Bugün biraz spor psikolojisini kurcalayacağız. Belirli bir sporu yaparken aldığımız keyif genelde koyduğumuz hedeflerle, motivasyonumuzla ve performansımızla ilişkili halde. Tabi ki sporu keyif olarak...

Bugün biraz spor psikolojisini kurcalayacağız. Belirli bir sporu yaparken aldığımız keyif genelde koyduğumuz hedeflerle, motivasyonumuzla ve performansımızla ilişkili halde. Tabi ki sporu keyif olarak yapmak ile her şeyini ona adamak ve bir iş olarak görmek arasında çok fark var. Bugün değineceğimiz nokta iki kitleye de uyarlanabilir çünkü sadece fiziksel özelliklerden değil psikolojik yapılardan da söz edeceğiz. İyi bir sporcuda nasıl özellikler olmasını beklersiniz? Kendini adamış, motivasyonu çok yüksek, düşse bile kendini kaldırmayı bilen, fiziksel olarak kendini geliştirmek isteyen gibi gibi bir sürü özellik sayabiliriz. Tabi ki bu özelliklerin bir araya geldiği insanlardan oluşan gruplar yani takımlar için işler biraz daha farklılaşabilir. Bireyler sporda kendilikleriyle var olurken bir anda bir takımın parçası oluverirler. Yani sadece kendinize karşı sorumlu olmazsınız, sorumlu olduğunuz ve sizin gibi olan bir sürü insan vardır etrafınızda. Bunları aşılması gereken zorluklar olarak görürsek, spor psikolojisi bize fiziğin ve performansın ötesinde başka bir şey sunmaya başlar. Bugüne kadar rekorlar kırmış ve kendinden öncekileri bir şekilde aşmayı başarmış atletlere bakın, genelde röportajlarında bunun sadece fiziksel bir durum olmadığına, çoğunlukla işin buna inanmakta ve hayal etmekte olduğunu söylerler. Nasıl bir futbol takımından maç öncesinde ‘maça kafa olarak hazırız’ sözünü duyabilirsek, olimpiyat atletleri için de aynı durum geçerli. Peki performansı arttırmak ve kaygıyı azaltmak için neler yapılıyor? Araştırırken en çok karşılaştığım tekniklerden birisi zihinsel antrenman yani imgeleme tekniğiydi. Sporcunun hazırlıklarına ve antrenmanlarının arasına hayal gücü serpiştiriyorlar. Zihninde sanki o an performansını sergiliyormuş gibi düşünme, kendini sınırlandırmadan oyunu hayalinde izleme gibi imgelemeler sporcunun gerçek oyun anında daha az kaygılı davranmasını sağlayarak başarıyı ve motivasyonu arttırıyor. Aynı zamanda gevşeme teknikleriyle de çalışarak kasları daha rahat kullanabilmeyi ve stresli durumları daha rahat kontrol edebilmeyi sağlıyorlar. Bir sporcuyu ya da bir takımı düşündüğümüzde ellerinde kullanabilecekleri bu kadar basit bir mekanizmanın olması bence muhteşem bir şey. Ben araştırmaları okurken hep takımlar ve atletler için okudum ancak bunlardan sizde faydalanabilirsiniz. En basitinden kendiniz için spor yapıyorsanız motivasyonunuzu yükseltmeye ve kendinizi daha ileri taşımaya yardımcı olabilir. Elimizde sadece bizim kontrol edebileceğimiz ve bedava sunulan bir fırsat var. Bunu neden kullanmayalım ki?