“Olgunlaşma ile evrim” anlamındaki bu sözcük 21 Mart Ekinoksunda tuhaf bir örtüşme ile başlayan yeni dünya düzenimizin motto’su olacaktır. Her bir bireyden başlayarak ailelerde, mahallelerde, ülkelerd...

“Olgunlaşma ile evrim” anlamındaki bu sözcük 21 Mart Ekinoksunda tuhaf bir örtüşme ile başlayan yeni dünya düzenimizin motto’su olacaktır. Her bir bireyden başlayarak ailelerde, mahallelerde, ülkelerde ve dünyada etkisini gösterecektir. Çevre ve yaşamla olan sınavımızda, küçücük bir mikro organizmanın bizlere böylesi ayar vermesi de aslında mucizevi! Mesajı doğru algılamak ve yerindelik ilkesi ile refleks ortaya koymak kaçınılmaz. Bunu başarabilen toplumlar geleceğin yaşam şeklini inşa edecekler! Dönüşüm elbet ki bocalamayı da beraberinde getiriyor. Dünyamızın pandemi ile mücadelesinde çok şık, oldukça başarılı ve çok hatalı örnekleri aynı anda görmeye, çarçabuk sindirmeye devam ediyoruz. Bir önceki dönem, salt olarak para’nın en önemli olduğu devirdi. Şimdi parası olmanın ne denli faydasız, yetersiz hatta gereksiz olduğu kavramı anlaşılmaya başlandı! Dünyada bilinen alışılagelmiş tüm standartlar, trendler değişmek zorundadır ve değişecektir! Herşeye rağmen şanslı olduğumuzu, bir fırsatımız daha olduğunu anlamak zorundayız! Dinazorlar gibi yeryüzünden bir anda silinmedik! Tümüyle hazırlıksız yakalandığımız küresel Virüs krizi, aslında Yerküre ile uyum için bizlere bir şans daha verdi. Bugünlerimizde aldığımız kararlar, attığımız adımlar geleceğimizi inşa edecek. Hayatlarımız bu doğrultuda düzenlenmek zorundadır. Doğrudan ilişkisi olan yaşam alanlarımız ve şehirlerimiz bu değişimin başında yer almalı, imar yasaları acilen mercek altına konmalıdır. Sağlıklı yaşam ve zirai kalkınma üzerine genç kırsal yerleşkeler, hem atılımın hem de gelişimin kaynağı olacaktır. Metropoller, beton alanlar küçülmek zorunda. Arazilerde doğru ve verimli tarım imkanları, sağlıklı yaşamın merkezi olacaktır! Ferrari ile organik domates arasında bir seçim yapmak gereğini insanoğlu daha iyi idrak etti. Dönüşüm, tasarruf ve doğal yaşam şimdi neyi ifade ettiğini, bizlere kendisi anlatıyor. Yapıların yeşil ve çevreci yapılar olarak yenilenmesi şart! Sağlıklı doğal enerji kaynakları diye tanımlanan, rüzgar, güneş ve jeotermal kaynakların, bunlardan sağlanan yenilenebilir, sürdürülebilir ekonomilerin ve yaşam alanlarının önemi çok daha iyi anlaşıldı! Atık yönetimi geçtiğimiz devrin çıkmaza girmiş mevzuatıydı. Atık kontrolü, dönüşebilir her maddenin yeniden kullanımı, biyolojik maddelerin doğaya geri kazandırılması ve bu sayede sağlıklı yaşam alanları oluşturmak şimdi çok daha önemli. Sağlık, sağlıklı gıda ve sağlıklı yaşam alanları demektir. Beraberinde sağlık turizmini getirecek! Genetiği ile oynanmamış tohumlar, zehirsiz tarım ürünleri, ekolojik tarım üzerine kurulu yeni bir düzen inşa etmekte çok geç kalmadık. Bu yönde devam eden münferit çalışmaların seferberliğe taşınması şarttır. Kentlerden köylere, kırsala hareket hız kazanacak. Sağlıklı ve huzurlu yaşam arayışı diğer herşeyin önüne geçecek. Bu hareketi doğru yönetmek, yaşam alanlarında her tür yapılaşmayı, her bir karış toprağın, her bir zerre suyun, temiz havanın kıymetini bilerek, kaynaklarımızı doğru kullanarak, sürdürülebilir ve çevreci yaklaşımlar üzerine inşa etmek gerek.