Her yıl yaklaşan yeni yılı karşılarken özenle hazırladığım tebrik kartlarımı postaya veriyorum ve her birinin üzerinde yazan adrese ulaşma serüvenini yakından takip ediyorum. Ülkemizin en eski ve en k...

Her yıl yaklaşan yeni yılı karşılarken özenle hazırladığım tebrik kartlarımı postaya veriyorum ve her birinin üzerinde yazan adrese ulaşma serüvenini yakından takip ediyorum. Ülkemizin en eski ve en köklü kurumlarından biri olan Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (PTT), hem bayram öncesinde hem de yeni yıl öncesinde birbirinden renkli görsellerle hazırlattığı tebrik kartlarını işyerlerinde ücretsiz bir şekilde vatandaşın hizmetine sunuyor. Bunun bir adım ötesinde ise benim son yılların en iyi hediyelerinden biri olarak kabul ettiğim kişisel pul hizmeti bulunuyor. Kendi istediğiniz görseli ve bu görselle birlikte pulun üzerinde yer almasını istediğiniz pulu kısa sürede bastırabiliyor bu pulları kendi gönderilerinizde kullanabiliyorsunuz. Üzerinde kendi görselinizin yer aldığı bir zarfın dünyanın farklı yerlerinden insanların posta kutularına ulaşması heyecan verici bir duygu. Kargo ve posta hizmetlerinde yaşanan yoğunluk birçok kişinin ortak derdi. Özellikle internetten alışverişin artması ve satış yapan sitelerin kampanyalarıyla birlikte PTT dahil olmak üzere birçok kargo şirketinde ciddi yoğunluklar yaşanıyor. Korona virüs pandemisini de düşündüğümüzde çalışanlara Allah kolaylık versin demekten başka bir şansımız yok. Bu yıl yılbaşı tebrik kartlarımı bütün bu süreçleri de düşünerek 14 Aralık’ta İzmir Karşıyaka Bostanlı PTT’den gönderdim. 40’ı aşkın adrese yolladığım tebrik kartımın alıcılarına ulaşma durumunu ise posta kutusunda tebrik kartımı görüp paylaşanlar sayesinde öğrenebildim. Aradan geçen 1 aya rağmen yolladığım kartlardan bir kısmı ise alıcılarına ulaşmadı maalesef. FRANSA’YA GİTTİ İZMİR’E ULAŞMADI İzmir, İstanbul, Bursa, Belçika ve Fransa’ya yolladığım tebrik kartlarımdan İzmir Konak adresine ulaşması gereken tebrik kartım postaya verdiğimin ertesi gün alıcısına ulaşarak benim gözümde bir rekorun sahibi oldu. Ancak İzmir’de Buca, Karabağlar; İstanbul’da ise Kadıköy ve Beşiktaş gibi adreslere yolladığım tebrik kartları ise bir aylık gibi bir sürede henüz teslim edilemedi. Tebrik kartlarının kayıtsız posta kategorisinde olması nedeniyle anlık serüvenini takip etmek mümkün değilken tarafına kart gönderdiğim birçok kişi hemen her gün posta kutularını kontrol ediyor, tesadüfen sokaktan geçen PTT çalışanlarına ‘Bizlerin kartları nerede’ sorusunu soruyor. Başta Buca ve Karabağlar bölgesinde yaşayanların aldığı cevaplar ise tebrik kartınız ‘Bir ayda da gelebilir 3 ayda da’ gibi birçok kişinin hala algılayamadığı şekilde oluyor maalesef. Tüm bu süreçte en komik şey ise İzmir’in Karabağlar ya da Buca ilçesine Bostanlı’dan yolladığım tebrik kartı ulaşmazken Belçika’nın Leuven şehri ile Fransa’nın Marnaz kasabasına yolladığım tebrik kartlarının ulaşmış olması. Bir ay gibi sürede İzmir içinde ilerleyemeyen kartlar İstanbul’dan uçağa bindikten sonra adreslerine bir şekilde ulaşmayı başardı. Fransa’ya yaklaşık 2 haftada tebrik kartı ulaşırken; Belçika’da bu süre 3 haftayı buldu. Korona virüs pandemisi nedeniyle çalışanları risk grubunda olan ve dağıtım faaliyetleri zorunlu olarak aksayan bir kurumu yerden yere vuracak değilim elbette. Ancak 2021 yılına geldiğimiz şu günlerde standart bir kayıtsız gönderinin aynı şehir içerisinde 1 aydan uzun bir sürede alıcısına teslim edilememesinin sebebi konusunda bir şeyler yapıp; müşteri memnuniyetini artırmak için harekete geçmek gerekmez mi sizce de? Ben yıllardır sürdürdüğüm tebrik kartı gönderme alışkanlığımdan vazgeçmeyeceğim. PTT’den beklentim kayıtsız gönderilerimizi Türkiye içerisinde herhangi bir bölge farkı olmadan en azından 1 hafta gibi bir sürede teslim edebilecek seviyeye ulaşmaları. Benim kart gönderme etkinliğimden heyecanlanıp benim adresime İstanbul’dan kart yollayan arkadaşımın kartını almış olmama rağmen (Yalı Mah. Karşıyaka); İzmir’deki aynı adresten İstanbul Bebek, Koşuyolu’na ve Bostancı’ya yolladığım kartlardan hala ses olmaması PTT’nin bölgesel olarak dağıtım merkezlerinde aynı kalitede hizmet veremediğini gösteriyor. Standartlaştırılmış bir hizmet kurumun imajına da katkı sağlayacaktır.