Yılın son yazısı. Elbette düzeltilmesi gereken bir sisteme değineceğim. 2022'den çıkardığım...

Yılın son yazısı. Elbette düzeltilmesi gereken bir sisteme değineceğim. 2022'den çıkardığımız dersler 2023'e yol gösterir belki, belli mi olur? Hedefte okullar var. Kısacık videoların tekrar tekrar izlendiği dolayısıyla sabır kavramının kalmadığı bir dönemdeyiz. Video, fotoğraf içeriklerinin kontrolsüzce yayıldığı; şiddetin, Türk geleneklerine, ahlak kurallarına aykırı davranışların sıradanlaştığı bir dönemdeyiz. İşte öğretmenler, böyle bir dönemde bilimsel bilgiyi, kültürü, sanatı anlatmaya çalışıyor öğrencilere. Yaşı ne olursa olsun, her sınıfta kendi yaşına uygun olmayan içeriğe maruz kalmış, bundan etkilenmiş çocuklar, gençler var. Okul tuvaletlerinde, bahçelerinde bunların çıkardığı sorunlar yaygınlaşıyor. Sohbet ettiğinizde göreceksiniz, umut vaat eden öğrencilerinden bahsederken gözleri ışıl ışıl olacak ama ders işleyebilmek için telefonları toplamak zorunda kaldıklarını üzülerek anlatacak öğretmenler. Özellikle okulun ilk günlerinde öğrenciyle göz teması kuramadıklarını, telefonların yasaklanmasıyla bazı gençlerin sinir krizi geçirdiğini öğrenecek, şok olacaksınız. Kitap okuyan öğrencilerin azaldığını öğreneceksiniz. Peki, sorun nedir, çözüm nedir, sendikalara sordum. Bu hafta Eğitim Gücü Sendikası İzmir İl Başkanı Bahar Taşcı'nın değerlendirmesini paylaşacağım. Buyurunuz... HAVADA KALMASIN "Türkiye'de eğitimin sayısal veri boyutuna önem veriliyor; olumsuz sonuçlar üzerinde araştırma yapılmıyor. 'Kredili sistem', 'Her çocuk başarır', 'Fatih projesi' gibi pek çok iyi girişim sisteme alınıp, sonucu değerlendirilmeden kaldırıldı.Böyle olunca sahadaki uygulamalar hedeflerin çok gerisinde kalıyor. Bir sistemin teorik açıdan mükemmel olması, sahada işleyecek anlamına gelmez. Her okulun kendi dinamikleri, sosyolojik yapısı, imkanları incelenmeli, sahadan uzak sistemlerin yasal veya idari düzenlemelerle, karar, genelge ve talimatlarla uygulamaya geçmesini beklemenin geçersizliğinin görülmesi gerekmektedir. Öğretim programı milli yapımıza uygun, bilimsel, işe yarar, ekonomik ve verimli olmalı. Teknolojiden yararlanmalı, gereksiz bilgilerden arınıp hayatla ilintili olmalı, kaliteliyi amaç edinmeli, her öğrencinin kapasitesine uygun olmalı, sadece akademik başarı baz alınmamalı, insan gücü ve istihdam ilişkisini dikkate almalı. AMAÇ ÖĞRENME OLMALI Toplum yapısı, sosyal çevredeki ve sosyal ilişkilerdeki meydana gelen değişmeler öğrencilerin düşünme biçimleri, çalışma şekilleri ve araçları, dünyayla entegrasyonları, dünya vatandaşı olma becerileri, kişisel sosyal ve ahlaki sorumluluk bilincine sahip olmalarını son derece etkiledi. Son yıllardaki  öğrenci profilinin istenilen düzeyde olduğunu söylemek oldukça zor.  Ülkemizin dört bir tarafının dil okyanusu ile çevrili olmasına karşın yabancı dil anlamında çok gerideyiz. Kaldı ki yetersiz beslenme, gelir ve burs imkanlarının kısıtlı olması, kalabalık sınıflar, rehberliğin ve yönlendirmelerin yetersizliği, öğrencilerin enerjilerini atacakları sosyal mekanların yetersizliği, ulaşımın yetersizliği, kendini güvende hissetme sorunları, aidiyet duygusunun yoksunluğu, değerli hissetme konusunda yetersizlik, gelecek kaygısı ile birleşerek sorun yumağı haline gelen ihtiyaçlar, çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Amaç sınav değil öğrenme olmalıdır. Bir okul, tiyatro salonuna, resim atölyesine, sergi salonuna, spor salonuna, dinlenme alanına, kütüphaneye, teknoloji atölyelerine, yemekhaneye, güvenlik ve sağlık personeline, bahçesinde ekip biçilecek toprağa sahip olmalı. Öğrencilerin, hobilerini bulacağı, kendini tanıyacağı bir yer olmalıdır. Veli kısmını da konuşmak gerekmektedir. Adeta seferberlik halinde davranış ve iletişim becerileri, çocuk eğitimi, okul ve öğretmenlerle işbirliği içinde olmanın önemi, hobi sahibi olabilme, okuma ve araştırma becerisi, konulu eğitimler verilmelidir.   