Türk Sinematek Derneği, 15 yıllık ilk dönemi boyunca Türkiye ve dünyanın sinema hareketlerinin tam ortasında yer aldı, darbeciler derneği kapattığında geriye güçlü bir birikim kaldı Türk sineması 1...

Türk Sinematek Derneği, 15 yıllık ilk dönemi boyunca Türkiye ve dünyanın sinema hareketlerinin tam ortasında yer aldı, darbeciler derneği kapattığında geriye güçlü bir birikim kaldı Türk sineması 1960’larda hem konuşur hem ne konuşacağını bilir bir olgunluğa ulaştı. 1965 ise siyasal gelişmelerin bazı kırılmaları tetiklediği yıl oldu. Türk sinemasındaki gelişim siyasete büyük ölçüde teslim olunca Türk Sinematek Derneği ve geleneksel sinemamız arasında ciddi tartışmalar oldu. Hala yeterince incelenmemiş bu döneme bakmak için derneğin neler yaptığına bakmak lazım. Türk Sinematek Derneği, 25 Ağustos 1965'te Onat Kutlar tarafından İstanbul'da kurulan sinema derneğidir. Dernek 12 Eylül 1980 tarihine kadar faaliyetini sürdürmüş 12 Eylül Darbesi sırasında da kapatıldı. Aslında bütün dünyada "sinematek"ler, sinema sanatı açısından önem taşıyan, sinema tarihine geçmiş ancak çoğunluğu ticarî sinemalarda görülmesine imkân olmayan filmleri toplayan, restore eden, arşivleyen, koruyan; istenildiğinde bunları profesyonel sinemacılar, araştırmacılar veya meraklı izleyicilerin yararlanması için sunan kuruluşlardır. "Türk Sinematek Derneği" ise Avrupa'daki benzerleri gibi bir 'film koruma' işlevi yapamamış olsa da Avrupa sinematekleri ile kurulan yakın işbirliği sayesinde mükemmel bir "sinema kulübü" gibi çalışmıştır. Ticarî sinemalarda gösterilmesi olanak dışı olan sayısız film burada sinemaseverlere tanıtılmıştır. Filmler mümkün olduğunca alt yazılı veya simültane çeviriyle gösterime sunuluyordu. TOPLU GÖSTERİMLER Film gösterilerinin yanı sıra sinemayla ilgili paneller, açık oturumlar, konferanslar, tartışma toplantıları ve sergiler düzenlendi, birçok yabancı sinemacı konuk olarak davet edildi.[1]. Örneğin dünyanın ilk sinematekçilerinden ve Fransız Sinematek'inin (Cinémathèque Française) yönetmeni Henri Langlois 1972 yılında "Türk Sinematek Derneği"nin davetlisi olarak geldi ve Fransız Sineması’nın 75. Yılı toplu gösterisinin filmlerini bizzat sundu. Bünyesinde bir de sinema kitapları kütüphanesi bulunan dernek, üyelerine kütüphaneden yararlanma olanağını da sunuyordu. Ayrıca dernek bazı sinema kulüplerinin kurulmasını da teşvik etmişti. 1967 yılına gelindiğinde İstanbul ve Ankara'da yedi sinema kulübünün kurulmasına yardımcı olmuştu. Zamanında Türkiye'deki önemli bir açığı kapatarak adeta bir sinema okulu gibi görev yapmış olan Sinematek'in bu eğitim ve arşivleme işlevlerini artık günümüzde Üniversitelerin bünyelerinde sayıları gittikçe artan "Sinema Bölümleri" üstlenmiş durumdadır. Sinematek, yirmi yıl aradan sonra, 2000 yılında önce Ankara merkezli olarak yeniden açılmış, ardından faaliyetlerini İstanbul'a da taşımıştır. Amaçlarının eski Sinematek'in adını yaşatmak ve onun bıraktığı yerden çalışmaları devam ettirmek olduğunu söyleyen dernek yetkilileri bir yandan da genç kuşak için sinema eğitimleri düzenlemek, onlara sinema yapabilme cesaretini aşılamak amacını güttüklerini belirtmişlerdir. Bu nedenle de öncelikle kısa film çekmek isteyenleri desteklediklerini söylemişlerdir. SİNEMATEK’TEN TÜRK SİNEMATEK’E 25 Ağustos 1965'te kurulduğunda adı sadece "Sinematek Derneği"yken, 19 Mart 1967'de adı "Türk Sinematek Derneği" olarak değiştirilen kuruluş tamamen özel olup Devletten ya da özel kuruluşlardan herhangi bir yardım görmemiştir. Gelirleri sadece üyelerinin yıllık aidatlarından ibaret olan derneğin 1967 yılında sadece İstanbul ve Ankara'da 4 bin üyesi vardı. Onat Kutlar'ın öncülüğünde üniversite, basın, sinema çevrelerinden ve öbür kurumlardan 15 kişinin bir araya gelmesiyle kurulmuştur. O yıl İstanbul ye Ankara'da birer lokali ve İstanbul'da bir deposu bulunmaktaydı. Sinematek'in film gösterileri ilk önce "Mis Sokağı"ndaki binada, sonra Şişli Sıracevizler'deki Kervan sinemasında yapıldı. Daha sonra ise gösteriler çok uzun bir zaman için Sıraselviler'deki Sinematek salonunda yapıldı. ECZACIBAŞI DESTEĞİ Derneğin yönetim Kurulunda Şakir Eczacıbaşı, Cevat Çapan, Onat Kutlar ve Tuncan Okan bulunuyordu. Dernekte görev alan diğer isimler arasında Mengü Ertel, Jak Şalom, Sabahattin Eyüboğlu gibi isimler de vardı. Derneğin amacı "Türkiye'de ve bütün dünyada, sinema sanatının başlangıcından bu yana çevrilen her türden filmi , sinemayla ilgili fotoğraf, kitap, senaryo, ses bandı, afiş gibi belgeleri araştırmak, tespit etmek, toplamak, saklamak, korumak ve yaymak" olarak tespit edilmiştir. Sinematek faaliyete geçtikten bir yıl sonra, 1 Mart 1966'da kendi yayın organı olan Yeni Sinema dergisini yayın hayatına soktu. Bu aylık dergi yayınına son verdiği 1 Haziran 1970 tarihine kadar 30 sayı çıkmıştır. Daha Yeni Sinema dergisi kapanmadan 4 ay önce, 5 Şubat 1970 tarihinde Türk Sinematek Derneği, Filim 70 adında daha küçük boyutta ikinci bir yayın organını da devreye sokmuştu. 18 sayfalık küçük boyutlu bu aylık dergi de 1972 yılına kadar çıktı, yalnız adı her yıl değişerek önce Filim 71 sonra da Filim 72 oldu. Türk sinematek'i kendi bünyesinde bazı kitaplar da yayımlamıştı. Bunlardan biri de Nijat Özön'ün 1970'te hazırladığı "İlk Türk Sinemacısı Fuat Özkınay" adlı inceleme kitabıdır. ONAT KUTLAR KİMDİR? Onat Kutlar (25 Ocak 1936, Alanya – 11 Ocak 1995, İstanbul). Türk şair, yazar, düşünür. 1959 yılında yayınlanan İshak ile 1960 yılında Türk Dil Kurumu Ödülü'nü kazandı. Fethi Naci'ye göre İshak, dünya edebiyatında büyülü gerçekçilik akımının ilk örneklerinden biri olarak değerlendirilmelidir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini, son dersinin sınavına girmeyerek bıraktı ve felsefe okumak amacıyla Paris'e gitti. İki yıl sonra döndüğünde bir süre Doğan Kardeş dergisinde çalıştı. 1965'te Türk Sinematek Derneğini ve Yeni Sinema dergisini kurdu. 1965-1976 yılları arasında, Türkiye'ye dünya sinemasının kapılarını açan Türk Sinematek Derneğini yönetti. Yusuf ile Kenan, Hazal ve Hakkâri'de Bir Mevsim adlı yurt dışı ve yurt içi festivallerde çok ödüllü filmlerin senaryolarına imzasını attı. 1985'te Berlin Film Festivali'nde jüri üyeliği yaptı. İstanbul Film Festivali Düzenleme Kurulu’nda ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı İcra Kurulu’nda görev yaptı. 1994 yılında Fransız hükümetince verilen L'Ordre des Arts et des Lettres Ödülü'yle onurlandırıldı. 30 Aralık 1994'te Cafe Marmara'ya bırakılan bombanın patlaması sonucu ağır yaralandı. Aynı patlamada arkeolog Yasemin Cebenoyan da yaşamını yitirdi. Kutlar, 11 Ocak 1995'te yaşamını yitirdi ve Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi. Onat Kutlar'ın, Gazel Kutlar ve Mazlum Kutlar isimli iki oğlu vardır.