağmen kullanılıyor olmasından mı utanmalı… Dünyaya gözünü açamadan yitip giden bir can ile çocuk yaşta tüm bunları yaşayan ve 16 yerinden bıçaklanarak öldürülen genç kıza; yitirilen iki cana mı ağlamalı, ne yapmalı? Her detayı, her kelimesi ayrı bir acı, insanlık için ayrı bir utanç… Kalbimdeki öfkeyi kelimelere daha rahat dökebileceğim bir platformda bunları yazıyor olsaydım, dile getirdiklerim elbette çok farklı olurdu ancak burada kelimelerimi seçmek zorundayım. Bu nedenle; “annesinin paşası” “babasının aslan oğlu” olarak yetiştirilen, insan hak ve özgürlüklerinden bihaber, kadını her şart ve koşulda ikinci planda hatta zaman zaman kölesi gibi gören, fiziki ve psikolojik şiddeti erkeklik(!) zanneden, namus kavramının n’sini bilmeyen ama bunun için cinayet işlediğini iddia eden, öfke kontrol yoksunu erkeklerden her kadın gibi nefret ettiğimi bir kez daha belirtmek istiyorum. Olayın arka planında ne yaşandı; ne oldu da Sezen, sonunu getiren katil ile dini nikah kıyarak evlendi ve doğmamış çocuğu ile kendini kurban etti bilmiyorum ancak… Anneler babalar sözüm size; şartlar ne olursa olsun kızlarınızın arkasında durun. Cahil cesareti ile yanlış insanlarla bile isteye cinsel birliktelik yaşayan veya tecavüze uğrayan kızlarınızın yanında olun. Yine bile isteye veya tecavüz sonrasında hamile kalan kızlarınıza bundan utanmaması gerektiğini anlatın. Doğurmak istiyorsa doğurabileceğini, istemiyorsa aldırabileceğini söyleyin. Konu komşu ne der”i düşünmeyin ve onun da düşünmemesini sağlayın. Ama ne olursa olsun rıza dışı yaşadıklarından utanmaması gerektiğini yanlış seçimlerinden de ders çıkarması gerektiğini öğütleyin. Kızlarınızın kendini ateşe attığını görürken siz “El alem ne der” diyerek seyirci kalmayın. Kızlarınızı sırf onu sevdi diye canına kastedebileceğini öngördüğünüz biri ile aynı evin içinde kaderine terk etmeyin. Evlilik arifesinde bir genç kız olarak söylüyorum; her koşulda en iyi ve en kötü şartlarda ailemin yanımda olacağına karşı duyduğum güven hissi bambaşka. Kızlarınız yuvanızdan uçup gitmeye hazırlanırken bu güveni mutlaka verin; verin ki Sezenler, Ayşeler, Fatmalar katledilmesin… İki canın felaketi olan vahşetler silsilesi ile uzaktan veya yakından alakası olan herkes için er geç adaletin yerini bulmasını tüm kalbimle istiyorum.