EK İŞ ARAMAYALIM Nitelikli öğrenci ancak nitelikli öğretmenin elinden geçerek var olur. Alan bilgisi, mesleki bilinç, genel kültür düzeyi, yenilikleri takip edebilme becerisi, kendini tamamen eğitime verebilmesi bir öğretmende olması gerekenlerdir. Bunların olabilmesi için yeterli bir ücret almalıdır. Öğretmenlerin maaş ve özlük haklarının düzenlenmesi için Eğitim Gücü Sendikası olarak Bakanlığa taleplerimizi ilettik. Yeterli ücret öğretmenin statüsünü de koruyacaktır. Geçim sıkıntısındaki, kirasını ödeyemeyen bir öğretmen kendini tam anlamıyla mesleğine verememektedir. Geçinemediği için başka işler yapmak zorunda kalmakta bu da saygınlığını yitirmesine neden olmaktadır. Bu saygınlık yitimi öğretmenliğe yeteneği olanların mesleği tercih etmelerini engeller. Eğitim çalışanlarının mesleklerini geliştirmek için dünya entegrasyonu içeren hizmet içi eğitimler verilmeli yurt dışında eğitim çalışmalarına katılmaları sağlanmalıdır. Uzman öğretmenlik sınavına giren öğretmenlerin hangi bilgisi ölçüldü neyi değerlendirildi kocaman bir muamma! Sınav odaklı olmaktan çıkmak gerekmektedir. Keza Eğitim Gücü Sendikası olarak  en başından beri yeni bir problem çıkarmaktan öteye gitmeyecek bu sınavın yapılmaması ifade ettik. Boykot kararı aldık; sınava girmedik, sınav görevi almadık. Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik eğitim programının yaz tatilinde yapılmasına ilişkin dava açtık, öğretmenlik kariyer basamakları yönetmeliğinin iptali için dava açtık. Süreci yakından takip etmeye devam edeceğiz. KALICI POLİTİKA ŞART  İzmir'deki yoğun göç dalgası çeşitli sorunları beraberinde getirmiştir. Uyum sorunları, dil sorunları, sosyal sınıf sorunları, travma  yaşamış çocukların psikolojik sorunları, velilerin eğitime ilgisizlik, ailelerin çocuk sayısının fazla olması, ekonomik sorunlar,  kültür çatışmaları ve kutuplaşmaların olması, pek çok problemi beraberinde getirmekte göç etmiş ailelerin çocuklarını eğitimini olumsuz etkilemektedir. İnsanların ömürleri sınırlıdır; toplumların değildir. Eğitim politikaları uzun soluklu olmalı, oyuncular değişse de süreç ilerlemelidir. Her okulun kültürü, yapısı farklı olduğundan merkezden yönetim yerine yerinden yönetim olmalıdır. Keza bilgilendirme kısmında eksik kalınmaktadır. İş ve işlemler uzamakta enerji, zaman,para kaybına neden olmaktadır. Çocuklarımızın  geleceği söz konusu olduğunda kollektif bir akıl oluşturulmalı beraber sistem değerlendirilmeli, yeniden yön verilmelidir."          Eğitim Gücü Sendikası İzmir İl Başkanı Bahar Taşcı'nın değerlendirmesi böyle. Çocuklarımızın aydınlık saatlerde okula gittiği, evden çıkmadan ailece kahvaltı yapabildiği, eve vakitlice dönebildikleri ve sayfa sayfa ödev verilmediği, eğlenceli, saygılı bir öğrenme ortamı diliyorum yeni yılda. Tüm ilgililere duyurulur.     İYİ HABER: İranlı iki kadın satranç oyuncusu, bu yıl Kazakistan'ın Almatı kentinde düzenlenen 2022 Dünya Hızlı ve Yıldırım Satranç Şampiyonası müsabakalarına başörtüsüz katıldı. Sara Hadimuşeria ve İran asıllı Atousa Pourkaşiyan'ın ülkede devam eden Mahsa Amini protestolarına destek amacıyla bu eylemi gerçekleştirdiği bildirildi. Dünyaca ünlü 26 yaşındaki satranç oyuncusu Hadimuşeria, müsabakanın ikinci gününde de başörtüsüz yer aldı. İran, Almatı'daki müsabakalara 6 sporcuyla katılıyor. Kadın oyuncunun müsabaka sonrası ülkeye dönüp dönmeyeceği ya da döndüğünde herhangi bir cezaya çarptırılıp çarptırılmayacağı bilinmiyor.  GÜZEL İÇERİK: Ayşegül Erzincanoğl'nun instagramdaki kişisel bloğu "Sahildeki ev", günlük yaşamınıza renk katacak bilgilerle dolu. Seyahat, kitap, ev dekorasyonu, sağlıklı ve lezzetli tarif önerileri ile birbirinden keyifli içerikler hazırlayan Erzincanoğlu, Türkiye'nin cennet köşelerinden Datça'dan  büyükşehirlerin griliği arasında sıkışanlara ışık tutuyor. Aynı ismi taşıyan Youtube kanalında da seyahatlerindeki gözlem ve söyleşilerine yer veriyor.