Hakem ve gözlemcilerin önce gönderilip sonra Tahkim Kurulu kararıyla tekrar görevine ia...

Hakem ve gözlemcilerin önce gönderilip sonra Tahkim Kurulu kararıyla tekrar görevine iade edilmesi, o kadar basit bir olay değil. 'Hadi gidin' sonra da 'buyrun hoşgeldiniz'. Yok böyle dünya. Gönderdiğin geri gelirse, senin gitmen gerek. Gitme vaktin gelmiş demektir. Bu işler böyle, oyuncak değil, futbol sadece bir oyun. TFF'nin kararına gözü kapalı imzayı şak diye atan MHK'den tık çıkmazken. TFF yönetiminden istifalar başladı, devamı gelir, gelmeli. İmza attıran gidiyor, atan, hala orda. Tersine dünya. Sizler o hakemlere, 22 kişiye güvenmediniz, nedenini açıklamadınız. Peki onlar size nasıl güvensin ? O zaman sizin gitmeniz gerekmez mi ? Uzun zamandır ortalıkta dönen haberdir. Rıdvan Dilmen TFF başkanı, Erman Toroğlu MHK Başkanı olsun. Seyreyleyin o zaman gümbürtüyü. Bu maç bitmez, bu lig de. AMAÇ OYNATMAKTIR Kİ TFF'ye MHK'ye kim başkan olur bilemem ama. Artık şu adına talimat, yönetmelik denen şeyler bir an önce gözden geçirilmeli. Nuh Nebiden kalma, en azından benden daha eski maddeler. Güne, şartlara, zamana, etiğe aykırı. Değiştirilmesi şart. Teknoloji ilerlemesine rağmen, kâğıt üzerinde gerilik var. Maça 15 dakika geç kaldın, yetişemedin. Daha geriye bas git, hoop anında 3-0 hükmen yeniksin. Formalar mı aynı çözüm aramak yok, oynatma gayret içinde olma. Garibim amatör ne şartlarda geliyor. Gönder evine, 3-0 yeniksin uğurlar olsun. Böyle talimat olmaz olsun. BATAK ÇUKURU BAL'I KALDIRIN  BAL'da mesela. Aynı grupta 3 il takımı, puan cetvelinin 3. sırasındasın. Sezonu grup birincisinin 2 puan gerisinde bitir. Haydi bir alt lige. 3.Lig hedeflerken, BAL'dan SAL'a zorunlu iniş. Neymiş adı üstünde Bölgesel Amatör Lig imiş. Küçük bütçeli ilçe takımlarını tutmakmış, destekmiş amaç. Onlarda da rekabet duygusu yok. İlerleme, gelişme yok. Koca sezon 3 beraberlik, 1 galibiyet alan, hep yenilen ilçe takımı bu ligde kalacak. Yatırım yapan koca ilin takımı düşecek. Çok büyük adaletsizlik. En iyisi mi en büyük adaletsizliğin döndüğü BAL'ı kaldırın, 4. Lig getirin. Kimi gayya kuyusu, kimi de batak çukuru diyor. Yıllardır çözemedim, 3. Lig bir üstünde ama BAL daha popüler, futbolcular orda oynamak için can atıyor. Var mı bu işte keramet, yok yok keramet değil, tam bir garabet. ÇAĞDIŞI, SAÇMA TALİMATLAR Benzer talimat gaflet ve dalalet, masterler ve veteranlar liglerinde de var. Anında cezayı kesiyorlar. Amaç takım kazanmak mı, sporcu kazanmak mı, yoksa tersi midir nedir ? 'Şu futbolcular olmasa ligler ne güzel yönetilir' de mi ? Traji-komik bir olay yaşandı. Bunca yıllık tecrübemize, kazanımlarımıza rağmen, şaşırdım kaldım. Yazmayan, araştırmayan, okumayan, kitap açmayan, takip etmeyen, sormayan bazı haber siteleri öyle haber yazıyor ki. Kahrolmamak elde değil. Ortalık cahilden geçilmiyor. Sorsan her şeyi bilir, bildiğini sanırlar, modern cahiller. Haberi tepetaklak ters yazmışlar. Şirin görünmek için, bir tür yalakalık, yaranma arzusu. KİMDE HATA CEZA KİME ? Konu şu. UVMK Ligi'nde Teleferik Masterler, şampiyonluk yolunda Torbalı Masterler ile eşleşir. Seri penaltılar sonucu TM, bir üst tura çıkmayı başarır. Buraya kadar her şey normal. Sıkı durun. Uçuyoruz şimdi. 