Gün içinde en çok nelerden şikayet ediyorsunuz? Çok ilgiden ya da tam tersi ilgisizlikten şikayet ediyor olabilirsiniz. Maddi anlamda çok zorlandığınız bir dönemde olduğunuz için parasızlıktan şikaye...

Gün içinde en çok nelerden şikayet ediyorsunuz? Çok ilgiden ya da tam tersi ilgisizlikten şikayet ediyor olabilirsiniz. Maddi anlamda çok zorlandığınız bir dönemde olduğunuz için parasızlıktan şikayet ediyor olabilirsiniz. Her hangi bir konu hakkında eşinizle ya da ailenizle yaşadığınız sorun canınızı sıkıyorsa içinde bulunduğunuz durumdan şikayet ediyor olabilirsiniz. Gibi gibi liste uzar gider... Peki, siz bu şikayetlerin neresindesiniz? Örnek vermem gerekirse; ilgi beklediğiniz kişi size karşı neden ilgisiz? Ya da sıkıntılı bir maddi süreçten geçiyorsanız sıkıntının başlama sebebi ne, nerede harcamalarınızın ucunu kaçırdınız? Ailenizle ya da her hangi biriyle anlaşmazlık yaşadığınız konuya başka biri gibi baktığınızda sizin hatanız veya eksik yaptığınız şey ne? Yani demem o ki şikayet etmeden önce bir kaç sorunun cevabını bularak çözüme başlamak gerekiyor. İnsan yapısı gereği sonuç odaklıdır çoğu zaman. ‘Kendimi çok yalnız hissediyorum’ diye yakınan kişi ilk olarak çevresindekileri suçlar. Herkesin aynı anda ilgisini üzerinden çektiğini, umursanmadığını hatta olabilecek tüm tersliklerin kendisini bulduğunu düşünür. Nerede neyi yanlış ya da eksik yaptım demez çünkü ilk aşamada aklına gelmez, ben merkezlidir. Dediğim gibi sonuç odaklı varlıklarız. Genelde neyin nasıl olduğundan çok sonuçla alakadar oluyoruz. Ancak uzunca bir süre konunun içinden çıkamadığımızda okları kendimize çevirip ‘ben’ odaklı sorular soruyoruz. Tabi okları çevirene kadar kendimizi yeterince yıpratmış oluyoruz orası ayrı bir konu. Ne yazık ki günümüzde unutulmaya yüz tutmuş kavramların başında hoşgörü, anlayış ve empati geliyor. Bizim toplumumuz için bu kavramların unutulduğunu kanıtlayan en basit örnek metro yolculuğu olur sanırım. Yıllardır toplu taşıma araçlarını kullanıyoruz ama hala inenlere öncelik vermeyi bilmiyoruz. İnen binenden öncelik istiyorken dönüş yolunda roller değiştiğinde binende inen gibi davranıyor. Yani bilinçaltı diyor ki: “Şu an metroya binmem gerekiyor bana ne inenden öncelik vermemeliyim.” Konunun özüne dönecek olursak şikayet etmeden önce özeleştiri yapmalı insan. Yaşadığınız sorun sıkıntı her neyse ‘Ben bu konuda ne yaptım?’ ya da ‘Ne yapmadım?’ diye düşünürseniz çıkış yolunu bulmanız kolaylaşacaktır. Ve tabi ki olaylara karşı taraftan da bakmak her zaman doğruyu bulmanız için önemli bir adım olacaktır… Nereden bakarsanız bakın kendinizde kusur bulamadığınız bazı istisnai durumlar da var elbette. O zaman da sorumuz değişiyor… Ne kadar sabırlısınız? Şikayet ettiğiniz konudaki taşların yerine oturması için kendinize, karşınızdakine ya da evrene karşı tanıdığınız süre gerçekten yeterli mi? Objektif baktığınızda işlerin yoluna girmesi için geçen zaman yeterli değilse tahammül sınırınızı artırmanız gerekiyor. Ancak cevabınız evet ise yani ‘Bu süre yeterliydi ama hala problemim normal şartlara dönmüyor’ diyorsanız üzgünüm, hatanın yüzde 90’ı sizden kaynaklanıyor, zincirin başına dönmelisiniz… Son olarak; sonraki günlerde sıkılma ihtimaliniz olan ya da keyfinizin kaçacağından emin olduğunuz konular üzerine bugün düşünüp X2 gerilmek sadece iyi anlarınızdan çalıyor. Dün canınızı sıkan konuyu bugün unuttuğunuz gibi, bugün sıkıldığınız şeyi de yarın unutacaksınız.