Geçtiğimiz haftalarda MHK tarafından yapılan açıklamada 13 hakem sezon sonuna kadar maç yönetmeyecek açıklaması yapılmıştı. Kimileri bu kararı devrim olarak nitelendirirken kimileri de kara leke olara...

Geçtiğimiz haftalarda MHK tarafından yapılan açıklamada 13 hakem sezon sonuna kadar maç yönetmeyecek açıklaması yapılmıştı. Kimileri bu kararı devrim olarak nitelendirirken kimileri de kara leke olarak betimlemişti. Son olarak da geçtiğimiz hafta şu haber basında yer aldı: "MHK, 8 Mart'ta aralarında Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus ve Ali Palabıyık gibi tecrübeli isimlerin de olduğu 18 hakem ve 3 gözlemciye görev verilmeyeceğini açıklamıştı. Görevden alınan hakem ve gözlemciler, olayı Tahkim Kurulu'na taşıdı. Taraf avukatlarının yanı sıra Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ferhat Gündoğdu'nun sözlü beyanlarının ardından yapılan müzakere neticesinde hakemlerin itirazları kabul edildi ve TFF Yönetim Kurulunun 8 Mart'ta aldığı kararın kaldırılmasına oyçokluğu ile karar verildiği belirtildi. Hakemlerin yanı sıra gözlemciler Ali Uluyol, Süleyman Abay ve Taner Gizlenci ile ilgili alınan karar da bozuldu. Tahkim Kurulu hakemlikten ve gözlemcilikten uzaklaştırılan 21 kişiyi klasmanlarına iade etti. Kararın bozulmasıyla birlikte hakemler, görev verilmesi halinde kalan maçlarda görev alabilecekler." Tahkim Kurulu tarafından bir karar verildi fakat bu hakemleri maçlara atama kararı yine MHK'de. Kalan 8 haftada da görev verileceğini sanmıyorum. Ola ki verildi, söz konusu hakemler hangi şartlar altında çalışabilecekler? Zaten böyle bir durum olacaksa, neden MHK Başkanı çıkıp açıklama yaptı, kararını savundu. Her zaman yapıldığı gibi, kapalı kapılar ardında bu eylem gerçekleştirilebilirdi. Dünya Kupası'na katılamayan ülkenin federasyon başkanı bu başarısızlığı neden kabul etmez? Nihat Özdemir, "Bu eleniş bizi çok üzdü. Penaltıyı atsak o moralle turu alabilirdik. Burak'la da konuştum. O da çok üzüldü. Vuruşta zeminde bir sıkıntı olmuş. Böyle veda etmek yerine Dünya Kupası'nda veda etmesini isterdik. Futbolda böyle şansızlıklar var." açıklamasıyla yıllardır dile getirilen sistemsel problemleri göz ardı ederek her şeyi şansa bağlamış görünmekte. Nihat Özdemir ismine pek çok yerde şahit oluyoruz ve bazı olayların ardalanını daha iyi tahlil edebiliyoruz fakat bu konuda susmak en iyisi. Dilsiz şeytanlara karışsak da zamanı gelince her şey söylenecektir. Ancak futbola döndüğümüzde söz konusu başarısızlıkların da devam edeceği aşikar. Türk futbolu; her kurumuyla yozlaşmanın esiri olmaya doğru gidiyor. Doğru isimler bile bu sistemin içinde maalesef köreliyor. Şahıslara yönelik eleştiri yapmak, gerçeği gözardı etmek olur. Yıllardır Türk futbolunun iliklerine kadar işleyen bu köhne düzen ancak ciddi bir devrimle değişir. MHK Başkanımızın bir ayda çöken harekatıyla değil. Tahkim Kurulu tarafından geriye alınacağı belli olan bir kararı MHK Başkanı başarı olarak nitelendiriyorsa ortada bir bilgi eksikliği vardır ve buna da liyakat eksikliği sebep olur. Güzel yarınlar dileğiyle...