Çevre konusunda elimden geldiğimce bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Evde kullandığım ve geri dönüştürülebilir atıkları ayırarak çöp konteynerlerinin yanına bırakmak, gittiğim sahillerde ya da parklarda...

Çevre konusunda elimden geldiğimce bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Evde kullandığım ve geri dönüştürülebilir atıkları ayırarak çöp konteynerlerinin yanına bırakmak, gittiğim sahillerde ya da parklarda etrafa gelişigüzel atılmış çöpleri toplamak, daha sağlıklı bir çevrede yaşamak adına yakın çevremdeki kişileri geri dönüşüme teşvik etmek için kendi yaptığım şeyleri örnek göstererek onları da bu sürece dahil etmeye çalışmak bunlardan sadece birkaçı. Çevre konusundaki haberlere de oldukça hassasım. Özellikle yerel yönetimlerin çöp toplama ve kaldırım yapmak dışında yaşadığımız ilçeye ve şehre çevre için neler yaptığını/yapacağını yakından takip ediyorum. Dün e-posta kutuma Karşıyaka Belediyesinden gelen bir e-posta dikkatimi çekti. Postanın başlığı dikkat çekiciydi: İzmir’de Bir İlk: Sıfır Atık Belgesi Karşıyaka’nın Oldu! 26 yıldır Karşıyaka’da ikamet eden ve Karşıyaka’da başta geri dönüşüm olmak üzere çevre hassasiyeti konusunda kendimce bir şeyler yapmaya çalışan biri olarak büyük merakla iletiyi inceledim. Gelen iletide aynen şu ifadeler yer alıyordu: Karşıyaka Belediyesi, atık oluşumunun azaltılması ve atıkların kaynağında ayrıştırılarak ekonomiye kazandırılması adına yaptığı çalışmalar ve bu doğrultuda hizmet binalarında kurduğu sistemle, İzmir’deki tüm özel ve resmi kurumlar arasında ilk kez “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak kazandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ülke genelinde yürüttüğü proje kapsamında Sıfır Atık Belgesi; israfın önlenmesi, doğal kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya en aza indirilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrılarak geri dönüşüme kazandırılmasını kapsayan sorumlulukları başarı ile yerine getiren kurumlara veriliyor. Temmuz 2019’da yayımlanan yönetmelik çerçevesinde; tüm yerel yönetimler, kamu ve özel kurum ile kuruluşlarının Sıfır Atık Belgesi alma yükümlülüğü bulunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da destek verdiği ‘Sıfır Atık Projesi’ ile ilgili ilk uygulamayı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görmüştük. Sonrasında Türkiye çapında bir seferberlik başlatıldı. ÇÖP DAĞLARI Türkiye’nin birçok noktasında yerel yönetimler asli görevleri olan çöp toplama işini bile beceremezken ‘sıfır atık’ konusunda nasıl bir süreç işleyecek diye merak ediyordum. Karadeniz’in doğusunda vahşi atık depolama alanı olmadığından birçok belediyenin çöplerini denize, derelere attığını ya da yaktığını zaman zaman izliyoruz, görüyoruz. İzmir’in de çöp sorunu Harmandalı ile özdeşleşmiş bir mesele. Yıllarca Harmandalı ve Çiğli bölgesinde yaşayanlar bu çöpün çilesini çekti. Neyse ki Tunç Soyer’in büyükşehir belediye başkanı olmasıyla ilk eğildiği konulardan biri Harmandalı oldu. Leş gibi çöp sularının sokaklara aktığı, kireç kokan çöp karışımlı tepelerde martıların uçtuğu bu mahallenin kaderi biraz olsun güldü gibi. Sıfır atık uygulamasını sonuna kadar destekliyorum. Ancak özellikle ilçe belediyelerinin sağlıklı bir şekilde yürütmesine ihtiyaç duyulan önemli bir alan var. Geri dönüşümü her ne pahasına olursa olsun vatandaşın zihnine sokmanız gerekiyor. Yaşadığım Karşıyaka’da çok sayıda atık toplayan kişi var. Birçoğunun tek geçim kaynağı geri dönüştürülebilir atıkları toplamak. Bu vatandaşları da işin içine sokarak çöpün kaynağı olan evlerde ıslak çöple maddi değeri olan çöpleri birbirinden ayırmaya teşvik etmek, gerekirse zorlamak gerekiyor.