7 kıtanın her köşesinde beklenmedik etkileri süren iklim değişikliği, insanlığı şaşkına uğratmaya devam ediyor. Teksas’ta Misisipi’de Florida da yakın tarihte kaydedilmemiş kar yağışları,  Etna yanard...

7 kıtanın her köşesinde beklenmedik etkileri süren iklim değişikliği, insanlığı şaşkına uğratmaya devam ediyor. Teksas’ta Misisipi’de Florida da yakın tarihte kaydedilmemiş kar yağışları,  Etna yanardağın yıllar sonra yeniden faaliyete geçmesi, Himalaya’larda eriyen buzulların yarattığı sel faciası, Tokyo’da 7.3 deprem, Karadeniz’de girdaplar… Kürenin tamamını saran olağandışı doğa olayları, ülkemizde fazlasıyla İzmir’de hissedildi. 2020 tüm yaz ayları boyu devam eden yangınlar ardından, 30 Ekim depremi, 2 Şubat İzmir sel olayı, 11 Şubat’ta Alaçatı’da yaşanan hortum. Doğa yer kabuğunun isyanını insanlara başkaca nasıl ifade edebilir? Dünyamız kendisine yıllar yılı duyarsız bakan, Sanayileşen, şehirleşen insanoğlunun beklentilerini taşıyamaz oldu. Tüm dünya önderleri, sivil toplumun baskısı ile Fosil yakıtlar, karbon emisyonları hakkında sert tedbirler almaya devam ederken, Az gelişmiş toplumlar, fosil yakıtlardan biri olan doğalgaz seferberliğine devam ediyor. Ne yazık ki yeryüzü cenneti olarak tanımlanan Çeşme buna örnek. Çeşme, yarım yüzyılı dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş şekilde yazlık üretimine harcadı ve bu geleneğini yaşam biçimine dönüştürdü. Eski zamanlardan bu yana genellikle yazın yüksek sezonda 1 aylık doluluk yaşanan yazlık yerleşkeler tüm yıl boyu terkedilip gidilirdi. Okulların kapanması ile başlayan yazlık sezonu, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılması ile son bulurdu. Dünyadaki diğer marka turizm merkezlerinde, 10 ay, 11 ay süren devasa ölü sezonlar olası değildir.. Etkin aktivitenin dışında türlü faaliyetler ve seçenekler ile turizm sezonu uzatılır, ölü sezon mümkün olan en kısa sürelere çekilir. Sezon tanımı zaten, turizm sektörünün işletmeleri için kullanılır. Değişik bütçelere göre farklı seçeneklerle turizm tesis ve faaliyet alanlarında çeşitlilik yaratılmaya çabalanır. Oysa Çeşme deniz-güneş-kum a endeksli sıcak sezondan çok daha fazlasına sahip bir coğrafya parçası, Jeotermal kaynaklar üzerinde doğal kaplıca sahasıdır. Bu durum turizmi otomatik olarak zaman kısıtından kurtaracak varlıktır. Ayrıca İzmirlilerin hiç farketmediği, İskandinav turistlerin keşfettiği rüzgar sörfü için de dünyada eşi benzeri olmayan tabii özelliklerin sahibidir Çeşme. Sörf ekipmanları sayesinde 12 ay yapılabilen başka bir turizm seçeneği de doğası ile bu topraklara bahşedilmiştir. Ancak Çeşme bunun yerine gayrimenkul, inşaat emlak faaliyetinde kalmayı seçmiştir. Çeşme yüzbinlerle konut üretirken, ekonomisine, turizmine verdiği zararları görmezden gelmekle kalmamış, bu yapılaşmanın oluşturacağı altyapısal dengesizlikleri de umursamamıştır. Bugün Çeşme’ye birçok şey yetmemektedir. Mahalleler arası sokakları, otopark alanları, yeraltı şebekeleri, suyu, elektriği yetmemektedir. Her gün, daimi nüfusu artmakta, artan nüfusun beklentilerini çözmek adına yine doğasına zarar verecek daha büyük hataların peşine düşülmektedir. Tüm dünya fosil yakıtlardan kurtulma çabalarken, Çeşme sahip olduğu doğal, güneş, rüzgar ve en önemlisi başka yerlerin sahip olamadığı ayrıcalığı jeotermal potansiyeli yerine, dışa bağımlı olduğumuz fosil yakıt uğruna seferberlik organize edilmekte. Kışın en soğuk günlerinde sürekli kesilen elektrik nedeniyle insanlar perişan olduğu halde, güneş enerjisi hakkında çeşitli uluslararası kuruluşların ve Çevre Bakanlığının teşvikleri hakkında hiçbir faaliyet yapılmamakta. İnşaatlarda yeşil prensipler, Isı yalıtımı, su depolama, güneş enerjisi, karbon ayak izi gibi konular emlak, imar, ruhsat dairelerinin ilgisini çekmiyor. Dünyanın değişen doğası umurunda olmaksızın yapılaşmaya devam ediyor. İnsanların şuurunun açılması için daha hangi doğa olaylarıyla sınanması bekleniyor?