Duvara çivilenmiş makam kapısı... Bu çağda bu ortamda olmaz öyle şey demeyin. Gittik, gördük, var olduğuna şahit olduk. Bir ha...

Duvara çivilenmiş makam kapısı... Bu çağda bu ortamda olmaz öyle şey demeyin. Gittik, gördük, var olduğuna şahit olduk. Bir hastanede tabure üzerinde 50 santimetre bilgisayar masası ve bir bilgisayarla hastane yönetmek. Nerede derseniz? Hiç ummayacağınız bir hastane. Bir devlet hastanesi değil. Belki inanamayacaksınız ama belediye hastanesi. İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren Eşrefpaşa Belediye Hastanesi. Mevcut Başhekimi Nevvar Salih İşgören Alsancak Devlet Hastanesi’nden emekli genel cerrahi uzmanı Devrim Demirel. Şimdi nereden çıktı bu belediye hastanesi demeyin. Derdimiz devletimizin ve milletimizin menfaatlerini koruyan ya da korumak için çabalayan dürüst insanlara bir nebze de olsa destek olabilmek. Devletimizin birlik ve bütünlüğü içerisinde olan hiçbir vatandaşımızın dili, dini, ırkı, mezhebi, meşrebi, siyasi partisinin önemi yok. Derdimiz bir şeyler yapabilmek. Doğruları destekleyebilmek, yanlışları dillendirebilmek. Muhtemelen İzmir’de yaşayanlar dahil pek çok vatandaşımız, Eşrefpaşa Belediye Hastanesi’nin 1908 yılında kurulmuş ve kuruluş gerekçesi o bölgede bulunan özellikli bir kesime hizmet etmek olduğunu bilmiyordur diye düşünüyorum. Eşrefpaşa Belediye Hastanesi’nde 71 uzman ve 12 pratisyen hekimle hizmet veridiğini, günlük poliklinik sayısının 1500 civarında olduğunu ve her 15 dakikada bir verilen randevuyla kapıda hasta birikmesinin olmadığını, sağlıkta şiddetin nereyse sıfır olduğunu, yaklaşık 3 günlük sürede ultrason ve tomografinin çekilebildiğini, geçici olarak yapılan ameliyathanenin yaklaşık dört ay önce hizmete girdiğini ifade eden Başhekim Devrim Demirel haftanın üç günü endoskopi yapmaya devam ediyormuş. Bu bilgiyi verenler de hastane çalışanları. Bunu niye söylüyoruz, doktor olup da, doktorluğu unutmuş olan, doktorluktan kopan yöneticiler için söylüyoruz. Doktor olup da doktorluktan kopan yönetici vitaminsiz kalmıştır. Çalışan meslektaşlarını ve sağlık personelini anlaması mümkün değildir. Hastanenin en büyük sıkıntısının döner sermaye ödemesinin olmaması ve personel maaşları ödemesinin genel bütçeden değil de belediye bütçesinden ödenmesi. Eşrefpaşa Hastanesi’ne bağlı olarak çalışacak Buca’da yaklaşık 2500 metrekarelik kapalı alanı bulunan bir bina için İl Sağlık Müdürlüğü poliklinik ve ayaktan teşhis tedavi için ruhsat vermiş. Yine İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Bakanlığı’yla görüşerek evde bakım hizmetleri için hastane yönetimine izin vermiş. Önümüzdeki süreçte İzmir’in her ilçesinde evde bakım birimi açılması için izin verilmiş. Zaten belediyelerin asli görevi, ihtiyaç sahibi vatandaşa ulaşmak değil midir? Belediye hastanelerimiz, fıtık ameliyatı yapacağına bırakalım evde bakım hizmetlerini yürütsün. Hatta, Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı uzaktan teşhis ve tedavi yönetmeliğine dayanarak evde bakım ekipleri gerekli durumlarda hasta ile doktoru görüntülü konuşturuyormuş. Ne güzel bir uygulama. Yani evde bakım hastasının tedavisi, ilacı, raporu, hastanın evine gidiyormuş. NSİ Alsancak Devlet Hastanesi’yle yapılan protokolle bu güne dek 1500 ameliyat yapılmış ve protokol halen devam ediyormuş. 20 yataklı palyatif servisi de belediye hastanesinde hizmet veriyormuş. Sağlık Bakanlığı’nın hastanesi de olsa, belediyelerin hastanesi de olsa amaç vatandaşa hizmet etmek değil midir? Doğrusu İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ile Eşrefpaşa Belediye Hastanesi iş birliği göğsümüzü kabarttı. Amaç vatandaşa hizmetse, gerisi teferruat.