Nasıl bir milletiz anlamak mümkün değil. Dünyayı saran ölümcül bir virüs dört bir yanımızı sarmış, adam sokakta elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor… Polis veya zabıta yolda yakalamış soruyor, “Amc...

Nasıl bir milletiz anlamak mümkün değil. Dünyayı saran ölümcül bir virüs dört bir yanımızı sarmış, adam sokakta elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor… Polis veya zabıta yolda yakalamış soruyor, “Amca niye dışarıdasın!”, o ise pişkin pişkin cevap veriyor. Evde vakit geçmiyormuş. La havle ve la kuvvete… Virüsün ülkemizi vurmasının üzerinden yaklaşık 25 gün geçti. Her gün Sağlık Bakanı çıkıp televizyonda uyarı üstün uyarı yapıyor. Cumhurbaşkanı ekrandan “Evde kalın” diyor… Herkes işi gücünü bırakmış çağrıya “Evde hayat var” diye destek veriyor… Ama dinleyen kim. Kısacası, biz bu sosyal mesafeyi bir türlü anlamadık… Kardeşim, insanlarla arandaki mesafeyi en az 2 metreye çıkartacaksın. Sosyal izolasyon uygulayacak, yani zorunluluğun yoksa dışarı adımını atmayacaksın. Atarsan da işini bitirip hemen evine döneceksin. Ha bu sırada insanlardan, dostun da, arkadaşın da olsa uzak duracaksın… Ama tüm bunlar bizim toplumumuza ters kardeşim… Çünkü bundan önce defalarca bulaşıcı hastalık, HİV, EBOLA, SARS ve MERS’i de görsek de bu denli küresel bir salgın yaşamamıştık… Tıp dünyası şaşkın… Bir yandan hasta olanları iyileştirmeye çalışıyor, diğer yandan da çareler arıyor… Millet ise daha bir başka şaşkın. İşini kaybeden, geleceğinin nasıl olacağını kara kara düşünüyor… Ülkeyi yönetenler ise bu badireyi en az zararla atlatmamızın çabası içinde… Zaman zaman, “Türk Milleti akıllıdır, çalışkandır” deriz kendi kendimize. Ben şimdi milletimizden bu aklını kullanmasını bekliyorum. Çalışkanlığımızı da bu illeti def edebilmek için kullanacağız… İzmir’de nüfusları kalabalık olan 8 ilçede sıkıntı olduğundan bahsediliyor… Özellikle bu ilçelerde yaşayan vatandaşlarımızın azami dikkatli olması gerekiyor. Tabi bu diğer ilçelerdekilerin dikkatli olmayacağı anlamına gelmiyor… Yaşadığım ilçede işim gereği gelip geçerken, bankaların, PTT şubelerinin önlerinin tıka basa olduğuna şahit oluyorum. Bu insanlar kendilerini düşünmüyorlarsa, etrafındakileri de mi düşünmüyorlar? Sadece sokaklar mı? Pazaryerleri de bir alem. Tıklım tıklım. Allah’tan İçişleri Bakanlığı olayı fark etti de pazaryerlerine yeni düzenleme getirdi… Artık pazara da sırayla girilecek… Pazarın çevresi bariyerlerle çevrilecek ve halk içeriye kontrollü biçimde alınacak… İçerideki vatandaş sayısı pazarcı sayısını ancak iki katı olabilecek… Bu millet hiçbir kurala uymazken bu nasıl başarılacak, çok merak ediyorum doğrusu… Hastalığın İzmir’i vurmasının başından itibaren, işini gücünü bırakıp bu işle uğraşan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer, bir teklifte bulundu… “İzmir’de iki hafta sokağa çıkma yasağı uygulansın” diyor Tunç Başkan… Bence Valilik Pandemi Kurulu bu teklifi hemen değerlendirmeye almalı… Çünkü İstanbul’un ardından İzmir ikinci sırada riskli il… İlk kayıpları da vermeye başladık… Bunların arasında sağlıkçılar da var maalesef… Hele, herkes sokakta dolaştıkça, ESHOT şoförleri, İZBAN personeli, dolmuşçular da tehlike altında… Haydi, gerektiği söylenen bu tedbirleri milletimiz için alalım… Koronayı da siyasete alet ederek inanın bu işten kurtulamayız…