Katliam yaptılar; bağladıkları köpeği, kafasına kürekle vura vura öldürdüler. Ürperdik, kınadık, lanetledik...

Katliam yaptılar; bağladıkları köpeği, kafasına kürekle vura vura öldürdüler. Ürperdik, kınadık, lanetledik... Kalleşçe arkadan yaklaşıp kalecinin kafasında sopa paraladılar. Utandık, dışladık, tiksindik... Bir sahtekar numarasını daha yedik; diplomasız sahte doktoru ameliyatlara aldılar. Şaşırdık, ağlanacak halimize güldük, korktuk... İstiklal Caddesi katliamı, kadın cinayetleri, şehitlerimiz, deprem... Konuşulacak, yazılacak, çizilecek çok konu var. Ancak hayat pahalılığını atlamayalım.Ne yani, bunları konuşmayalım mı?” Elbette konuşalım. Eline kalemi alan, yazan-yazamayan, düşünen-düşünmeyen herkes konuşuyor da, peynir çok pahalı be kardeşim. 2018’de 26.50 2019’da 26.95 2020’de 29.75 2021’de 57.80 2022’de 140 lira… Tamam, pandemi kırdı geçirdi. Tamam, Rusya-Ukrayna savaşı. Tamam, hammadde ve lojistiğe erişim zor. Tamam, yüksek maliyetler çiğ sütün fiyatını uçurdu, inekler bir bir kesiliyor. Tamam da ne olacak peki, böyle mi gidecek? Çözülebilecek sorunlardan başlasak mesela... Mesela marketlerde tavan fiyat uygulaması fahiş fiyat terörünü bitirecek bir çözüm olabilir mi? Bitiremese de -madem kriz küresel- etkisini azaltabilir mi? Enflasyonist atmosferi fırsata çeviren yamyamlarla mücadelede gıda ürünlerinde tavan fiyat düzenlemesinin denenmesi gerektiğini düşünüyorum. Seküler dostlarım yine bana kızacak ama Osmanlı tecrübesiyle konuyu yeniden tartışabiliriz. Mesela Osmanlı’da ‘narh-i bakkalan’ diye bir uygulama var. Yiyecek ve içecekte tavan fiyatları, ‘narh-i bakkalan’ adı altında ilk ve sonbahar aylarında belirleniyor. Ha, ‘Batırılmış bir imparatorluğun neyini örnek alacağız?’ çıkışına “Hiç mi iyi bir şey yapmadı bu ecdat!” diyen çıkar elbet. Neyse, Yunanistan geçtiğimiz günlerde 50’den fazla temel gıda ürününün fiyatını sabitledi. Macaristan da sabit fiyat uygulamıştı. Avrupa’da zincir marketler uyguluyor. Osmanlı vakti zamanında bu kuralın kralını uyguluyormuş. Acaba aklın yolu bir mi?Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz?” diyenlerle birlikte bir de şu açıdan bakalım; serbest piyasa ekonomisinin egemen olduğu bir yerde bu tür politikaları uygulamanız imkansız mı? Tavan fiyat düzenlemesinin yol açacağı sonuçlardan haberimiz var mı? Mal arzında yaşanacak bir krizin sonuçlarını göze alabilir miyiz? Acaba aklın yolu bir değil mi? Sözlük, serbest piyasa ekonomisi için “Ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesiyle değil fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği bir türdür.” dese de kriz dönemlerinde planlı ekonominin etkin olması gerektiğini düşünüyorum. Ezcümle; krizin küresel etkilerden korunmak şöyle bir kenarda dursun, bence planlı ekonomi devreye alınmalı. Üreticiyi korumaya alan ‘taban fiyat’ uygulamasının zıttı, kavramsal olarak da aslında benzeri tüketiciyi korumak için bir ‘tavan fiyat’ düzenlemesi gündeme alınmalı. Çok bilinmeyenli denklemin bir bilinmeyeni belki bu sayede çözülebilir; zincir marketlerin zincirleme kazasına kurban gitmeyiz. İnsanların ve hayvanların canlarını yakanları tekrar kınıyorum…