4 sezondur lisanslı, TM'nin oyuncusudur Önder Aydöner. Tanırım, çok da iyi futbolcudur, tekniktir. Bir de bakarlar ki, farklı bir federasyon olan Ege Veteranlar ligine kayıtlı Albayraklar Masterler'in formasını giyer. Statü, müsabaka talimatına göre aynı sezonda iki takımda oynayamaz. Bunu kim bilecek, futbolcu ve oynadığı yeni takım. Ceza kime verilmeli, kınama cezası olur sadece. Ama 1 hafta önce oynadığı takım ceza alır, diskalifiye edilir.  Ne alakası varsa. Tersi olsa tamam doğru. Gittiği takımda gol atsa maçı kazansalar, amenna. Mantıksız. Alakası olmayan eski takımına ceza. Adam ortada yok ki. İkinci federasyon kontrol etmez mi, sistemde görünmez mi, bile bile lades. Kitabi olarak suç ama, ince detay girersen, ne var bunda ?  Böyle statü, talimatlar olmaz. Koymuş olmak için kitapçığa ekliyorlar, o kadar. Yapmayın, etmeyin. Önce insan, spor ne için kim için var ? Bu kadar gaddar olmayın. EY ADALET, HAK, HUKUK NERDESİN ? Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin Suç ve Cezası'nı, Franz Kafka'nın Dava’sını okusanız bu işi çözerdiniz. Statüde ne yazıyor, kınama cezası. Alakası olmayan takıma, ağır ceza. Oynatsa, gol atsa kazansa amenna. Ceza alan takımda, suçu işleyen yok, hatta aynı ligde bile yok. Şaibe yok, bilmemezlik, gaflet ve dalalet var o kadar. Bu işi hinliğe, cinliğe çeviren de çıkar pek yakında. Çanak tutmayın. Hadi suç demeyeyim hata diyelim, ancak cezası bu olmamalı. Severim, tanırım Önder Aydöner bilmez öyle katakulli işleri. Biraz empati, hoşgörü ile baksanız olaya. Zaten korona, hayat pahalılığı, işsizlik insanlarımızı bunalıma soktu. Sahalardan koparmasanız. Öyle vahim bir rezalet de yok. O kadar çok ahlaksızlık yaşanan günümüzde hatta. Emeğe yazık, alın terine hakarettir bu. YAŞAR DEMİR HAKKIYLA LİYAKATLA  Sporun tam da içinden geldi. Yıllarca top oynadı, futbol hakemliği yaptı, antrenördür, teknik direktördür. Diplomalı. Oyuncu yetiştirdi, çalıştırdı, spor okulu yönetti. Futbol hakemlerine idman yaptırdı, çok da iyi kondisyonerdir. Atatürk Stadı'nın kapalının, o dimdik tribün basamakları hem de 84 basamaklı, yanlış hatırlamıyorsam. Koşarak, tek ayak, çift ayakla 5 seri, inişe normal izin verirdi sağ olsun. Ama in bakalım inebilirsen. Bittiğinde bacak hissi olmazdı. Ama maça çıkar basmadık yer bırakmazdım. Beraber maçlara da çıktık. İşte bu tam donanımlı spor insanı Yaşar Demir ağabeyim, hocam Dikili Gençlik Spor İlçe Müdürü olarak göreve getirildi. Tam da adamı, tepeden gönderilme değil liyakata çok uygun, torpille değil, hakkıyla. Yakışır, çok yakıştı. Başarılar diliyorum Yaşar hocam, senin Allah'ına gurban. ELAZIĞLI FIRAT KARDEŞLER Elâzığ'ın yetiştirdiği değerlerdendir Fırat kardeşler.  Osman Erdal Fırat ile Ahmet Ertuğ Fırat. Hakemlikte özellikle Güneydoğu'nun, Doğu'nun yükünü çektiler. Kader ayırdı onları. Osman hocama sağlıklı ömür dilerim, Ertuğ hocama rahmet diliyorum. Ziraat Mühendisiydi, okumuş, kültürlü, aydın hakemlerimizdendi. Bencil olmadı, egosu da hiç yoktu. Çok sayıda hakem, ziraat erbabı yetiştirdi. Karşıyaka'da yaşıyordu, İzmir'de toprağa verildi. Tıpkı Fırat'ın suyu gibi akıp geçti gitti, ama unutmayacağız. Adını yaşatacağız ki, iyiler, iyilikler, güzellikler hep yaşasın, yaşatılsın.